Cinsiyet, yaş, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, vücut yüzey alanı, vücut ısısı, duygusal durum, tiroid hormonları, büyüme ve gelişme, gebelik ve emziklilik, uyku, ateş, menstrüasyon durumu gibi birçok faktör metabolik hızı etkileyen etkenlerdendir. O nedenle bir besini tükettiğiniz için metabolizmanızın direkt olarak hızlanmasını beklemek bütün sisteme haksızlık olur. Ancak bazı besinlerin termogenezi (ısı oluşması) artırarak metabolizma üzerinde etkili olabileceğini gösteren çalışmalar vardır.
Yapılan çalışmalar sonucunda yeşil çay, karabiber, kapsein, siyah çay ve zencefil gibi uyarıcı etkisi olan maddelerin de enerji harcamasında artışlara yol açabileceği görülmüştür. Bu maddelerin termogenezi, epinefrin ve nor-epinefrin seviyelerini artırdıkları ve solunum katsayısını yükselttikleri bildirilmiştir. Ancak bu besinlere ek olarak metabolik hız üzerinde en etkili noktalardan birinin fiziksel aktive olduğunu biliyoruz. O nedenle günlük beslenmenizi düzenlerken mutlaka fiziksel aktivitenizi de artırın.
Metabolizmayı aktive eden en önemli kaynaklardan biri olan suya özel olarak bakacak olursak;
- EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Konseyi) yetişkin kadınlar için günde 2 lt, erkekler için ise 2,5 lt su tüketilmesini öneriyor.
- Bu değerler tabii ki hava koşulları, ter yoluyla atılan su, metabolik yapı, eşlik eden hastalıklara göre değişebilmektedir.
- Yeterince su tüketmediğinizin en iyi göstergesi koyu renk idrar, halsizlik ve baş ağrısıdır.
- Uzun sürekli yetersiz su tüketiminde ise kabızlık görülür. Dışkı su ve liften oluşur ve yeterli su tüketilmediğinde dışkı hacmi azalır.
- Fazlı su tüketiminde ise aşırı hidrasyon görülebilir. Ancak bu duruma böbrek ve kalp ile ilgili kronik bir rahatsızlığınız yoksa çok sık rastlanmaz.
- Kısa sürede aşırı su tüketimi, artan idrar atımı durumunda başta sodyum kaybına yol açar ve elektrolit dengesinin bozulmasına neden olur.
Hazır suya değinmişken “Diüretik” besinleri tüketerek zayıflamak mümkün mü? Onu da konuşalım isterseniz…
Diüretikler idrar çıkışını artıranlar olarak tanımlanabilir. Bu da vücuttan artan sıvı çıkışı demektir. Bazı ilaçlar bazı hastalıklar durumunda bu amaçla özellikle kullanılır. Burada bir sorun yok. Ancak bir de kilo vermek için diüretik kullanma eğilimi var ki orası sıkıntılı…
Doğada doğal olarak bulunan diüretikler vardır; yeşil çay, kafein, kiraz, kiraz sapı, ananas, maydanoz, alkol gibi… Bu diüretiklerin zayıflama ilaçlarında da kullanıldığını biliyoruz. Yoğun miktarda diüretik kullanmanız sonucunda tartıda gördüğünüz ağırlık azalmasını kilo kaybı olarak görmemelisiniz. Yağ yakmadan sadece su kaybettiğiniz bir kilo kaybı zayıflama değildir. Aksine vücuttan hızla su kaybetmek pek şok olumsuz şeyi beraberinde getirir.
Alkol tükettiğiniz gecelerin sabahında genel olarak baş ağrısı ile uyanırsınız. Bunun sebebi vücudun kaybettiği suya verdiği tepkidir. Halsizlik, baş dönmesi de diüretik kullanımı sonrası karşılaşılan belirtilerdendir. Kafein ve yeşil çay da fazla tüketildiğinde aynı etkilere sebep olur. Kilo vermek için diüretik kullanmak, diüretik etki gösteren zayıflama ilaçları tüketmek ve vücuttan sıvı atımını artırmak çok risklidir. Kaldı ki dediğim gibi bu şekilde gerçekleşen bir kilo kaybı zayıflamak anlamı taşımaz zaten. Tartıda 2-3 kg eksik görmek için sisteminize geri dönüşü olamayacak zararlar vermeyin derim. İnanın siz o rakamlardan daha değerlisiniz…
Sevgiler herkese!
Kaynaklar:
*Astrup A, Toubro S. Thermogenic, metabolic, and cardiovascular responses to ephedrine and caffeine in man. Int J Obes Relat Metab Disord 17(1):41–3, 1993 *Westerterp-Plantenga MS, Lejeune MP, Kovacs EM. Body weight loss and weight maintenance in relation to habitual caffeine intake and gDMHn tea supplementation. Obes Res 13(7):1195–204, 2005.
*Hollands MA, Arch JRS, Phil D, Cawthorne MA. A simple apparatus for comparative measurements of energy expenditure in human subjects: the thermic effect of caffeine. Am J Clin Nutr 34(10):2291–4, 1981.
İlginizi çekebilir: Beslenme trendleri: Ketojenik beslenme nedir?