dummy

Matruşka açılımı: Daha derinlere inersek neyle karşılaşırız?

Yaşamın ne olduğunu anladığında, yani aslında nasıl çalıştığını anladığında beklentiye girmek ya da bir şekide “an”ın dışında kalmak pek mümkün olmuyor. Çünkü yaşamın nasıl ilerlediğini ve nasıl çalıştığını bir kez anladığında, şimdiye kadar kullandığın tüm seçeneklerin, tabiri caizse “deli saçması” olduğunu tüm hücrelerinde anlıyorsun artık.

dummydummy

Senin yaşam dediğin, x, y, z arasında bir yerde boyutlanmış bir gerçeklik hologramıyken, gerçekte olanlar ve yaşamın etkileri bu düzlemin tam tersi koordinattaki izdüşümünde sonsuzluğa açılıyor.

Bildiğimiz dünya halinin ve kurallarının işlemediği demek doğru değil, iki bambaşka gerçeklik demek doğru olur. Kıyaslanacak bir şey olmamasına karşın, burada alakasız gibi görünen tüm eylemler diğer iz düşümü ile bağlantılı. Mantıksal açıdan birbirini beslemeyen fakat aynı özün başka dünyalarda yansıması gibi. Zihnimiz bu denklemi bildiğimiz yollar ile algılayamaz. Burayı algılamak için “duyu”larımızı kullanmalıyız. Duyular derken bedensel duyular değil, görünmeyeni gören duyularımızı, sezilerimizi, iç görümüzü, duvarların, insanların, kalıpların ardını görebilen gözümüzü, varlığın içinden geçirdiği niyeti duyabilen kulağımızı kullanmamız lazım!

Yani kısaca, kendi matruşkalarımızı harekete geçirmeliyiz. Kendi katmanlarımızı açıp, her katmanımızla daha derine ve daha yukarıya çıkarken, daha derini ve daha yukarıyı duyar, görür, bilir olmamız lazım.

Şimdiye kadar, kendi katmanlarımızın arasını açmaya çalıştık, her kimliği birbirinden ayırmaya, hepsinin nasıl kullanıldığını öğrenmeye, kendimizde derinleşmeye…

Şimdi bu iç içe açılmalar, kendi içimizdeki sonsuz matruşka açılımları, tam tersi bir yerden yükselerek bir başka gerçekliği algılamaya sebep oluyor.

İçinde yaşadığımız dünyayı algılayıp ona tahammül sınırlarımızı genişletmeye değil, hayır! Başka bir dünyanın içinde varolmaya ve orada “oralı” olmaya olanak sağlıyor.

Bunu geometrik olarak şu şekilde canlandırabilirsiniz. İki üçgen, tabanlarında birleşmiş. Bu, içimizdeki matruşkaların aşağıda ayrıştıkça yukarıya yükselmesini birkaç çizgi ile anlatabilir ve bunu üç boyutlu prizma olarak da düşünebilirsiniz. Sonrasında bu prizmanın içine girdiğinizde göreceksiniz ki, her köşesinden başka prizmalar ile yükselmeye devam ediyor. Neredeyse bir yıldız, bir kar tanesi görseli gibi. (burayı ayrıca uzun bir yazıda anlatırım, şimdilik bu kadar kalsın.)

Biraz toparlayayım; bizler zihnimizi bu dünya gerçekliğine programladığımızdan, dışında gelişenleri görmüyoruz. Kısaca algıda seçiciliğimizle devam ediyoruz. Dolayısı ile, an da kalma çabalarımızda bu otomatik davranıştan dolayı sonuçsuz kalıyor.

Yapmaya çalıştığımız şey, yazılımımızı değiştirmek. Bu da, minik mink her parçamıza bakarak, yada bütünü anlayıp bütünden aşağı inip detayları dönüştürerek gerçek olabilir. Kendi “sorunlarımız” bizim yapabilirliliğimiz geliştirmek ve ustalaşmak için varlar. Gerçeklik algımızı yerinden oynattığımızda, yani, sorunlarımızın bizi yönettiği dünyadan, sorunların oyunlara dönüştüğü dünyaya geçtiğimizde, yaşamın ters köşedeki iz düşümünden bir damla düşüyor bu dünya gerçekliğine ve aslında, şu an yapmakta olduğun şeyin hayatının en önemli şeyi sanarken, ilkokuldaki gibi harfleri çizmeye başlamadan önce yaptığın çizgi çubuk alıştırması olduğunu kavrayıveriyorsun.

