X

Mekanlarda renk etkisi ve Feng Shui: Renkler ruh halimizi nasıl etkiler?

Yaşadığımız dünyayı renksiz düşünebilir misiniz? Ateşin kırmızısını, günbatımının turuncu geçişlerini, gökyüzünün mavisini, gökkuşağının tonlarını, ormanın yeşilini, sadece siyah-beyaz görsek hayata dair heyecanlarımız aynı yoğunlukta olur muydu acaba? Hiç sanmam. Sürekli aynı siyah-beyaz filmi seyretmek gibi olurdu bence.

Farkında olalım ya da olmayalım hepimiz renklere tepki veririz, değil mi? Dolayısıyla renklerin duygularımız üzerindeki etkisini yok saymak mümkün değildir. Bu etki bizim geleneklerimizle, deneyimlerimizle, kültürümüzle, inançlarımızla, hayata bakış açımızla, tercihlerimizle de yakından ilgilidir. Kimi renkler duygularımızda olumlu etkiler yaratırken, diğerleri bazen bizi rahatsız eder. Aslında mekânlarımızda yarattığımız estetik sadece tek bir renkte değil, bütün renklerin ahenkli ve dengeli birlikteliğindedir.

Evet önümüz sonbahar, okul mevsimi, yazlıklardan dönüş zamanı… Pandemi dönemini daha çok mekânlarımızda geçirdik ve şimdi biraz da mevsim geçişinden veya tadilat ihtiyacından ruhumuzun da, mekanlarımızın da yenilenmeye, renklenmeye ihtiyacı var. Renkleri kullanarak da yaşadığımız mekânlara hayat katabilir, yaşam alanlarımıza yeni bir kimlik kazandırabiliriz. O zaman daha bilinçli olarak seçimlerimizi yapmak için yazıyı sonuna kadar okumakta yarar var… Seçeceğimiz renk, mekânımızın fonksiyonuna, içinde geçirdiğimiz süreye, Feng Shui esaslarına uygun mu?

Feng Shui’de renkleri kullanarak 5 elementi dengelemek mümkün. Her renk grubu, bir elementi temsil eder ve her rengin bir duygusu, üzerimizde yarattığı bir etkisi vardır. Feng Shui’de canlı renkleri “Yang renkler”, pastel renkleri ise “Yin renkler” olarak adlandırırız. “Denge” Feng Shui’nin kilit kelimesidir ve her şeyde olduğu gibi, yaşadığımız mekanları dengeli bir Yin-Yang renk çeşitliliği ile donatmak, mekânımızın içindeki enerji akışını da dengelemiş olur.

Şimdi gelelim elementleri temsil eden başlıca renklere…

  • Ateş Elementinin renkleri: Kırmızı tonları, turuncu, mor, canlı pembe, fuşya, turuncu, parlak sarı vb.
  • Toprak Elementinin renkleri: Bej, kehribar sarı, hardal, pişmiş toprak, kahverengi, krem, kum rengi vb.
  • Metal Elementinin renkleri: Metal renkleri olan gümüş, altın, bronz, kurşun, bakır, beyaz, gri vb.
  • Su Elementinin renkleri: Siyah, koyu lacivert vb.
  • Ağaç Elementinin renkleri: Yeşil ve mavinin tüm tonları, açık kahverengi vb. olarak sayılabilir. 

Enerji haritasına ve elementlere göre yapacağımız dengeleme dışında, yaşadığımız mekanlarda, yine bazı temel renk kullanma prensiplerine de uymalıyız.

Kırmızı

Yang bir renk olan ve “Ateş” elementinin temsilcisi kırmızı, güçlü bir renk olduğundan uyarıcı ve canlandırıcıdır. Kırmızı; şans, verimlilik, bereket, mutluluk ile ilgilidir. Yılbaşında bereket için kapı önünde kırdığımız kırmızı narları düşünün… Siz de, etkinlik ve coşku ile ilişkili mekânlarda, örneğin salonda, girişteki holde, oyun odasında kullanabilirsiniz. Eğer ki sürekli planlama yapıyor ama bir türlü eyleme geçiremiyorsanız, kırmızının vereceği ivme ve canlandırma etkisini, diğer odalarınıza kırmızı aksesuarlar ekleyerek yaratabilirsiniz. Kırmızı renk, ocak gibi kuvvetli bir “Ateş” elementinin olduğu mutfaklarda etkiyi artıracağı için genellikle tercih edilmemelidir.

Turuncu

Turuncu da Yang bir renktir ve “Ateş” elementini temsil eder. Neşe, mutluluk, yaratıcılık, doğurganlıkla ilgilidir. Aynı kırmızıda olduğu gibi, enerjinin aktif olmasını istediğiniz mekânlarda kullanmayı düşünün. Örneğin, yaratıcılığınızı kullanacağınız, sizin veya çocuğunuzun çalışma odası olabilir. Yumuşak ve pastel tonlarını ise, yatak odanızda biraz romantizm katmak için, Yin renklerle dengeleyerek düşünebilirsiniz.

Sarı

Diğer bir Yang renk olan sarı ise; aydınlığın ve bilgeliğin rengidir. Sarı, egoyu, yargıyı, analiz yeteneğini, mantığı uyarır. Kişisel gelişimin rengidir. Yine zihin üzerindeki uyarıcı etkisiyle çalışma, eğitim ya da yaratıcılık faaliyetleri ile ilgili mekânlarınızda kullanabilirsiniz. Umutlu ve neşeli hissettirmesinin nedeni Güneş’i hatırlatması olmasın! Ancak unutmayın, fazla ve yerinde kullanılmayan sarı renk, asabiyet, gerginlik ve korku yaratabilir.

Yeşil

Yin bir renk olan yeşil, huzuru, uyumu, dengeyi sembolize eder, dinlendirici ve tazeleyicidir, gelişim potansiyelini temsil eder. Büyümeyi, gelişmeyi, yeniden filizlenmeyi temsil eden “Ağaç” elementinin temsilcisi yeşil, doğayı çiçeklerinizle beraber evinize taşır. Dinlenme ve uyku ile ilişkili her mekân için uygun bir renktir. Yatak odanızda duygusal gelişimi, içsel gelişimi, çalışma odanızda ise mesleki gelişimi destekler. Bu özelliğinden dolayı da hem aktif, hem de pasif kullandığınız mekânlarınızda uygulayabilirsiniz.

Mavi

Yine bir “Ağaç” elementinin ve gökyüzünün de rengi olan mavi, sonsuzluk ve huzuru çağrıştırır. Aynı gökyüzünün sonsuz dinginliği gibi, yatıştırıcı, rahatlatıcı ve güven verici özellikleri nedeniyle, siz de dinlenme mekânlarınızda, yatak odalarınızda, banyolarınızda kullanabilirsiniz.

Mor

“Ateş” elementini temsil eden mor ise; sezginin, spiritüel yeteneklerin gelişimini teşvik eder. Yang bir renk olmasına rağmen, pastel tonlarını yatak odalarınızda kullanabilirsiniz. Çalışma odanızda kullandığınız mor renk ise yaratıcılığınızı teşvik edecektir.

Beyaz

Bir başka Yang renk olan ve “Metal” element ile ilişkilendirilen beyaz, aslında rengin yokluğudur. Saflığı, masumiyeti, dürüstlüğü, temizliği simgeler. Ama aynı zamanda soğukluk, donukluk, çıplaklık hissi de uyandırır. Tek başına kullanmak donukluk hissi yaratacağından, başka canlı renklerle dengeleyerek kullanın. Bembeyaz döşenmiş bir ev veya bir mutfak hayal edin. Laboratuvar gibi steril bir hissiyat doğuracağından davetkar ve sarmalayan bir mekan olmaktan uzaktır.

Siyah

Diğer bir Yin renk olan siyah ise, gizemi ve bağımsızlığı temsil eder. Bütün renkleri emen siyah, gecenin de rengidir. “Su” elementi ile ilişkilidir ve birlikte kullandığınız renk ile birlikte özellikleri değişir. Yoğun olarak kullandığınızda depresyona sebep olacağından dolayı, mekânlarınızda baskın renk olarak kullanmayın.

Unutmayalım ki evlerimizde boya badana yaptırırken ya da mobilyalar ve aksesuarların rengini seçerken, aslında o mekânın kimliğini oluşturuyoruz. Bu renkleri sadece duvarlarda kullandığımız boya renkleri olarak düşünmeyin. Evinizde kullandığınız aksesuarlar, koltuk, yatak örtüsü renkleriniz, hepsi buna dâhil.

Her mekânın renklerle ve elementlerle donatılmış bir kimliği vardır ve içinde yaşayanlar ile sürekli etkileşimde bulunur. Ya siz mekânlarınıza hangi renkleri seçtiniz? Seçtiğiniz renkler mekânınızın elementlerine uygun mu? Sizlerde hangi duyguları uyandırıyor? Mekânlarınıza nasıl bir kimlik vermek istiyorsunuz?

Hayatınıza biraz heyecan, eğlence, cesaret ile bir tutam renk katmaya başlayın…
Konu ile ilgili danışmanlık isterseniz bize ulaşabilirsiniz. info@madeinfengshui.com

İlginizi çekebilir: Teras ve balkonlara çıkmaya az kaldı: Dış mekanlarda Feng Shui

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale