X

Meditasyon yaparken ağlamak normal mi? Neden ağlıyorum?

Meditasyon yapmak için oturduğunuzda, ilk etapta nefesinizin hareketine odaklandığınız için her şey huzurlu ve dingindir. Sonra birdenbire gözlerinizin dolduğunu hisseder ve bunu anlamadan hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarsınız. Muhtemelen bu, meditasyon sırasında olmasını beklediğiniz bir şey değildi. Dolayısıyla meditasyon yaparken ağlamak normal mi yoksa sizde mi bir sorun var, merak ediyorsunuz. Ne de olsa meditasyonun sizi ağlatması değil, size daha iyi hissettirmesi gerekiyordu; öyle değil mi?

İyi haber: Meditasyon yaparken ağlamak, oldukça yaygın bir durum. Meditasyon genellikle birçok insan için stres giderici bir işlev görse de bazen ağlamak da dahil olmak üzere zorlu duygular uyandırabilir. Yine de bu her zaman kötü bir şey değildir. “Her şeyi serbest bırakmak” nihayetinde terapötik olabilir.

Neden meditasyon yaparken ağlıyorum?

Çoğumuz meditasyonu sakin bir zamanla, duygusal dengeyi bulmakla ilişkilendiririz. Araştırmalar da meditasyon yapmanın stres ve kaygıyı azaltabileceğini gösteriyor. Elbette meditasyonun başka faydaları da mevcut:

  • Depresyonu azaltır.
  • Ağrı hislerini yönetmeye yardımcı olur.
  • Bağımlılık bozukluklarına yardımcı olabilir.
  • IBS, HIV, sedef hastalığı ve diyabet gibi sağlık durumlarının yönetilmesine yardımcı olabilir.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirebilir.

Meditasyon aynı zamanda zihinde meydana gelen “koşuşturmayı” hafifletmek, yarışan düşüncelerini ve duyguları yavaşlatmak için de bir şanstır. Bunu başarabildiğinizde ise – yapılacaklar listeleriniz, iş sorumluluklarınız ve hayattaki dikkat dağıtıcı şeyler ortadan kalktığında- bazı güçlü duygular su yüzüne çıkar. Bu duygular, hayatın yoğunluğuyla başa çıkmak ya da yüzleşilmesi çok zor olduğu için içinizde tuttuğunuz duygular olabilir. Her iki durumda da meditasyon, zor duyguların bazen siz farkına bile varmadan ortaya çıkabileceği bir zamandır. Bu nedenle meditasyon yaparken ağlamak oldukça yaygın görülen bir durumdur.

Meditasyon sırasında bazen gözleriniz yaşarırken bazen hıçkırıklarla ağlayabilirsiniz. Bu konuda asla yalnız olmadığınızı bilmelisiniz. Çoğu insan bunu yaşıyor ve meditasyon yaparken ağlamak genellikle her seferinde yaşanan bir şey değil.

Meditasyon yaparken ağlamak nasıl durdurulur?

Daha önce de belirttiğimiz gibi meditasyon yaparken ağlamak olumlu bir şey olabilir çünkü bu, duygularınızla temasa geçmenize, onları aşmanıza ve kendiniz hakkında bir şeyler öğrenmenize yardımcı olabilir. Yine de meditasyon sırasında ağlama hissi birdenbire ortaya çıkıyorsa ne yapacağınız ve bununla nasıl başa çıkacağınız konusunda endişeli hissedebilirsiniz. İşte konuyla ilgili bazı ipuçları:

1. Ağlamanın kötü bir şey olmadığını unutmayın

Çoğumuza ağlamanın bir tür zayıflık olduğu, bunun yalnızca çocukların yaptığı bir şey olduğu ve büyüdükçe duygularımızı saklamamız gerektiği öğretildi. Ama ağlamak kesinlikle bir zayıflık göstergesi değil. Üzüntü ve kırılganlık hissetmek insan olmanın bir parçası ve bunu nasıl ifade edeceğinizi öğrenmek de önemli.

Dolayısıyla ağlamayı olumlu bir şey olarak yeniden çerçevelemek, o anı atlatmanıza yardımcı olabilir. İşte ağlama hakkında bilmeniz gereken birkaç olumlu şey:

  • Ağlamak önemli bir stres atma şeklidir.
  • Ağlamak kortizol seviyenizi düşürebilir.
  • Duyguları bastırmak, artan kardiyovasküler hastalık oranlarıyla ilişkilendirilmiştir.
  • Duyguları bastırmak, depresyon ve kaygı eğilimini artırabilir.

2. Duygularınızla kalmayı öğrenin

Pek çok insan meditasyonun açık bir zihne sahip olmak, düşünce ve duygulardan arınmış olmak anlamlarına geldiğini düşünüyor. Ama aslında durum bundan farklı. Meditasyonun amacı, düşünceleri veya duyguları tamamen ortadan kaldırmak değil, onları geldikleri gibi kabul edebilmektir. Sonunda amaç, onları bırakmayı öğrenmektir.

Meditasyon yaparken ağladığınızı fark ederseniz, bunu kendinizi sevme ve kabul etme pratiği yapmak için bir şans olarak kullanabilirsiniz. İşte bunun nasıl yapılacağına dair bazı öneriler:

  • Ağlarken, ağlamakla ilgili düşüncelerinizi fark edin.
  • Kendinize bir an önce ağlamayı kesmeniz gerektiğini mi söylüyorsunuz? Kendinizi çok duygusal bulduğunuz için mi yargılıyorsunuz?
  • Hangi düşüncelere sahip olursanız olun, sadece izleyin ve gözlemleyin; onları yargılamamaya çalışın.
  • Ağlarken vücudunuzda neler olduğunu fark edin.
  • Nefes alışınız normalde olduğundan daha mı hızlı yoksa daha mı ağır? Nefesinizi yavaşlatabiliyor musunuz? Ağlamanızdan vücudunuzun başka hangi bölgeleri etkileniyor?
  • Bedeninizi, nefesinizi ve düşüncelerinizi fark ettiğinizde neler olduğunu gözlemleyin.

3. Deneyiminizi işlemek için biraz zaman ayırın

Meditasyon sizde yoğun duygular uyandırdığında, olanları düşünmek ve işlemek için biraz zaman ayırmanız faydalı olabilir. Bu, zihninizi temizlemek ve düşünmek için bir arkadaşınızla konuşmayı veya bir terapistle bağlantı kurmayı içerebilir.

Meditasyon yaparken ağladıktan sonra çoğu insan kendini bitkin, tükenmiş ve savunmasız hisseder. Bu da son derece normaldir. Bu süre zarfında kendinize karşı nazik olduğunuzdan emin olun ve önümüzdeki birkaç gün boyunca biraz daha fazla dinlenmeye ve kişisel bakıma zaman ayırmaya çalışın. Ayrıca yoga veya doğada yürüyüş yapmak gibi aktivitelerde bulunmayı da isteyebilirsiniz.

Deneyimi işlemeye yardımcı olması için biraz günlük tutmayı da düşünebilirsiniz. Bunun için bir not defteri alın, 10 dakikalık bir zamanlayıcı kurun ve aklınıza ne geliyorsa onu yazın. Bunu kimseye göstermenize gerek yok. Ağladıktan sonra düşüncelerinizi ve duygularınızı yazmak, kendinizi daha iyi anlamanıza ve duygularınızın ardındaki anlamla daha fazla temas kurmanıza yardımcı olabilir.

Meditasyon yaparken ortaya çıkan zor duygularla nasıl başa çıkılır?

Görüldüğü gibi, meditasyon yaparken ağlamak son derece doğal. Bunun yanı sıra sıkıntılı hissetmek, terlemek, kalp çarpıntısı, sürekli esnemek de meditasyon sırasında görülenler arasında sayılabilir. Bir kez daha hatırlatmakta fayda var: Meditasyon sadece iyi hissetmekle ilgili değildir. Bu, kim olduğunuzu tümüyle anlamakla ilgilidir. Duygularımızdan korkmamalıyız. Aslında, onlara ne kadar aşina olursak, onları günlük hayatımızda o kadar iyi yönetebiliriz.

Eğer meditasyon sırasında öfke, üzüntü vb. gibi olumsuz duyguların ortaya çıktığını hissederseniz aşağıdaki ipuçlarından yararlanın:

  • Nefesinize odaklanın. Derin nefes almak hem bedeni hem de zihni sakinleştirmeye yardımcı olur, bu da daha fazla kontrol sahibi hissetmenizi sağlar.
  • Ortaya çıkan duyguları uzaklaştırmak yerine onunla oturmaya çalışın. Kalbiniz kırılmış gibi hissediyorsanız, bu duygu öylece yok olmayacak. Ama onu olduğu gibi hissetmek ve keşfetmek, kendiniz hakkında bir şeyler öğrenmenize yardımcı olabilir.
  • Geçeceğini bilin. Sizce ortaya çıkan bu duygular, vücudunuzun neresinde? Daha sonra nereye gidiyor? Şekli ve rengi ne? Bunları düşündükçe, sandığınız kadar kalıcı olmadığını anlayabilirsiniz.
  • Meditasyon yaparken ağlamak, hissettiğiniz sevinç veya kederle ilgili olabilir. Her iki durumda da meditasyon sırasında ağlamak her zaman iyidir ve gerçekten olduğunuz kişiyle temasa geçtiğiniz anlamına gelir.
  • Özetle; meditasyon sırasında ağlamayı, duygularınızla daha fazla temasa geçmek ve onları kabul etmeyi öğrenmek için bir fırsat olarak düşünün…

İlginizi çekebilir: Herkes meditasyon yapabilir: Meditasyon yapmanızı kolaylaştıracak ipuçları

Kaynaklar: verywellmind, wellandgood

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale