X

Meditasyon varyasyonları ve gong ile ses banyosu Uplifers deneyimi

Geçtiğimiz ay Kolektif House Levent’te iki gün arka arkaya Rida Kıraşı’nın önderliğinde düzenlenen meditasyon varyasyonları ve gong terapisi etkinliğine, Uplifers olarak biz de katıldık. İki gün boyunca 3’er saat süren eğitim sürecinde gerçekten akla hayale sığmayacak kadar çok bilgi edindik ve pek çok şeyi bizzat deneyimleme şansına sahip olduk.

Rida Kıraşı önderliğinde gerçekleşen bu eğitimin amacı aslında gerçekten meditasyonun ne anlama geldiğini öğrenmek ve hangi yollarla ne derece ve nasıl medite olunabileceğini deneyimlemekti. Öyle de oldu. Mumlar ve tütsüler yakıldı, ışıklar karartıldı, işten henüz çıkmış olan bizler bu huzurlu ambiyansa ayak uydurarak sessizleştik ve Rida’ya çevirdik bakışlarımızı. Uzakdoğu’dan Hindistan’a meditasyona dair öğrendiği ve yaşadığı ne varsa adeta bir masal gibi anlattı bizlere Rida. Bunu yaparken aralara akışa göre 4 farklı meditasyon serpiştirdi. Bu varyasyonlardan önce, meditasyonun neden önemli olduğundan ve gerçekten ne işe yaradığından biraz bahsedelim.

Son zamanlarda bu kadar çok gündemde olan “meditasyon” gerçekten nedir?

“Hayatında hiç meditasyon yapmamış olan var mı?” sorusuyla giriyor Rida konuya. Cevaplar veriliyor ve konuya giriliyor. Öncelikle meditasyon yapmanın en önemli noktalarından birinin, hislerin geçici olduğuna inanmaktan ve önemli olan tek şeyin anı yaşamaktan ve nefesi tanımaktan geçtiğini söylüyor. “Meditasyon yaparken hedeflenen, gün içinde, 50.000 ile 70.000 arasında gidip gelen düşüncelerimizde çok küçük fakat çok etkili olan bir an için durabilmektir.” diyor Rida. Yani meditasyon; iki düşünce arasındaki süreyi uzatmak amacıyla yapılıyor aslında. Eğer meditasyon bittiğinde ne kadar sürdüğünün farkında değilseniz ya da bir anlık hiçbir şey düşünmediğinizi fark ediyorsanız o başarılı bir meditasyon olarak sayılıyor. Her zaman aynı sonucu vermeyen meditasyon; bazı zamanlar farkında olmadığınız sorunların su yüzeyine çıkmasını sağlıyor (kimileri meditasyonun başarısız olduğunu düşünüyor bunu yaşayınca fakat aslında kimi zaman bu sonucu almak sizi tıkayan büyük sorunların oluşmasını engelleyen önemli bir adım), bazı zamanlarda ise gerçek anlamda tüm düşüncelerinizden bir anlığına kurtulduğunuz mükemmel bir deneyim yaşatıyor size. Bu yolda ise en yakın dostunuz “nefesiniz” oluyor.

Nefes kontrolü; bize anda olmayı, farkındalığı, durmayı, ve düşüncelerimizi yönlendirmeyi öğretiyor. Yani yaşadığımız bu stresli dünyada yaşadığımızı hatırlamayı ve anda olmanın ne kadar güzel olduğunu hatırlatıyor bizlere. Fakat bir nokta çok önemli; meditasyonu hayatımıza sokacaksak, onu bir alışkanlık haline getirmemiz gerekiyor. İşte bu yüzden meditasyonun farklı varyasyonlarını bilmenin ve öğrenmenin önemi büyük. Çünkü o zaman anımıza, ruh halimize, kafa yapımıza ve hislerimize uygun yöntemi bulup medite olma aşamamızı kolay ve rahat bir hale getirebilme gücümüz oluyor. Bizim bu varyasyonlardan uyguladığımız 4 meditasyon şunlardı:

Pranayama (dairesel nefes):

Pranayama nefes alma (paraka), nefes verme (recaka) ve nefesi tutma (kumbhaka) işlemlerinden oluşur. Vücudun fight or flight (savaş ya da kaç) halinden, rest and digest (dinlen ve sindir) haline geçişini sağlayan dairesel nefes meditasyonu sinir noktalarımızı rahatlatır ve bahsettiğimiz “anda oluş”u sağlar. Bedenin laftan anlamadığını söyleyen Rida, bunun için “bedenin her zaman deneyimlemesi gerekiyor”u savunuyor. Nefes alırken ve verirken vücudumuzu taradığımız ve nerede sorun hissediyorsak ilgimizi ve nefesimizi o bölgeye odakladığımız bu meditasyon yöntemi gün içinde kendiniz için uygun alanı oluşturup uygulayabileceğiniz en kolay yöntemlerden biri.

