X

Menstrual döngü farkındalığı: Adet döngünüzü tanıyor musunuz?

Geçtiğimiz günlerde, Şaylan Yılmaz’ın bir paylaşımına denk geldim. Şaylan, doulalık, hamile yogası, hormon yoga terapisi, doğuma hazırlık, ayurvedik meme masajı gibi kadınlara özel yürüttüğü çalışmalar ile tanınır. Paylaşımında 6-7 Nisan’da Menstural Döngü Farkındalığı Atölyesi yapacağından bahsetmişti. Hemen aklıma adet döneminde acılar içinde kıvranan arkadaşlarım geldi, bu eğitime katılarak onlara yardımcı olabileceğimi düşündüm. Sonra bir an durdum ve fark ettim ki bir kadın olarak kendi döngüm hakkında da hiç bilgim yok. Şimdiye kadar araştırmak da nasıl olduysa hiç aklıma gelmemiş.

Atölyenin başlamasına sayılı günler kala merakla, Şaylan’ın bu konuda HaberTürk’te yayınlanmış Duygu İslamoğlu ile bir röportajını okudum ve tek kelimeyle büyülendim. Keşke bu bilgileri yıllar önce bilseydim diye düşündüm. Her ay, memnuniyetsizlikle beklediğim adet dönemim meğer muhteşem hazinelerle doluymuş, şimdi 6 Nisan’daki atölyeyi ve bir sonraki adet dönemimin gelmesini iple çekiyorum.

İşte adet döneminize bakış açınızı değiştirecek birkaç muhteşem bilgi:

Adet dönemi, 28 gün süren üreme döngüsünün bir fazıdır.

Adet, ayda bir kez gelip 4-5 gün süren bir kanama döneminden ibaret değildir. Aslında, 28 gün süren üreme döngüsünün bir fazıdır. Sağlıklı bir kadın bedeninde, yumurtalıklar her ay iç duvarlarını örerek bebek için en uygun, en besleyici ortamı sunmak için hazırlık yapar. Duvarlar yeterli kalınlığa ve donanıma ulaşınca yumurtalar üretilir ve heyecanla döllenme beklenir. Eğer döllenme gerçekleşirse hamilelik fazına geçiş yapılır. Gerçekleşmezse yumurtalık içinde geliştirilen bu ortam yıkılır. Bebek için oluşturulan bu iç duvarların yıkılmaya başlaması ile adet dönemine giriş yapmış oluruz. İlk kanama ile başlayan bu dönem 1-7 gün kadar sürer. Adet döneminin bitişini takiben yeniden yumurtlama dönemine girer ve yumurtlama sonrası tekrar adet ile döngüyü tamamlarız.

İçerde sürekli devam eden bu canlı döngü, bizde güçlü fiziksel ve psikolojik değişiklikler yaratır. Bunlardan en çok bilineni yarattığı kafa karışıklıkları ve duygusal çalkantılar ile adından sıkça söz ettiren PMS, yani adet öncesi sendromudur.

PMS, adet öncesi sendromu neden olur?

Tıpkı yaşamda sıkışıp kaldığımız her an içinde olduğu gibi PMS sendromu da doğamızla uyumlu yaşamadığımızda olur. Nasıl uyumlu yaşayacağımızı öğrenmek için öncelikle döngümüzü tanımamız gerekir. Lütfen yazıyı okumaya devam edin.

Adet döngüsünün nasıl bir doğası vardır?

Şaylan diyor ki tıpkı yıl boyunca yaşadığımız mevsimler gibi adet döngüsü de kendi içinde mevsimler barındırır. Enerjetik yapısı itibariyle, 28 günlük bu döngüyü 4 mevsime ayırabiliriz.

  • Adet dönemi ve hemen öncesindeki hazırlık zamanı: KIŞ
  • Adet bitiminden yumurtlamanın 14. gününe kadar olan dönem: İLKBAHAR
  • Yumurtlamanın 14.gününden 21.gününe kadar olan dönem: YAZ
  • Yumurtlamanın 21.gününden adet başlangıcına kadar olan dönem: SONBAHAR

Yaz ve İlkbahar enerjinin dışarı yönde hareket ettiği zamanlardır. Yani, bizim hareketle dolduğumuz, yerimizde duramadığımız, yaratma enerjisinin filizlendiği, aklımızın fikrimizin projelerle planlarla dolduğu, yaptığımız-ettiğimiz, koştuğumuz, zıpladığımız ve hayallerimize irademizle somut adımlar attığımız dönem.

Kış ve Sonbahar ise enerjinin içeri yönde hareket ettiği zamanlardır. Yani, yavaşladığımız, yaptıklarımızı sorguladığımız, kendimizle yüzleştiğimiz dönem.

Peki ne olur da depresyona gireriz?

Yaz ve İlkbaharda dışarı yönde hareket eden enerjiler çekilmeye ve enerji içeriye doğru yön değiştirmeye başladığında yavaş yavaş sonbahar ve kışa girmeye başlarız. Yani, adım adım kanama dönemine yaklaşırız. Bu dönemde, sorgulamalar ve kendi içimizde çelişkililer oluşmaya başlar. Bu sorgulamalar adet döneminde artar. Bunun doğal olduğunu bilmek ve kabul etmek yerine enerji ile mücadeleye girdiğimizde depresyona girebiliriz. Bu dönem artık dışa açılma değil içe dönmeyi gerektirir. Zaman, yapmak değil yaptıklarımızı değerlendirme vaktidir.

Adet dönemi güçlü bir şifalanma dönemidir.

Adet döneminde, hormonlar ve enerjetik yapı sayesinde şifalanmamız için çok güçlü bir ortam oluşur. Bu dönemi iyi anlayıp döngümüzün doğasına uygun yaşamayı seçersek  vücudumuzun doğal ritminde çalışmasına yardımcı oluruz. Bu sayede, enerjimizi verimli kullanırız, yaşamı daha kolay algılarız ve üretkenliğimiz  artar.

1-7 gün kadar süren adet döneminde 5 fazdan geçeriz:

Ayrılma: Kanama başlamadan hemen önceki dönem. Burası hayattan kopma zamanı. Beden gergin, zihin karışık. Destekleyen yükselen enerjiler geri çekildiği için kendini yalnız hissedebilirsin.

Teslimiyet: Mutluluk hormonu olarak da bilinen Oksitosin bu dönemde yüksektir. Artık mücadelenin bittiği ve ilk kanamanın başladığı evre. Şaylan, döngülerinden kopuk yaşayan kadınların bazen teslimiyet evresinden öteye geçemeyip adet dönemini bu aşama ile sonlandırdığını söylüyor.

Teslimiyet aşamasından geçebilmek için önerisi:

  • Döngülerini takip etmen
  • Evrelerde kendine dinlenme alanları yaratman
  • Zihni pasifleştirerek beden ile ilişkiyi güçlendirmen. (Bunun için düzenli yoga ve meditasyon çok faydalı olacaktır)

Şifa: Kanama dönemi. Kanın kadının bedeninden toprağa akışı. Yumuşacık bir dönem. Güçlü bir topraklanma evresi.

Vizyon: Ben kimim? Hayattaki amacım ne? İstediğim hayatı mı yaşıyorum? gibi sorgulamalara girdiğimiz dönem. Bu aşamada, hemen cevap bulmaya çalışmadan ve aksiyona geçmeden alıcı olmaya devam etmek önemli. Alıcı olmaya devam etmek için bu dönemde resim yapmak, dans etmek, günlük tutmak gibi aktivitelerin yardımcı olacağını söylüyor.

Yönlendirme: Adet döneminin son aşaması. Burası artık yaşamımızla ilgili aldığımız vizyonları tanımlayabildiğimiz, yapmak istediklerimizi belirleyebildiğimiz yer. Kışın son günleri. Tüm döngüye uyumlandıysan artık ihtiyaçlarını bilen, yapmak istediklerini belirlemiş ve elinde tohumları hazır ekmek için ilkbaharı bekleyen bir kadınsın.

Adet döneminin bitişi ile başlayan ilkbahar, aldığın yeni kararlar için atman gereken ilk adımları görebileceğin ve küçük küçük planladıklarını yapmaya başlayacağın zaman. Sonra yaz, sonbahar ve yeniden kış olacak. Kış yeniden geldiğinde başlayan adet döneminle neler işe yaradı, neler yaramadı yeniden değerlendirmeye gireceksin.

Bu, sen farkında olsan da olmasan da böylece yaşayan canlı bir döngü. Farkında olursan yaşamla uyum içinde akar ve daha az dirençle zorluklardan daha kolaylıkla geçersin ve yaşamın da çok daha tatmin dolu olur.

Şaylan Yılmaz – Menstural Döngü Farkındalığı Atölyesi

Umarım bu özet bilgiler senin de adet dönemine yepyeni bir bakış açısı ve bilinç kazanmana yardımcı olmuştur. Tüm bilgiler, pratik edildikçe yaşamı zenginleştirir. Eğer, bu konuda daha kapsamlı bilgi sahibi olmak ve bu bilgileri Şaylan’ın uzmanlığında deneyimlemek istersen 6-7 Nisan’da gerçekleşecek Menstural Döngü Farkındalığı Atölyesi’ne katılabilirsin. Soruların ve kayıt için saylan.yilmaz@gmail.com adresine yazabilirsin. Ben de orada olacağım, heyecanla bekliyorum.

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale