X

Meditasyona neden ihtiyacınız olduğunu biliyor musunuz?

Meditasyona neden ihtiyacım olsun ki? Kitap okurken, müzik dinlerken, sahilde bir yürüyüşte, hobilerime zaman ayırdığımda, sevdiklerimle bir aradayken rahatlayıp gevşiyorum zaten.” 

Kişiye özel olarak çeşitleri artırılabilecek olan tüm bunlar ve fazlası hepimize doğal bir neşe, esenlik, yaşamdan daha fazla keyif alma halini getiriyor, doğru. Peki bunları yapmaya vakit bulamadığımız günlerde de durum aynı mı? Ne yazık ki bedenlerimizde bir gevşeme butonu yok ve gün içerisinde ihtiyaç duyduğumuz anlarda kolaylıkla bir duygu durumundan diğerine geçiş yapamıyoruz.

Stresin sizde yarattığı etkilerini migren, mide bulantısı, tansiyon gibi kronikleşmiş semptomlarınız varsa eminim çoktan keşfetmişsinizdir. Henüz ve ne mutlu ki bunlar sizde yoksa biraz dikkatle baktığınızda zihnen strese girdiğiniz anda kendinizi dişlerinizi sıkmış, omuzlarınızı kulaklarınıza doğru çekmiş, oturuşunuz öne kapanmış, kaşlarınızı çatmış, belki de ellerinizi yumruk yapmış, bedeninizi normalde olduğundan daha katı bir halde bulabilirsiniz.

Gerçekten! Herhangi bir sebepten aynaya bakmadığımız, bir yerimizde acı veya ağrı hissetmediğimiz zamanlarda bedenimizin ne kadar farkındayız?

Her bir tecrübemizin bedenimizde bir kaydının tutulduğu artık hepimiz için aşikâr. Yaşam dinamiğinden kopmadan devam etme amacı ile hareket ettiğimizde bilinçli veya bilinçsiz olarak yaşanan deneyimin etkilerini bilinçaltına doğru itebiliyoruz. Daha sonra da belki günün sonunda kısa vadede bir baş ağrısı, uykusuzluk, belki uzun vadede birikenlerin neticesinde daha ciddi sayılabilecek bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyorlar. Stres sadece zihinsel bir sorun değil. Zihin ve beden birbirinden ayrı değil.

Bedeni olmayan bir zihin mevcut değil.

Duygusal, zihinsel ve fiziksel stres altında olduğumuz zamanlarda gevşemek, rahatlamak her birimizin ortak ihtiyacı. Bazı bilinçli gevşeme yöntemleri meditasyon haline dönüşebilir veya meditasyona daha rahat bir geçiş sağlayacak içsel bir sükunete erişmek için bir gevşeme tekniği kullanılabilir. Meditasyonu gevşeme halinden ayıran en önemli şey, her adımın farkındalık, açık fikirlilik ve yargılama olmadan gerçekleştirilmesidir.

Gevşeme egzersizlerinde amaç, daha çok farkındalığın yönlendirildiği alanı, odaklı bir şekilde gevşetebilmeyi aramaktır, ki bu çok kıymetli bir uygulamadır. Meditasyon deneyiminde bedenin tümü üzerinde bir tarama yapılırken gevşemeye ihtiyacı olan bir alan keşfedilirse onu değiştirmeye çalışmadan nasıl hissettiğinin farkına varmak amaçlanır. Birinci uygulamada bilinçli bir kontrol mekanizması işletilirken ikinci çalışma duyusal farkındalıkla çalışır. Dikkat vermenin birinci öncelik olduğu her iki uygulama da çok faydalı, gerekli ama birbirinden farklıdır.

Belirli bir şekilde şu anda yargılamadan dikkat göstermek farkındalığın genel tanımını oluşturur. Her ne yaşıyorsak ona doğru kendimizi bilinçli olarak yöneltip mevcut deneyimi açıklık, kabul ve merakla fark etme halimizdir.

Bahsi geçen en sade haliyle otomatik pilottan çıkmaktır. Otomatik pilot devre dışı kaldığında gelişen olaya karşı bir tutum geliştirmek seçeneği bizimdir artık. Stresin artmasının ve kronikleşmesinin en önemli etmeni olan kontrolsüz zihin aktivitesi ve bedende yol açtığı etkileri durmuş veya etkisini kaybetmeye başlamıştır. Bu sayede mevcut an olaylarını tüm sadeliğiyle fark ederek bilinçli seçimler yapmak kolaylaşmıştır.

Tüm bunlar sayesinde tekrar eden düşünceleri gerçeklermiş gibi kabul etmek onlarla ve duygularımızla savaşmak için harcadığımız meyvesi olmayan enerjiyi şu anda yaşananı kabul etmeye verebiliriz.

Duygusal, zihinsel, fiziksel stres altında olduğumuz zamanlarda meditasyon bize üzerimizdeki baskının etkilerinden hafifleyip rahatlamak için alan açabilir.

Düzenli meditasyon yapanların ortak geri bildirimleri daha sağlıklı olmak, azalmış kaygı, yaşamda daha fazla tatmin ve daha istikrarlı bir mutluluk duygusu.

Tüm bunların bir tanesini bile tüm benliğimizde hissetmek büyük bir keyif değil mi?

Kontrollü deneylerle yapılan bilimsel araştırmalar rahatlama çalışmaları ve farkındalığa davet getiren meditasyon uygulamalarının her ikisinin de neticesinde herhangi bir uygulamaya tabi olmayan bireylere kıyasla rahatsızlık hissinin azaldığını, pozitif ruh halinin arttığını ortaya koymuş durumda.

Meditasyon; bilinçli farkındalık teknikleri üzerine verdiğim eğitimlerden sonra özellikle pratiğine düzenli ve dikkate değer bir sürede devam etmeyi seçenlerden benim de aldığım aslında evrensel olan en önemli geri dönüş dış yaşam koşulları ve stres faktörleri değişmediği halde tüm bunlarla olan iletişimlerinde kendilerinde keşfettikleri olaylarla ilişkilerini yönetmede daha yetenekli ve şefkatli bir tavra sahip olmalarıydı. Dolayısıyla kendileri ile olan iletişimlerini de… 

Bu çalışmaların bilinçli farkındalığa teşvik eden önemli farkı; meditasyon uygulaması yapanlarda tekrarlayan düşünceler ve bunlara yönelik olumsuz tepkiler arasındaki ilişki, rahatlama ve gevşeme pratiklerine göre çok daha fazla azalmakla birlikte buna dönüş eğiliminde de dikkat çekici oranda düşüş olması. Bir diğer ayırıcı sonuç ise kronik ağrı problemi yaşayan genç yetişkinlerin meditasyon uygulaması ile daha düşük ağrı seviyesine ulaşmış olmaları.

Toparlayacak olursak araştırmalar meditasyonun ve rahatlama pratiklerinin ortak yönleri paylaştığını ancak farklı uygulamalar olduğunu, meditasyonun iyi olma hali, kaygı, stres, kaliteli uyku düzeni gibi çoğu psikolojik durum için daha büyük etki boyutları olduğunu gösteriyor.

Sürdürülebilir yaşam keyfi ve ferahlığı araştırmasında ne kadar gevşediğimiz değil ne kadar farkında, yargısız ve şefkatli bir tavır yükseltebildiğimiz önemlidir.

Olanı olduğu gibi yorumsuz gözlemlemek. Zihne bu şekilde yaklaşmak deneyimi.

Meditasyon, zihinlerimizin nasıl çalıştığını ve zihnimizle nasıl çalışacağımızı keşfetme yolculuğudur.

Bu makale ilginizi çektiyse hayatınıza çekmek veya mevcut olanı korumak ve çoğaltmak istediğiniz neşe ve esenlik arayışınız olabilir.

Farkındalıkla görmek yaşantımın her alanında en büyük destekçim. Ben dikkat vermeyi seçtikçe keyifle sürekli devam edeceği kesin olan bir yolculuk. Amacı ne zihni boşaltmak ne de düşünce üretmek. Tam farkındalık; eylem ya da düşünce yoluyla şimdiki zamandan kaçınmak ya da onu değişikliğe uğratmaya çalışmayı dilemeden yaşama halidir.

Eğer kendinizi yorgun, yaşam hevesi kırılmış, öfkeli, tükenmiş hissediyorsanız… Odaklanma ve zaman yaratmak sizin için sorunsa… Sizi rahatsız eden acı ve günlük olaylarla başa çıkma zorlaştıysa… Zihninizin içi sürekli düşüncelerle kalabalıksa… Sakinleşip hoşça vakit geçirmeye, yaşadığınız anın tadını çıkarmaya ihtiyacınız varsa…

Bu yaklaşım dünyayla ilişkinizi kökünden değiştirebilir. Bu sayede size acı veren şeylerin etkisini azaltıp, sevinçlerinizi, neşenizi yükseltebilirsiniz.

Heyecanla vermek istediğim haber şu ki; pozitif bir yaşam deneyimi yaşamak ve bunu korumak isteyenlere destek olmak için 3 Ekim Cumartesi günü saat 11:00 de başlayacak ve takip eden 10-17-24-31 Ekim ve 7 Kasım tarihleri boyunca aynı gün ve saatte 6 hafta boyunca sürecek olan “Hazineni Fark Et” isimli online bir program hazırladım. Hazineni Fark Et, kadim yoga yaşam felsefesi başta olmak üzere bakmak yerine görme halini yaşatacak içeriği, tüm dünyada bilinen, uygulanan ve pozitif sonuçları ile binlerce insanı peşinden sürükleyen bilgilerin, özenli bir harmanı.

Günlük yaşantınıza kolaylıkla katabileceğiniz meditasyon teknikleri, nefes egzersizleri, bakmak ve görmek arasındaki farklı deneyime kapı açan görsel içeriği ile bu eğitim;

Stres, acı ve günlük yaşamın zorluklarıyla daha rahat baş etmenize,
Rahatsız edici olaylarla zarafet ve sakinlikle başa çıkmanıza,
Bu anda tam olarak mevcut ve canlı olmanıza,
Terapötik etkileri ile stresin bede n duyumlarınızdaki huzursuzluk veren etkilerinin azalmasına katkı olmak amacıyla tasarlandı.

Program içeriği hakkında detaylı bilgi sahibi olmak, kaydolmak veya tanışmak isterseniz bircesin@gmail.com adresimden bana ulaşabilir, hakkımda biraz daha bilgi sahibi olmak isterseniz @birceileyoga Instagram hesabımdan beni takip edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Daha keyifli bir yaşam deneyimi için bir program: “Hazineni fark et” başlıyor

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale