X

Matruşka açılımı: Daha derinlere inersek neyle karşılaşırız?

Yaşamın ne olduğunu anladığında, yani aslında nasıl çalıştığını anladığında beklentiye girmek ya da bir şekide “an”ın dışında kalmak pek mümkün olmuyor. Çünkü yaşamın nasıl ilerlediğini ve nasıl çalıştığını bir kez anladığında, şimdiye kadar kullandığın tüm seçeneklerin, tabiri caizse “deli saçması” olduğunu tüm hücrelerinde anlıyorsun artık.

Senin yaşam dediğin, x, y, z arasında bir yerde boyutlanmış bir gerçeklik hologramıyken, gerçekte olanlar ve yaşamın etkileri bu düzlemin tam tersi koordinattaki izdüşümünde sonsuzluğa açılıyor.

Bildiğimiz dünya halinin ve kurallarının işlemediği demek doğru değil, iki bambaşka gerçeklik demek doğru olur. Kıyaslanacak bir şey olmamasına karşın, burada alakasız gibi görünen tüm eylemler diğer iz düşümü ile bağlantılı. Mantıksal açıdan birbirini beslemeyen fakat aynı özün başka dünyalarda yansıması gibi. Zihnimiz bu denklemi bildiğimiz yollar ile algılayamaz. Burayı algılamak için “duyu”larımızı kullanmalıyız. Duyular derken bedensel duyular değil, görünmeyeni gören duyularımızı, sezilerimizi, iç görümüzü, duvarların, insanların, kalıpların ardını görebilen gözümüzü, varlığın içinden geçirdiği niyeti duyabilen kulağımızı kullanmamız lazım!

Yani kısaca, kendi matruşkalarımızı harekete geçirmeliyiz. Kendi katmanlarımızı açıp, her katmanımızla daha derine ve daha yukarıya çıkarken, daha derini ve daha yukarıyı duyar, görür, bilir olmamız lazım.

Şimdiye kadar, kendi katmanlarımızın arasını açmaya çalıştık, her kimliği birbirinden ayırmaya, hepsinin nasıl kullanıldığını öğrenmeye, kendimizde derinleşmeye…

Şimdi bu iç içe açılmalar, kendi içimizdeki sonsuz matruşka açılımları, tam tersi bir yerden yükselerek bir başka gerçekliği algılamaya sebep oluyor.

İçinde yaşadığımız dünyayı algılayıp ona tahammül sınırlarımızı genişletmeye değil, hayır! Başka bir dünyanın içinde varolmaya ve orada “oralı” olmaya olanak sağlıyor.

Bunu geometrik olarak şu şekilde canlandırabilirsiniz. İki üçgen, tabanlarında birleşmiş. Bu, içimizdeki matruşkaların aşağıda ayrıştıkça yukarıya yükselmesini birkaç çizgi ile anlatabilir ve bunu üç boyutlu prizma olarak da düşünebilirsiniz. Sonrasında bu prizmanın içine girdiğinizde göreceksiniz ki, her köşesinden başka prizmalar ile yükselmeye devam ediyor. Neredeyse bir yıldız, bir kar tanesi görseli gibi. (burayı ayrıca uzun bir yazıda anlatırım, şimdilik bu kadar kalsın.)

Biraz toparlayayım; bizler zihnimizi bu dünya gerçekliğine programladığımızdan, dışında gelişenleri görmüyoruz. Kısaca algıda seçiciliğimizle devam ediyoruz. Dolayısı ile, an da kalma çabalarımızda bu otomatik davranıştan dolayı sonuçsuz kalıyor.

Yapmaya çalıştığımız şey, yazılımımızı değiştirmek. Bu da, minik mink her parçamıza bakarak, yada bütünü anlayıp bütünden aşağı inip detayları dönüştürerek gerçek olabilir. Kendi “sorunlarımız” bizim yapabilirliliğimiz geliştirmek ve ustalaşmak için varlar. Gerçeklik algımızı yerinden oynattığımızda, yani, sorunlarımızın bizi yönettiği dünyadan, sorunların oyunlara dönüştüğü dünyaya geçtiğimizde, yaşamın ters köşedeki iz düşümünden bir damla düşüyor bu dünya gerçekliğine ve aslında, şu an yapmakta olduğun şeyin hayatının en önemli şeyi sanarken, ilkokuldaki gibi harfleri çizmeye başlamadan önce yaptığın çizgi çubuk alıştırması olduğunu kavrayıveriyorsun.

İnanmaktan, eylemde bulunana geçmek dersem anlaşılır olur mu?
Ve hareketinin karşılığı tahmin ettiğin yere varmayacak! Sürpriiiz!!!

Çizgi çubuk yaparken, harfe dönüşeceğini biliyor olsan bile nasıl bir harf olduğunu bilmiyordun. Sanıyordun ki, bu çubuklar harfleri düzgün çiz diye, oysa bu çubuklar o güzel parmaklarını ve gözlerini aynı anda ustaca kullanabil diye.. Anlaşılır mı?
Dolayısı ile, bir amaç uğruna yaptığın, ve endişe ile koşuşturduğun hiçbir şey bir gerçeklik barındırmıyor. Ama anın içindeki öğrenme halin, yani yaşama tecrüben, gerçek.

Bu kadar.

Oldurmaya çalıştığın yaşam bu düzlemde değil. Sıçrayacağın yaşamı inşa ediyorsun. Şu anda görmediğin, ama pek yakında içinde olacağın…

Yani oyuncak kamyonunu kumlarda bırakıp, bakışlarını şu anda esen rüzgara ve etrafında dönen olaylara çevirme zamanı.
Nefes al, ne oluyor ise onu yaşa. Her nefesin kadim bir öğreti. Her gülümsemen bir cennet yansıması. Birikim budur. Bolluk, bereket budur. Aşk budur.
Yavaşla ve etrafına bak.
Ve sakin ol, endişelenecek hiçbir şey yok.

İlginizi çekebilir: Kara kaplı defteri açıp okumak gibi kendini okumak: Bu senin yaşam masalın

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale