X

En temel meditasyon teknikleri: Odaklanma, farkındalık ve transandantal

Zihni eğitmenin ise farklı yolları bulunmakta. İşte meditasyonun başlıca teknikleri ve uygulamalarına dair bilgiler

Yüz yıllardır var olan ve onlarca farklı öğretisi bulunan meditasyon, temel olarak zihni eğitmeye dayanan bir uygulama. Zihni eğitmenin ise farklı yolları bulunmakta. Bugün birlikte en temel meditasyon teknikleri ile zihnimizi nasıl eğitebileceğimize bakacağız. İşte meditasyonun başlıca tekniklerine ve uygulamalarına dair bilgiler…

İlginizi çekebilir: Meditasyona bilimsel bakış: Meditasyon yapmaya başlamanız için geçerli 20 bilimsel sebep

Meditasyon zihni eğitmenin başlıca yoludur.

1. Odaklanma meditasyonu

Odaklanma tüm meditasyon çeşitlerinin temelini oluşturur. Odaklanma meditasyonu ise bunun en yoğun şekilde deneyimlendiği metodlar bütünüdür. Dikkatimizi dağıtan fikirlerden uzaklaşarak zihnimizin kontrolünü almaya çalışırız. Meditasyon yaparken gözlerimizi kapatmak da dikkatimizi dış dünyaya değil, odaklanmaya çalıştığımız nesneye vermeyi kolaylaştırır.

Yeni başlayanları en çok zorlayan kısım odaklanabilmektir. Uzun süre deneyim sonucunda zihnin kontrolünü alabilsek de en deneyimli meditasyon hocaları bile dikkatlerinin sıklıkla başka fikirlere kaydığını fark ederler. Böyle durumlarda dikkatimiz her nereye kaydıysa, tekrar baştan başlayıp fikirleri uzaklaştırmaya çalışmalıyız. Odaklanma meditasyonunun en temel kuralı yeniden, yeniden başlamaktır.

Yakın zamanda yapılan bilimsel bir araştırmaya göre, odaklanma meditasyonu esnasında beyinde gama dalgaları görülmektedir. Gama dalgaları aktif bilinçlilik ve uyanıklık seviyesinde görülen dalgalardır. Zen meditasyonu, Qiqonq (Çin meditasyonu), Yoga ve Vedanta odaklanmayı esas alan meditasyonlardan başlıcalarıdır. Hepsinin başlıca amacı zihni kontrol etmek ve yönlendirmektir. Bu nedenle tüm bu yöntemler esnasında beyin aktif bir şekilde çalışmaktadır.

2. Farkındalık meditasyonu

Farklı isimlerle tarif edilse de, bu metodda amaç çevremize, içinde bulunduğumuz duruma veya nefesimize olan farkındalığımızı artırmaktır. Odaklanmayı öğrenmenin farkındalık meditasyonuna da faydaları olacaktır.

Bu metodda nefes egzersizleri, nefesimizi takip etmeye yönelik çalışmalar önemli yer tutar. Bunun yanı sıra hayatımızdaki bir problemin üzerine düşünmek, kendimizi değerlendirmek için de farkındalık meditasyonunundan yararlanabiliriz. Stresle mücadelede ve panik atak tedavisinde de farkındalık meditasyonunun faydaları olduğu düşünülmektedir.

Farkındalık meditasyonu esnasında beynin ön kısmında teta dalgaları gözlenmektedir. Teta dalgaları, birey anılara yönelik düşünürken veya soyut kavramlar üzerine düşünürken gözlenen dalgalardır.

Vipassana ve Zazen metodları farkındalığı artırmaya yönelik meditasyon türlerinin başlıcalarıdır. Vipassana’da düşüncelere büyük bir önem verilir ve onları değiştirmekten ziyade önce onların farkına varmamız öğütlenir. Günlük hayatımızda her şeyi değiştirmeye, düzeltmeye çalışırken yorulur, yıpranır ve bunun bilincine bile varmayız. Farkındalık burada devreye girer ve gözlerimizin görmediğini bize düşüncelerimiz yoluyla gösterir.

Meditasyonun vücudumuzdaki etkileri de türlerine göre değişiyor.

3. Transandantal meditasyon

Maharishi Mahesh Yogi’nin öğretileriyle doğmuş olan transandantal meditasyon diğer meditasyon türlerinden farklı bir yerde durmaktadır. Meditasyon yoluyla amaçlanan zihin düzeyi odaklanmaya yönelik ya da farkındalığa yönelik değildir. Zihnin herhangi bir kontrol altında olmadan, düşüncelerden bağımsız, basit ve her şeyin ötesinde bir hale geçmesi hedeflenmektedir. (Transandantal kelimesinin anlamı da öteye geçmek, farklı bir boyut kazanmaktır.)

Öğretilerini ve ulaşılan zihin düzeyini tarif etmek zor olsa da, dünya çapında pek çok uygulayıcısı ve takipçisi vardır. Meditasyonun her zaman ve her yerde, koşullardan bağımsız olarak yapılabileceği savunulur. Günde iki kere yirmi dakika yapmak yeterlidir. Meditasyon seansları genelde mantra denilen özel kelimelerin defalarca tekrarlanmasına ve daha sakin bir zihin düzlemine geçilmeye çalışılmasına dayanır. Uygulamaya devam ettikçe meditatif sürece geçmenin kolaylaştığı, hatta otomatikleştiği söylenmektedir.

Transandantal meditasyon esnasında beyinde alfa dalgaları görülmektedir. Alfa dalgaları beyin rahatlama halindeyken görülür. Bu meditasyon metodunda zihnin rahatladığı ve kendi akışı içerisinde bulunduğu söylenebilir.

Diğer meditasyon tekniklerinden farklı olarak, bazı çalışmalarda transandantal meditasyonun vücut üzerinde doğrudan etkileri olduğu gösterilmiştir. Kalp krizi riskini azalttığı, diyabet hastalarında insülin seviyelerinin dengelenmesini sağladığı düşünülmektedir. Amerikan Kalp Vakfı, 2013 yılında yayınladığı bir raporla transandantal meditasyonun tansiyonu düşürdüğünü duyurmuştur.

Kaynak
Consciousness and Cognition
Huffington Post
Independent

İlginizi çekebilir: Meditasyon yapmaya başlamak isteyenler için 10 adımlık pratik meditasyon rehberi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale