Mesleğimizi nasıl sevebiliriz?
Radikal kariyer değişiklikleri, artık günlük hayatta çok sık duyduğumuz hikayelerden. Yıllardır sürdürdüğü üst düzey bankacılık kariyerini bir kalemde geride bırakıp kendine bir pastacı dükkanı açan ya da yüksek lisansını bile yaptığı alandan yavaş yavaş uzaklaşarak başkalarının “Boş hayaller peşinde koşmak” olarak nitelendireceği işlere yönelenlere dair öyküleri bu kadar sık işitmemizin ardında, mesleki yaşamdaki mutsuzluk yatıyor. Bu tip seçimler yapan insanlar ya mesleklerini baştan beri sevmiyor (Ailesel ya da dış etkenler nedeniyle seçmek durumunda kalıyorlar) ya da yıllar içinde değişen beklentileri / çalışma ortamları bu kararı vermelerinde etkili oluyor. Eğer siz de mesleğinizle ilgili soru işaretlerine sahipseniz, radikal seçimler yapmadan önce, mesleğimi sevmiyor muyum sorusunu kendinize sormalısınız. İşte mesleğinizi sevmenize ve kariyerinizi objektif bir gözle yeniden değerlendirmenize yardımcı olacak öneriler:
Kendinizi mesleğinizle değil, işinizi yapma biçiminizle özdeşleştirin
Ne iş yaparsanız yapın, yaptığınız işi en iyi şekilde yapmaya gayret edin! Çünkü unutmayın ki bir insan, icra ettiği mesleğin türü ile sınırlandırılamayacak kadar derin bir varlıktır. Sizi tanımlayacak bir şey varsa, o da size verilen işi / sorumluluğu ne şekilde yerine getirdiğinizdir. İşinizi en iyi şekilde yapmak, hem iş hayatınızda gözle görülür bir başarı sağlamanıza; hem de yeterlilik duygunuzu pekiştirerek sosyal hayatınıza da pozitif yansımalar sağlar.
Para konusunda rasyonel davranın
Evet, aslında hepimiz yaşantımızı idame ettirebilmek ve bizi mutlu eden şeyleri finanse edebilmek için paraya ihtiyaç duyuyor ve bu yüzden de çalışma hayatına atılıyoruz. Çalışma hayatında insanların kendilerine en sık sorduğu sorulardan biri de “Kazandığım para işimin tam karşılığı mı?” sorusudur. Elbette bu soruyu kendinize sormanız gerekir. Çünkü aldığınız eğitim, o işte geçirdiğiniz yıllar ve “know how” adı verilen mesleki birikim gibi kriterlerin tümü sizin maaş paketinizi oluşturur. Eğer maaşınız bu kriterlerle hissedilir derecede uyumsuz ise, bu durumu düzeltmek için yöneticilerinizle konuşmalısınız. Bunu yaptığınız halde sonuç alamıyorsanız, belki de yeni bir şirkette devam etmenin zamanı çoktan gelmiş demektir.
Ancak maaş beklentiniz bu kriterlerin ötesinde ve daha “sübjektif” ise, bu istek zaman içinde sizi işinizden soğutabilir. Örneğin kendi maaşınızı çalışma arkadaşlarınızla kıyaslamak ya da yaşam standardınıza endekslemek çok da doğru bir yaklaşım olmaz. Bunun yerine işinizi layıkıyla yapıp, gereksiz harcamalarınızı gözden geçirmeniz sizi daha mutlu bir birey haline getirebilir.
Gelişime açık olun ve yenilenin
İnsanların mesleklerinden ve işlerinden soğumalarının en önemli nedenlerinden biri de, artık o işe / mesleğe karşı heyecan duymamalarıdır. Yani çalışma hayatı, bu yönüyle ikili ilişkilerle büyük benzerlikler gösterir. Nasıl ki ikili ilişkinizde kendinizi sürekli diri ve canlı tutmak zorundaysanız, aynı taktiği iş hayatınızda da uygulamanız gerekir. Bunu başarmak için mesleğinizde yaşanan son gelişmelerden haberdar olmanızı sağlayacak yayınları takip edebilir, kişisel gelişim eğitimlerine ve mesleki atölye çalışmalarına katılabilirsiniz.
Kendinize küçük güzellikler yapmayı ihmal etmeyin
Bazen negatif bir duyguyu değiştirmek için küçücük bir dokunuş bile yeterli olabilir. İş yerindeki çalışma masanızı renklendirerek, size mutluluk aşılayacak objeler kullanmak ya da kendinizi ne zamandır istediğiniz bir teknolojik cihazla ödüllendirmek sizi motive edebilir. Ya da ofis gardırobunuzu güncelleyip biraz tarz değiştirerek iş hayatınızı tazelemek de sizi, hiç beklemediğiniz kadar iyi hissettirebilir. Unutmayın psikolojinizi değiştirmek, hayata bakış açınızı ve yaşam kalitenizi değiştirmenin en önemli adımıdır.
Kaynak:
powertochange.com
worklifebalance.com
huffingtonpost.com
forbes.com
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
‘Hayatta ne yapmak istiyorsun’ sorusunun yanıtı, sandığınızdan çok daha farklı olabilir
Sevdiğiniz işi yapmayı beklemek mi, yaptığınız işi sevmek mi?