X

‘Meraklı çocuklar’ yetiştirmek için onlara büyük resmi gösterin

Merak etmek, araştırmak, öğrenmek… Bilginin parmaklarımızın dokunuşu kadar yakın, öğrenmeninse en eğlenceli hale getirildiği teknolojik bir dünyada yaşıyoruz artık. Ansiklopedi ve kitap devrinin yerini alan internet, sonsuz bir araştırma, zengin kaynaklar sunuyor çocuklarımıza. Öğrenilen her bilginin harmanlanan hayal gücü ile farklı hedeflere ulaştığı bu keşifte çocuklar; sınırlarını zorlayarak düşünen, irdeleyen, neden-sonuç ilişkisi kuran, ışık tutabilen kişiler haline geliyor. En önemlisi de birey oluyorlar. ‘Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp’ ifadesinin en yoğun hissedildiği günümüzde, kendini geliştiren çocuklar yetiştirmek aslında o kadar da zor değil! O halde haydi araştıralım, yeni dünyaların keşfine çıkalım. Öğrenelim, öğretelim ve meraklı çocuklar yetiştirelim.

İlgili yazı: Daha akıllı ve mutlu çocuklar yetiştirmenin 10 altın kuralı

Her çocuğun, her gencin, her yetişkinin bilgiyi öğrenme ve yorumlama becerisi farklıdır. Aynı tarifi farklı dokunuşlarla bambaşka yemekler haline getiren Michelin yıldızlı şeflerin “gizemli” sırları nasıl onları “özel” kılıyorsa; bireylerin de düşünme ve üretme becerileri onları diğer kişilerden ayırır ve farklı kılar. Çocukluk döneminde tohumları atılan bu beceriler topluluğu; neden-sonuç ilişkisi kurma, sentezleme, bütün-parça ilişkisini yorumlama, analiz etme gibi kavramların harmanlanması ile oluşur.

“En sade olan aslında en karmaşık olandır.”

Çocuğunuzun bilgiyi en sade haliyle ifade edebiliyor olmasına yardımcı olun.

Bilgiyi araştırmak, öğrenmek belli bir süreç gerektirdiği gibi, onu yorumlamak, kullanmak ve işlevsel olarak dönüştürmek de ayrı bir birikim ve deneyim gerektirir. Okuduklarımızı özümsemek, içselleştirmek ve ‘Artık biliyorum!’ demek her zaman göründüğü kadar kolay olmayabilir. Çok kitap okusak bile bazen okuduklarımızı karşımızdakine ifade etmekte zorlanırız. Okuduğumuza dair aklımızda kalanlar birkaç soyut kavramdan öteye gitmeyebilir. O zaman sadece okumak ve araştırmak yeterli kalmaz, okuduklarımızı düşünmek, en sade şekliyle ifade edebiliyor olmak da gerekir. Bilgi geneldir. Kocaman bir çember düşünün, psikoloğa gittiğinizde uzman size; “Obsesif-kompulsif bozukluk görüyorum’ der. Obsesif nedir? Kompulsif nedir? Çemberin bir adım içine girersiniz, “Saplantılı-takıntılı” demek olduğunu öğrenirsiniz. Sonra bir adım daha içeri girersiniz, ‘Benim takıntılarım var’ dersiniz. Bir adım daha devam edersiniz, “Hani her yere tekrar tekrar dokunmak istiyorum, evi kontrol etmeden çıkamıyorum ya” dersiniz. Artık çemberin merkezindesinizdir; ‘Anladım, hayatımı etkileyen şu kontrol edemediğim davranışlar’ dersiniz. Obsesif-kompulsif bilgisi ile özümsediğiniz bilgi, artık hem aynı hem çok farklıdır. En sade olan bilgiye ulaşmak her zaman en zor olandır; ama onu kullanmak, yoğurup başka bir hamur haline getirmek en verimli olandır.

