‘Yaşlanmıyoruz, olgunlaşıyoruz.’ demiş Picasso. Yaş aldıkça bedenlerimizi sevgi ve şefkatle kucaklayarak; içimizdeki bilgeliğin, sabrın ve hoşgörünün gelişmesine olanak tanıdığımız oranda olgunlaşıyoruz. Yıllar geçtikçe deneyimlerin süzgecinden geçirdiğiniz alışkanlıklar, sizin karar vermedeki hızınızı ve olaylar karşısında doğru koku alma kaslarınızı geliştirdi. Kulağa çok güzel geliyor, peki bu dönemde hayat kolay mı? Hayır!
Duygularınızın, düşüncelerinizin kalitesi yaşam kalitenizi belirler. Yaşam kaliteniz de geçmişten gelen tecrübe ve yeni deneyimlerle artsa da maalesef kimse elinize bir yol haritası vermiyor. Kaybolabilirsiniz, çıkışı kaçırabilirsiniz endişe etmeyin, kolay olmadığını söylemiştim. Ama sistem bizim lehimize işliyor ve her seferinde rota yeniden oluşturuluyor. Zorluklarıyla birlikte keyifli anlarını da yaşama isteğine sahipseniz özgürleştirici ve güçlendirici bir değişim evresi sizi bekliyor. Değişimin adı ‘menopoz’.
Öncelikler, ihtiyaçlar, duygular değişir. Değişim korkutmasın, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir değil mi? Değişimin önündeki engel kabul etmek. Kabul etmediğinizde gerçeklerle tanışamazsınız. Menopoz, ihtiyaçlarımıza karşı dikkatimizin, ihmal ettiğimiz şeylere karşı farkındalığımızın, güzel yaşayıp güzel yaş almamız için niyetimizin gücü olabilir, tabii hangi pencereden baktığınıza bağlı. Tam da bu dönemde, dışardan içeri değil tam tersi içerden dışarı baktığınızda değişimi görürsünüz. Bir arkadaşım; ‘‘Hayatımın bu aşamasını kabul etmekte zorlandım evet, ama şimdi en iyi dönemimde olduğumu söyleyebilirim.” diyor. Tüm sıkıntılarına rağmen, yaşadığı farkındalık ve öz şefkat ile önce kendisine daha sonra çevresine karşı bakışı değişti. Menopoz sofrandaki ara sıcak diyebilirim. Başlangıçları bitirmişsin, hoş bir açlık tokluk dengesindesin, önünde tadacak çok güzel yemekler olduğunu biliyorsun. Ana yemeğe daha çok var. Servis edilen ara sıcağın tadını çıkarma, yavaş yavaş yiyerek lokmanın içindeki lezzetleri anlama, hissetme vakti. Yoksa öyle lanse edildiği gibi, hayatın ilk yarısında her şeyin geliştiği, ikinci yarısında ise gerilediği algısı doğru değil.
Bizim her dönemimizde gelişmeye, dönüşmeye imkan tanıyan kapasitemiz var. Evet bazı özelliklerimiz azaldı veya kayboldu. Merak etme dengeni kaybetmiyorsun, yeni başlangıçlarla dengeni yeniden kurmaya geldin. Popüler medyada menopoz, genellikle kadınların korktuğu fiziksel ve zihinsel bir dönemi olarak gösteriliyor. Geçiş sürecindeki kadınlar filmlerde, romanlarda bile sıklıkla duygusal olarak dengesiz tasvir ediliyor; sebepsiz yere gözyaşlarına boğulan, nedensizce öfkelenen…
Hormonlarımızın dizginleri ele aldığı bir döneme geçiş yaparken önceliklerimizi gözden geçirmeliyiz. Menopoz hakkında daha fazla şey öğrendiğinizde, artan bir özgüvenle, yalnız olmadığınızın bilgisiyle ve deneyimlerinizle yeni bakış açısı yaratırsınız. Hepimizin hikayesi başka ve önemli.
- Sizi doğru yönlendiren, motive eden kişilerle vakit geçirin.
- Kolay öz- bakım uygulamaları ile kendinize vakit ayırın.
- Yaşam tarzınız için değişikliklere küçük adımlarla başlayın.
- Bir şeyler ters gittiğinde kendinize kızmayın ve tekrar başlayın.
- Her gün en az bir kere mutlu etmek için fırsat yaratın.
- Her gün en az bir kere mutlu olmak için fırsat yaratın.
İlginizi çekebilir: Pelvik taban kaslarını güçlendirmek neden önemli? Nasıl güçlendirilir?