İnanmaktan, eylemde bulunana geçmek dersem anlaşılır olur mu?
Ve hareketinin karşılığı tahmin ettiğin yere varmayacak! Sürpriiiz!!!

Çizgi çubuk yaparken, harfe dönüşeceğini biliyor olsan bile nasıl bir harf olduğunu bilmiyordun. Sanıyordun ki, bu çubuklar harfleri düzgün çiz diye, oysa bu çubuklar o güzel parmaklarını ve gözlerini aynı anda ustaca kullanabil diye.. Anlaşılır mı?
Dolayısı ile, bir amaç uğruna yaptığın, ve endişe ile koşuşturduğun hiçbir şey bir gerçeklik barındırmıyor. Ama anın içindeki öğrenme halin, yani yaşama tecrüben, gerçek.

Bu kadar.

Oldurmaya çalıştığın yaşam bu düzlemde değil. Sıçrayacağın yaşamı inşa ediyorsun. Şu anda görmediğin, ama pek yakında içinde olacağın…

Yani oyuncak kamyonunu kumlarda bırakıp, bakışlarını şu anda esen rüzgara ve etrafında dönen olaylara çevirme zamanı.
Nefes al, ne oluyor ise onu yaşa. Her nefesin kadim bir öğreti. Her gülümsemen bir cennet yansıması. Birikim budur. Bolluk, bereket budur. Aşk budur.
Yavaşla ve etrafına bak.
Ve sakin ol, endişelenecek hiçbir şey yok.

İlginizi çekebilir: Kara kaplı defteri açıp okumak gibi kendini okumak: Bu senin yaşam masalın

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Yapay Zekânın Mutfaktaki Sırrı: Kusursuz Pişirme Siemens iQ700’de Gizli

Mutfak sadece yemek pişirdiğiniz bir yer değil; sabah kahvaltısına sıcak börekler hazırlarken güne başladığınız, akşam sevdiklerinizle sohbet ederken fırından mis gibi kokuların yayıldığı, evinin en sıcak köşesi. Akıllı teknolojiler ve yapay zekâ sayesinde, artık o köşe çok daha akıllı. Siemens’in iQ700 Fırını, sıradan bir pişirme deneyimini size özel bir sanata dönüştürüyor. Fırına koyduğunuz kek her seferinde mükemmel kabarır, et istediğiniz oranda pişer, sebzeler rengini ve vitaminini kaybetmeden tabağınızı süsler. Siemens iQ700, tüm bu süreci sizin yerinize izliyor, her detayı sizin için mükemmelleştiriyor. Artık mutfakta yalnız değilsiniz; yanınızda sizi anlayan akıllı bir “yardımcı şef” var.



Kamera kontrollü mükemmellik: Yemeğinizi “tanıyan” zekâ

Siemens iQ700 fırını farklı kılan en çarpıcı özellik, sıradan bir pişirme deneyimini akıllı bir mutfak asistanına dönüştüren yapay zekâ destekli kamera teknolojisi. Bu teknoloji sayesinde, fırın artık sadece ısı veren bir cihaz değil; sizinle birlikte düşünen, sizi anlayan bir mutfak şefi gibi çalışıyor.

Fırına bir kek koyduğunuzda, Siemens iQ700 hemen tanıyor. Çünkü 100 farklı yemeği tanıma özelliği sayesinde kekten rostoya, pizzadan böreğe kadar onlarca tarifi analiz edebiliyor. Her birini kendi pişirme ayarına göre değerlendiriyor ve o yemeğe en uygun ayarları kendisi seçiyor.



Üstelik en ince ayarları otomatik yapması sayesinde sıcaklık, pişirme süresi ve pişirme modu gibi detayları sizin için ayarlar. Siemens iQ700, her yemeğe özel ideal koşulları kendi belirliyor. Siz sadece malzemeleri hazırlıyorsunuz; gerisini o hallediyor.



Ve en büyüleyici kısmı: Kamera kontrollü pişirme ve otomatik kapanma (cookControl Pro) sayesinde, yemeğinizin kızarma derecesini veya iç sıcaklığını izleyerek, tam kıvama ulaştığında pişirmeyi otomatik olarak sonlandırıyor. Böylece yemeğin az ya da çok pişmesi endişesi tamamen ortadan kalkar.