Mantra Meditasyon (So-hum):

Meditasyonu “dünya üzerindeki en dürüst arkadaşımız” olarak tanımlayan Rida Kırası, ikinci olarak meditasyon varyasyonlarından mantra meditasyon yöntemini uygulatıyor bizlere. Mantra meditasyon “zihnin aracı” olarak kabul edilebilir. Bu meditasyon yönteminde bir mantra (bir söz dizisi, ya da belirli bir odak düşünce) belirleniyor ve o mantra üzerinden bedenimizi ve zihnimizi kendi kontrolümüz altına alıyoruz. “I am that” yani “ben oyum” anlamına gelen “so hum” mantrası, medite olurken zihnimizin bedenimizle ve ruhumuzla bütünleşmesinde bir araç haline geliyor. Her meditasyon sonrası kendimize üç soru sormamızı istiyor bizden Rida:

  1. Ben kimim?
  2. Şu an neye ihtiyacım var?
  3. Hayat amacım ne?

Bu 3 soruya zamanla cevap bulduktan sonra, bireysel olarak cevap aradığımız soruları sorabiliriz kendimize. Fakat bu sorular başlangıç için en doğru sorular.

Qi Gong Meditasyonu:

“Chi” kelimesi, bütün evrende yaşayan ve her yerde bulunan enerji anlamına, “gong” kelimesi ise “yönetme” anlamına gelmektedir. Bu meditasyon varyasyonunda amaçlanan şey kendi chi’mizi yönetmek, kontrol altına almak, büyütmek ve özgürleştirmektir. Chi kelimesi “iyi chi” ve “kötü chi” olarak ikiye ayrılıyor. Kötü chi bizi ağırlaştıran yaşam enerjisiyken, iyi chi tam tersi bizi hafifleten yaşam enerjisidir. Qi gong meditasyonu Uzakdoğu’da ortaya çıkmıştır ve Pranayama’nın yani dairesel nefes meditasyonunun daha aktif bir şekilde, ayakta ve belirli hareketlerle yapılan halidir. Yine amaçlanan şey kendi enerji alanımızı büyütmek ve var olan güzel chi’yi kendi içimize çekebilmektir. Genelde bir şelalenin karşısında ya da ormanlık alanlarda uygulamanın daha etkili olacağı söyleniyor.

Chanting:

Chanting, mantraların müzik eşliğinde söylendiği bir meditasyon varyasyonudur. Mantrayı sesli söylemek nelere iyi geliyor:

  • Dilimizin üstünde belli öneme sahip 16 tane nokta var. Mantra tekrarlandığında dilde ve damakta, bedenimizde denk gelen, kitlenen ve engellenen bölgeleri aktive ediyor ve sorunu ortaya çıkarıyor ya da çözüyor.
  • Nefesi düzenliyor.
  • Chanting genelde bir grup insanla birlikte yapılıyor, bu sayede eşlik ettiğimiz müzikle beraber, kolektif bilincimizi arttırıyor.

Bu 4 meditasyon varyasyonu dışında iki günde de eğitim bitiminde Rida bizlere gong ile ses terapisi uyguladı. Hepimiz yoga matlarımızın üstüne yattık, üstümüze örtümüzü aldık, gözlerimizi kapadık ve gongun büyüleyici sesine bıraktık kendimizi. Gong sesi dünya üzerindeki en güçlü ses titreşimlerini yayan ses olarak biliniyor. Gerçekten de Rida gonga sakin ritimlerle her vurduğunda, kendimizi daha da büyük bir şeyin parçasıymışız gibi hissettik. Ses titreşimlerinin her birini tüm bedenimizde ve ruhumuzda duyduk. Deneyimlemenizi fazlasıyla tavsiye ediyoruz. Çünkü bu yolculuk, çıkılmadan, hissedilmeden, duymadan ve denemeden pek anlaşılacak bir şey değil.

Kolektif House’un benimsediği “work-life balance (iş ve hayat dengesi)” politikası

Ruhunu ölçen bir bilim olmadığı gibi, ruhuna yatırım yapan bir bilim de yok. Halbuki en mühimi ruha yapılan yatırım olduğunu düşünen Kolektif House, üyelerinin daima motive kalmalarının, çalışma alanlarında kendilerini mutlu ve huzurlu hissetmelerinin onlar için en önemli şey olduğunu söylüyor. Pazartesi yogaları, Cosmomia’da kişisel gelişim eğitimleri, Rida’dan meditasyon eğitimi ve meditasyon odası, nefes egzersizleri, ofis yogası ve drum circle’ları gibi etkinlikleri neredeyse her hafta en az bir tane olacak şekilde üyelerine sunuyor. İş hayatında huzurlu kalabilmenin en doğru yollarından biri olan “work-life balance (iş ve hayat dengesi)” politikasını olabilecek en iyi şekilde uygulamanın mutlak başarıyı getireceğine ve üyelerinin verimliliklerini arttırabileceğine inanıyor ve bu tür meditatif aktivitelere her zaman yer veriyor.

1 Mart 2017 tarihiyle üst katını yeni üyelere açan Kolektif House Levent’te artık iş saatleri arasında üyelerin rahat bir şekilde meditasyon yapabilecekleri meditasyon odaları bulunuyor. Dolayısıyla artık üyeler, çalışma ortamlarında hem en ideal atmosfere sahip olabilecekler hem de ruhlarına en güzel yatırımı yapabilecekler.

Kolektif House hakkında daha fazla bilgi için bu linke tıklayabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale