Kısa sürede bütün dünyayı saran Pokemon Go oyunu, sanal oyun meraklılarına da yeni bir dünyanın kapılarını araladı. Peki kitlelerin dikkatini bu denli çekmeyi başaran Pokemon Go tam olarak nasıl bir oyun, nasıl oynanıyor ve nasıl tepkiler alıyor? Uplifers olarak Pokemon Go ile ilgili merak ettiğiniz soruların cevaplarını derledik:
Pokemon nedir?
İngilizce “pocket” ve “monsters” kelimelerinin kısaltmasından oluşan Pokemon, cep canavarları anlamına geliyor. 1990’lı yıllarda çıkan, daha sonra ülkemizde de yayınlanan Pokemon çizgi filmini birçoğumuz hatırlayacaktır. Çizgi filmdeki hikayeyle temelde benzer özellikler taşıyan ilk Pokemon oyunu ise 1996 yılında piyasaya sürüldü.
Pokemon Go nedir, nasıl oynanır?
Pokemon Go, akıllı cihazlarda oynanmak üzere sunulan bir oyun. Oyunun GPS’i etkinleştirmesi sayesinde kullanıcılar, kendi bulundukları bölgelerdeki diğer Pokemonları yakalayıp daha sonra bunları dövüştürebiliyor. Ayrıca başka bir Pokemon’la karşılaşan kullanıcının akıllı cihazı kamera görüntüsüne geçiyor ve Pokemon’u gerçek dünyanın içinde gösteriyor. Pokemon Go oyununun yarattığı küresel çılgınlığın, genel olarak bu tür artırılmış gerçeklik özelliklerine sahip olmasından kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Pokemon Go Plus nedir?
Pokemon Go, akıllı cihazlara ücretsiz indirilip oynanabilen bir oyun. Pokemon Go Plus ise kısaca bu oyunun giyilebilir teknoloji versiyonu. Kısa sürede piyasaya sürülecek olan Pokemon bilekliği, kullanıcılar için hikayenin orijinalindeki Poke topuyla benzer bir işlev görecek. Bir diğer deyişle oyun, yakın zamanda sadece bileklik ile oynanabilecek.
Eleştiriler
Pokemon Go oyununun çok kısa zamanda küresel bir çılgınlığa neden olduğu kesin. Özellikle oyunseverler tarafından bir süredir beklenen bu oyun, Türkiye’de henüz kullanıma sunulmadığı halde, birçok kişi tarafından resmi olmayan kanallar aracılığıyla indirilip oynanmaya başladı bile.
Bu kadar popüler olan bu oyunun farklı birçok çevreden olumlu ve olumsuz eleştiriler alması kaçınılmazdı. Pokemon Go ile ilgili olumlu eleştirilerde bulunan oyunseverlerin genel olarak birleştiği nokta, oyunun sizi sabit bir yerdeki bir bilgisayar ekranına takılıp kalmaktansa dışarı çıkıp gezmeye teşvik ediyor olması. Yöneltilen olumsuz eleştirilerin başında ise kullanıcıların kişisel bilgilerinin tehlikede olması endişesi var. Siber güvenlik uzmanı Adam Reeve, kişisel blogunda yer verdiği yazısında, oyunun kullanıcıların Google hesaplarına erişebilme izninin olduğunu ifade etti. Diğer güvenlik uzmanlarınca da doğrulanan bu açık, başta e-posta hesabınız olmak üzere tüm kişisel Google hesaplarınıza sınırsız erişimi mümkün kılıyor. Nintendo ile birlikte çalışarak oyunu geliştiren Niantic Labs şirketi ise bunun sadece bir kod hatasından kaynaklandığı açıklamasını yaptı.
Teknik eleştirilerin yanı sıra oyunla ilgili son derece ilginç sosyolojik çıkarımlar da mevcut. Pokemon Go’nun, her bölümünde farklı bir hikayeyi ele alan distopik dizi Black Mirror’ın ikinci sezonunda yayınlanan ‘White Bear’ bölümü ile benzerliği de bunlardan biri. Oyunu oynayanların sürekli etraflarında birilerini arayıp yakalamaya çalışmasının; dizinin bu bölümündeki White Bear adlı sinyal vericiden alınan sinyallerin insanlar tarafından izlenmesi ve bu sinyali izlemeyenlerin ‘avcı’ adı verilen elit bir topluluk tarafından yakalanıp öldürülmeye çalışılmasıyla benzerlikler taşıdığı düşünülüyor. Geçmişten bugüne teknoloji çağının giderek bir distopyaya dönüşeceğiyle ilgili, farklı düşünce akımlarından birçok görüş mevcuttu. Pokemon Go ise, bu konudaki korkuları pekiştirmeye başlamış gözüküyor. Fakat bu korkuların haklı ya da haksız olduğunu söylemek için henüz çok erken.
Hem olumlu, hem de olumsuz eleştirilerin odağı haline gelen Pokemon Go, daha şimdiden tüm dünyada sayısız kullanıcıya ulaştı. Yakın zamanda aksesuarlarının da piyasaya sürülmesiyle birlikte, Pokemon Go çılgınlığının daha da büyümesi bekleniyor. Öte yandan bu oyunun ilerleyen dönemlerde sunulacak farklı artırılmış gerçeklik oyunlarının da bir başlangıcı olduğu düşünülüyor.
İlginizi çekebilir: Giyilebilir ürünlerde sağlığınıza katkı sağlayan fonksiyon özellikleri
Kaynak:
theguardian.com
theatlantic.com
forbes.com