Pişirme sanatını destekleyen akıllı sensörler

Yapay zekâ, iQ700 fırınlarda yalnızca kamerayla sınırlı değil; her yemeğe kusursuz kıvamı kazandırmak için geliştirilen sofistike sensörlerle deneyimi bir üst seviyeye taşıyor. Çünkü Siemens iQ700, pişirme sürecini sizin kadar ciddiye alıyor.

roastingSensor Plus, üç farklı noktadan ısıyı ölçen gelişmiş bir termometreyle etin, tavuğun ya da balığın iç sıcaklığını anbean takip ediyor. Siemens iQ700 ile fırının kapağını hiç açmadan, etin sıcaklığından pişip pişmediğini kendi belirliyor. Sonuç, dışı çıtır ama içi sulu bir lezzet… Şeflerin elinden çıkmış gibi, her seferinde aynı kusursuzlukta pişen lezzetleri artık evinizde deneyimleyebilirsiniz.

Tatlıdan tuzluya her hamur işinde aynı titizlik geçerli. bakingSensor Plus, fırın içindeki nemi ve sıcaklığı analiz ederek kek, poğaça ya da ekmeklerinizin ne zaman mükemmel kabarıklığa ulaştığını tespit ediyor. Böylece kekiniz her defasında istediğiniz gibi kabarır, içi yumuşak kalır.

Her detayında profesyonel bir şefin özeni, her dokunuşunda kusursuz bir pişirme dengesi… Siemens iQ700, sadece pişirme sürecini değil, mutfakta yarattığınız deneyimi de yeniden tanımlıyor.



Hayatı kolaylaştıran ekstra özellikler

Siemens iQ700, sadece kusursuz pişirme sonuçlarıyla değil, modern yaşamın hızına uyum sağlayan akıllı çözümleriyle de fark yaratıyor. iQ700, sizin için mutfakta geçen zamanı kolaylaştırmayı da biliyor.

FullSteam Plus özelliği sayesinde buhar ve 120°C ısı kombinasyonuyla yemekleri %50’ye kadar daha hızlı pişirirken, vitaminleri ve lezzeti koruyor. Dışı çıtır, içi sulu balıklar ya da sebzeler hazırlamak artık sadece birkaç dakikanızı alıyor. Üstelik tüm bunları yaparken besinlerin doğallığını koruyor; yani sağlıklı ve lezzetli sofralar, zamandan ödün vermeden mümkün hale geliyor.

Siemens Home Connect uygulamasıyla Siemens iQ700 fırınınız dışarıda olsanız bile sizinle her yerde. Telefonunuzdan uygulamayı açın, yemeğinizi uzaktan pişirmeye başlayın, sıcaklığı ayarlayabilir hatta iç kameradan yemeğinizin ne durumda olduğunu izleyebilirsiniz. Eve geldiğinizde yeni pişmiş yemek kokusuyla karşılanmak artık yalnızca konfor değil, Siemens iQ700 ile modern yaşamın akıllı kolaylığı.

Hijyen konusunda en rahatlatıcı detay ise activeClean® (Pirolitik Temizlik). Siemens iQ700, iç yüzeyinde biriken yağ ve kalıntıları yüksek sıcaklıkta küle dönüştürerek kendini tamamen temizliyor. Sizin yapmanız gereken, fırın soğuduktan sonra bir bezle hafifçe silmek. Artık temizlik için vakit harcamanıza gerek yok; çünkü iQ700, size zamandan fazlasını kazandırıyor.

Siemens iQ700, modern yaşam temposunu anlayan, sizin yerinize düşünen bir mutfak deneyimi sunuyor. Hız, hijyen ve lezzet… Hepsi tek tuşla elinizin altında.

Mutfakta yeni bir yetenek

Siemens iQ700 Fırın, sadece bir ev aleti değil; mutfak yeteneğinizi parlatmanıza yardımcı olan, en zorlu tariflerde bile yanınızda olan akıllı bir asistan. 

Unutmayın, her mükemmel sofranın ardında doğru bir seçim vardır. Ve bu seçimi Siemens iQ700 ile yapabilirsiniz. Sonuçta Siemens, teknolojinin keyfini bilenlere. Siemens’in iQ700 ve daha birçok ürününü keşfetmek için tıklayın.Siemens iQ700





İlgili Makale
whatsapp