Çocuklarınıza bilgiyi parçalamayı öğretebilir, bilgi geçişlerini nasıl kullanabilecekleri konusunda onlara yol gösterebilirsiniz. “Bilgi çemberi” yöntemi kullanılması kolay bir metottur. Görünenin altındaki anlamı bulmak, analiz etmek, yorumlamak, çocuklarınızın kavramsal becerileri en etkili şekilde kazanmalarını sağlayacaktır. Birlikte okuyun, izleyin, araştırın, yorumlayın. En sade ve en küçük bilgileri görmemezlik etmeyin. Bazen karmaşanın içinde size bir ışık tutabilir. Malzeme dolu kocaman tencerenin içine atacağınız bir tutam tuz, yemeğin lezzetini değiştirecektir. Unutmayın ki; gastronominin yapı taşlarından olan Fransız restoranlarında şeflerin işe alım süreci hala “omlet” yapmalarından geçiyor. Neden “chateaubriand” yaptırarak şeflerin deneyimini test etmek varken, “omlet” yaptırıyorlar? Çünkü bilgi en sadede gizlidir.

“Büyük resmi gösterin.”

Çocuklarınızın vizyonunu genişletin. Çocukların vizyonu, küçük yaşlarda çevresinden edindikleri ile sınırlıdır. Anneyi veya babayı kahramanlaştırma, aile kurallarını yerine getirme, yakın çevrenin beklentisine uyma, sosyal çevresindeki davranışları taklit etme bunlardan bazılarıdır. Gelişim dediğimiz sürece bakarsak, bu tablonun kişiden kişiye göre değiştiğini, fakat çocuğun yetişkin olmasıyla birlikte kurduğu yeni “çekirdek aile”de kendi küçüklüğünden gelen davranış desenlerini devam ettirdiğini görürüz. Bu davranış desenlerini küçük yaşlarda nasıl şekillendirebiliriz?

Çocuğunuzla beraber keşfedin, birlikte hedefler belirleyerek o hedefe doğru adım adım ilerleyin.

Çocuklarınıza büyük resmi gösterin. Yaşadığı zorlukların sadece ona veya onun ailesine özgü olmadığını, dünyanın başka bir ülkesindeki çocukların da benzer şikayetleri olabileceğini anlatın. Çocuğunuzun önünü kesmeyin. “Şimdi vaktimiz yok.”, “Buna bakmasan da olur. “, “Ne kadar meraklısın.” gibi önünü kesen cümlelerden kaçının. Çocuğunuzun keşfetmesine izin verin. Aile kurallarınız ve sınırlarınız hep olsun, onu tehlikeli olabilecek durumlardan elbette koruyun; ama bilgi edinmesine, yeni dünyalarla tanışmasına ket vurmayın. Çocuğunuzun hayatını çeşitlendirin. Farklılıklara saygı duymayı, paylaşmayı, izin almayı, selamlaşmayı öğretin. Onunla birlikte hedefler belirleyin. Her zaman hayalini kurup ulaşabileceği bir hedefi olsun. Böylece motivasyonu yüksek, kendiyle barışık ve ne istediğini bilen bir çocuk olarak büyür. En önemlisi de “birey” olur.

Uzm. Psk. Sandra Pasensya: Uzm. Psk. Sandra Pasensya, psikoloji eğitimini Fransa’da Sorbonne-Paris V-Üniversitesi’nde tamamlayarak, İngiltere’de Liverpool Üniversitesi’nden klinik psikoloji uzmanlığını onur derecesiyle almıştır. “Otizmli Çocukların Duyusal Süreçlerinin Davranış Problemlerine Etkisi” konulu uzmanlık tezi uluslararası platformda birinci seçilerek, Uzm. Psk. Sandra Pasensya’ya başarı ödülleri kazandırmıştır. Yurtdışındaki özel eğitim kurumlarında edindiği deneyimin ardından, davranış terapisti olarak başladığı yolculuğuna, Tohum Otizm Vakfı Rehberlik Birimi’ni kurarak devam etmiştir. Birçok araştırma ve bilimsel çalışmaya imza atan uzman psikolog, ulusal ve uluslarası kongrelere konuşmacı olarak davet edilmekte, başlattığı “Otizme Işık Tut” projesiyle sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında otizm farkındalığını daha geniş kitlelere tanıtmaktadır. Kurucusu olduğu RENKLER OTİZM AKADEMİSİ ile uzmanlık alanları olan psikoloji ve eğitimi, “psikoeğitim” çatısı altında buluşturarak, otizm alanına yenilikçi bir bakış açısı kazandırmıştır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale