X

Menopozun bir diğer yüzü: Zihin bulanıklığı mı demans mı?

Menopoz sürecinden geçen kadınlar genellikle diğer problemlerin yanı sıra hafıza ve zihin bulanıklığı şikayetlerinden de bahseder. Bu yazımda, dalgalanan hormonlar, bu hormanların beyine etkileri ve sebep olduğu bilişsel değişiklikler hakkında bilgi vereceğim.

Menopoz sürecinden geçen kadınlar genellikle diğer problemlerin yanı sıra hafıza ve zihin bulanıklığı şikayetlerinden de bahseder.
Menopozun belirtiler ve sebepleri

Menopoz bir kadının üreme sürecinin sonuna geldiğinin habercisidir. Bu evrenin habercileri ateş basmaları, gece terlemeleri, duygu durumu değişiklikleri ve unutkanlık olarak belirtilmektedir.

Menopoz semptomları östrojen, progesteron ve testosteron dahil olmak üzere, yumurtalıklarla ilgili hormonlarının dalgalanmasıyla ortaya çıkmaktadır. Son menstural döngünün tamamlanmasından sonra, birçok hormon regüle olur ve çoğu semptom ortadan kaybolur.

Kadınlar son menstural döngülerine kadar olan süreci (perimenopoz) ‘hormonal kaos’ olarak adlandırırlar. Avustralya’nın en güvenilir kadın sağlığı organizasyonu Jean Hailes, perimenopoz dönemi boyunca kadınların %60’ının hafıza problemleri veya zihin bulanıklaşmasından şikayet ettiğini belirtmiştir.

Zihin bulanıklığı mı demans mı?
Semptomların benzerliği nedeniyle, zihin bulanıklığı yaşayan birçok kadın birkaç sene içerisinde Alzheimer olacağından korkar.

Zihin bulanıklığı tam olarak anlaşılmış bir terim olmamakla birlikte, akademi ve tıp dünyasında sıklıkla tartışılmaktadır. Bir kadın doktor kontrolüne gittiğinde ve ‘zihin bulanıklığı’ dediğinde genellikle yavaş veya puslu düşüncelerden, odaklanma zorluğundan, konsantrasyon eksikliği ve unutkanlıktan bahsediyordur. Medikal ve bilimsel alanda eğitim almış birinin bu semptomları ‘bilişsel zayıflama’ olarak tanımlamaması gerekmektedir.

Zihin bulanıklığı yaşlanmanın sonucu olan bilişsel zayıflamadan (mild cognitive impairment) tamamen farklıdır. Fakat semptomların benzerliği nedeniyle, zihin bulanıklığı yaşayan birçok kadın birkaç sene içerisinde Alzheimer olacağından korkar.

2014 yılında yayınlanan bilimsel bir makalede, biliş ve menopoz kavramlarına ilişkin çalışmaların sonuçları yayınlanmış, menopoz dönemindeki şikayetlerin zihin bulanıklığının sonucu olduğu ortaya konmuştur.

Rochester Medical Center Nöropsikoloğu ve araştırmanın yazarlarından biri olan Miriam Weber, menopoz döneminde olan kadınların unutkanlık ve zihin bulanıklığı konusunda endişelenmemeleri gerektiğini ve bunun normal karşılanabileceğini belirtmiştir. Bu çalışmanın bize getirdiği güzel haber, menopoz dönemindeki zihin bulanıklığının demans göstergesi olmadığıdır. Bu deneyim ergenlik çağında ortaya çıkan karamsarlık kadar normaldir. 

Zihin bulanıklığı: Uykusuzluğun suçlusu mudur?

Bazı araştırmalar hafıza problemleri, konsantrasyon eksikliği ve verimli uyku alamama durumlarının ateş basmaları ve gece terlemelerinden kaynaklandığını ortaya koymuştur. Bu yorgunluk durumu stres, duygu durum bozukluklarına sebep olabilir.

Monash Üniversitesi Profesörü Susan Davis, menopoz dönemindeki kadınlarda öğrenme ve hafızayla ilgili bazı gerilemelerin zorlukla anlaşıldığını, ateş basması ve terlemelerin uyku bozuklukluklarından tamamen ayrışamadığı için tam anlamıyla incelenemediğini belirtmiştir. Tek bildiğimiz uykunun hafızanın işlevinde çok önemli bir rolü olduğudur. Ancak zihin bulanıklığının düzensiz uyku, anksiyete ve hormonlardan mı kaynaklandığı henüz bilinmemektedir. 

Zihin bulanıklığı: hormonları suçsuz mu kılar?
Menopoz dönemindeki kadınlarda ateş basması ve terlemelerin uyku bozuklukluklarından tamamen ayrışamadığı için tam anlamıyla incelenemediğini belirtilmiştir.

Zihin bulanıklığının sebeplerini ayrıştırmak çok zor olmakla birlikte, yumurtalıklara bağlı hormonların beyin fonksiyonlarını direkt olarak etkilemediğini biliyoruz. Öğrenme, hafıza ve diğer düşünce sistemine bağı işlevler hipokampus ve prefrontal korteks tarafından yönetilmektedir. Beynin bu bölümleri östrojen reseptörleri bakımından zengindir ve östrojen hormonlarına oldukça hassastır. Östrojen nöron gelişimine ve yaşamına önemli katkılar yapmakla birlikte, depresyonda yer alan nörotransmitterler sisteminde rol oynayarak, sinaps işlevi ve formasyonunu etkilemektedir. Bu durum östrojen kaybının bilişsel fonksiyonları negatif yönde etkilediğini düşündürebilir.

Zihin bulanıklığı sadece östrojen düzeylerindeki değişikliklerle yorumlanamaz. Testosteron, tipik olarak bir erkek hormonu olarak değerlendirilmesine rağmen yumurtalıklar tarafından da üretilmekte ve menopoz döneminde üremeyi durdurmaktadır. Klinik araştırmalar, menopoz sonrası kadınlarda uygulanan bilişsel süreç iyileşmesi amaçlı hormon değiştirme terapisinin, östrojenin etkisini tekrar geri kazanmada başarısız olduğunu göstermiştir. Ancak rastgele oluşturulan placebo gruplarında testosteron terapisinin sözel öğrenme ve hafızada olumlu sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar testosteronun kadın sağlığında önemli rol oynadığının altını çizer.

Menopoz süresince beyin sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?
Beynimizi sağlıklı tutmak ve düşünme becerilerimizi güçlü kılmak adına iyi beslenme, fiziksel egzersiz, sağlıklı uyku, stres azaltıcı yöntemler ve zihin egzersizleri olmazsa olmaz.

Menopoz dönemindeki kadınların doktorlarına testosteron tedavisi için gitmelerini önermiyoruz. Çünkü bu konuda yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var. Beynimizi sağlıklı tutmak ve düşünme becerilerimizi güçlü kılmak adına iyi beslenme, fiziksel egzersiz, sağlıklı uyku, stres azaltıcı yöntemler ve zihin egzersizleri gibi tüm yaşamsal alanlara dikkat edilmesi faydalı olacaktır.

 

İlginizi çekebilir: Bu belirtilere sahipseniz hormonlarınızla ilgili bir şeyler ters gidiyor demektir

Psikolog & Nörobilim Uzmanı Güliz Altınbaşak: Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümünden tam burslu olarak mezun oldu. Şu anda Dialectical Behavior Therapy (DBT) Turkey Danışmanlık Merkezi’nde Program Koordinatörü ve The Life-Co Wellbeing Merkezi’nde Mental Wellness Program Koordinatörü olarak çalışmaktadır. The LifeCo Wellbeing merkezi bünyesinde meditasyon odaklı olmak üzere mindfulness (farkındalık), duygu regülasyonu, stres yönetimi ve kişilerarası iletişim becerileri üzerine eğitim kampları düzenlemektedir. Ayrıca, savaş mağdurlarına yönelik mesleki eğitim, savaş sonrası travma ve formal eğitim projeleri yürütmektedir. Davranış Bilimleri Enstitüsü Yetişkin ve Aile Danışmanlık Merkezi’nde EMDR odaklı projelerde çalıştı. TOÇEV Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’nda Psikolog ve Eğitmen olarak görev aldı. “Doğudaki Ebeveyn ve Çocukları Bilinçlendirme Projesi” kapsamında birçok ilde araştırma yaptı ve eğitimler verdi. Norveç, Azerbaycan, Slovenya ve İspanya’da “Dezavantajlı Grupların Bilinçlendirilmesi ve Hayat Şartlarının Yükseltilmesi” konusundaki projelerde Ülke Koordinatörlüğü yaptı. Maltepe Kapalı İnfaz Ceza Kurumu’nda hükümlülerle çalıştı. Aynı dönemde Avrupa Şafak Hastanesi’nde bağımlılık üzerine çalışmalar yaptı. Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’nda gönüllü olarak görev alarak suça eğilimli çocuklar için çalışmalar düzenledi. “Erkek Homoseksüeller ve Heteroseksüellerin Suçluluk Utanç ve Kaygı Düzeylerinin Karşılaştırılması” üzerine yaptığı araştırmayı 17. Ulusal Psikoloji Kongresi’nde, “Kanser Hastaları için Mindfulness Odaklı Mental Wellness” çalışmasını “VIII Ibero American Congress of Clinical and Health Psychology Congress” Porto Riko’da sundu.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale