X

Medyada kadın temsili: Cinsel ayrımcılık konusunda nerelerdeydik, nerelere geldik

Kadın Erkek Ayrımı

2013 yılının son anlarını yaşadığımız şu günlerde, medyada “2013 yılında neler oldu?” temalı haberleri görmeye çoktan başladık.

Göz gezdirdiğim haberler arasında en çok ilgilimi çeken şey, 2013 yılında medyada kadının nasıl aşağılandığı ve nasıl metalaştırıldığına dair hazırlanmış olan bir video oldu.

Video “The Representation Project” adlı, toplumsal cinsiyete dayalı haksızlıkları insanlara iletmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla kısa filmler oluşturan, bunu yaparken çeşitli medya kanallarını kullanan bir sivil toplum örgütü tarafından hazırlanmış

2013 yılı boyunca medyada öne çıkan seksist söylemleri bir araya getirdikleri bu video, kadına yapılan cinsiyet ayrımcılığının hala devam ettiğinin ve geçmişten bugüne aslında değişen pek de fazla şey olmadığının göstergesi niteliğinde. “Medya kadın konusunda eksi not aldı” temalı bu çalışma, seksizimin 3 dakikalık bir antolojisi niteliğinde.

“Medyada kadın temsili” olgusunu incelediğimizde, 1950’lerden beri aslında oldukça uzun bir yol kat edildiğini görüyoruz. Doğru, yol uzundu. Ancak bu konuda kendimizi bir adım bile geliştiremediğimizi medyada hala yer alan “Kadınlar matematikte erkekler kadar iyi değil.” , “Çok bodur bir kadın” , “Tacizi hakettiğini söylemek istemiyorum ama…” söylemleri yeterince açıklıyor sanırım.

Video’nun ilk 30 saniyesinde, 2013 yılında kadınların imza attığı başarılara yer verilmiş: “Malala, Time dergisinin kapağında” , “1995 yılından beri Emmy ödülü alan ilk kadın başrol oyuncusu” … gibi.  Fakat başarı öyküleriyle dolu bir kaç saniyeden sonra, sıra toplumsal cinsiyet konusunda ne kadar yavaş ilerlediğimizin kanıtı niteliğindeki “medya hataları”na geliyor: “Öncesi ve sonrası” temalı fotoşop teknikleri, American Apparel reklamları, Fiat mı Ford mu, Robin Thickie’nin mükemmel klibi, Miley Cirus’un ırkçı hareketi, “herşeyiyle” Rihanna, reality şovlar, diziler, filmler, video oyunları, dergi kapakları, aktör Seth Mc Farlane’nin Oscar töreni ile ilgili seksist şakası, tutuculuğuyla bilinen haber spikeri Rush Limbaugh’ın atakları…

httpv://www.youtube.com/NswJ4kO9uHc

Video kısa olduğu için sosyal medyada oldukça hızlı yayıldı. Tabii güçlü görsel etkisi ve soundtrack katkısı da yadsınamaz… Fakat her şeyi aynı anda verme çabası, videonun entellektüel etkisini biraz azaltmış gibi. Aslında videonun paylaşıldığı ortamın Miley Cirus’ın seksizim kokan hareketlerinin paylaşıldığı, politikacıların kadınların taciz edilmesi hakkındaki yorumlarının yayınlandığı aynı yer, yani sosyal medya ya da popüler kültüre hizmet veren sektör olması da biraz ironik.

İşin sanat boyutunu bir kenara bırakacak olursak, bu video yıllardan beri toplumsal cinsiyet konusunda ne kadar “gelişemediğimizin” ve bu konuda farkındalık kazanmak adına pek adım atmadığımızın belgesi gibi.

Projenin devamı olarak, medyada çıkan tüm seksist söylemlerin toparlanıp bir belgesel film yapılması önerisinde bulunmak isterdim, ancak böyle bir filmin süresi bir kaç gün olabileceği için bu önerimden vazgeçiyorum.

Tüm bunlara ek olarak, hazırlanmış olan bu antoloji niteliğindeki videonun olayları evrensel bakış açısıyla yansıttığını düşünmüyorum. Fransa’da bu yıl toplumsal cinsiyet adına önemli anlar yaşandı: Causeur dergisinde yayınlanan “343 Bastards” adı verilen seksist kampanya, politikanın sağ kanadında milletvekili olan Philippe Le Ray’ın sol kanattan bir kadın milletvekilinin konuşmasını tavuk gıdaklaması olarak taklit etmesi, Booba’nın olay yaratan klibi, tayt, karikatür dergisi, kazak, parfüm, mobilya vb. satmak için çıplak kadın bedenlerini kullanan sayısız reklam kampanyası…

Tüm ülkelerden bu tarz haberleri toplayıp global bir antoloji oluşturmak pek mümkün görünmüyor öyle değil mi!

 

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Mademoiselle Juliette: Eski sevgilim hep bir şarkı söylerdi : “My baby loves me, I’m so happy. And that makes me a modern girl”. Bu şarkıyı dinleyince, belki de bu dünyada değiştirebileceğim şeyler vardır diye düşündüm. Etrafımdakileri sorgulayarak; okuduklarıma, gördüklerime, duyduklarıma kısacası etrafta olup bitenlere bir anlam vermeye çalışıyorum. Asıl soru: aşk nerede? Hayat bir mücadeleyse, en azından anlam çıkaralım. Bu yazdıklarım, Paris'te yaşayan bir toplumsal cinsiyet araştırmacısı modern kızın modern dünyadan hikayeleri. www.wronggender.wordpress.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale