X

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi güncellendi: Artık ihtiyaçlarımız 5 değil, 6

20. yüzyıl hümanist psikologlardan Maslow 1943 yılında yayınladığı “A Theory of Human Motivation” adlı çalışmasında insan davranışlarının nedenlerine ışık tutmuştu. 

Maslow, insanların 5 tane temel ihtiyacı olduğunu söylüyor.

1- Fizyolojik İhtiyaçlar (Nefes, Beslenme, Su, Cinsellik, Uyku, Boşaltım, Barınma)

2- Güvenlik İhtiyacı (Vücut, İş, Sağlık)

3- Ait Olma ve Sevgi İhtiyacı (Arkadaşlık, Aile, Duygusal Yakınlık)

4- Değer İhtiyaçları (Güven, Saygı, Başarı)

5- Kendini Gerçekleştirme (Erdem, Yaratıcılık, Doğallık, Problem Çözme, Kabullenme)

Tony Robbins kişilik ihtiyaçları ve ruh ihtiyaçları olarak iki gruba ayırarak bu ihtiyaçları güncelledi. Tony Robbins de kimmiş dediğinizi duyar gibiyim…

Tony Robbins, ABD Başkanlığı döneminde Bill Clinton’ın danışmanlığını yapan, İngiliz Kraliyet Ailesi bireyleri, büyük şirketlerin CEO’larından yıldız sanatçılara ve politikacılara kadar birçok danışanı bulunan bir yüksek performans stratejisti. Aynı zamanda Robbins, Birleşmiş Milletler Sağlık ve Bilim Konseyi Danışma Komitesi üyesi.

Robbins’e göre kişilik ihtiyaçları;

  1. Kesinlik: Eminlik, rahatlık, düzen, istikrar, kontrol, güven.
  2. Bilinmezlik: Çeşitlilik, farklı ortamlar, hevesle yapılan yenilikler
  3. Önemli olmak: Farklı, anlamlı olmak, doğrulanmak, işe yaramak, hayatına anlam biçmek
  4. Bağlantı: Yakınlık, anlaşılmak, sevmek, sevilmek, sosyallik

Ruh ihtiyaçları olarak;

  1. Gelişim: Fiziksel, duygusal, zihinsel ve manevi (spiritüel) anlamda büyümek, gelişmek
  2. Katkıda bulunmak: Önemsemek, vermek ve kendinden öteye iyilik ve hizmette bulunmak

1- Kesinlik: Eminlik (Certainty/Comfort)

Yaşamımızda belirsizliğin olmaması ve her şeyin net olması gerçekleştirilmesi neredeyse imkansız bir beklentidir. Bu yüzden, beklentilerinizi değiştirerek, yeni durumlardan veya insanlardan kaçınarak çevremizi yapay olarak kontrol ederiz. Kontrolü kaybettiğimizde ise her şeyden yakınır, çevremize muhalefet oluruz. 

Kontrolün daima bizde olmadığını kabullenmeye ve biraz da spontaneliğe uyum sağlamaya ihtiyacımız var. Derken sıra diğer bir ihtiyacımıza geliyor, ve aslında bu ikisi birbirine zıt. Şöyle anlatayım…

2- Bilinmezlik: Değişiklik, çeşitlilik (Variety)

Evet, ilk ihtiyacımızın tam tersi. İnsanlık sonuçta, her şey beklediği gibi olunca da sıkılıveriyor. Yeni bir şey olsun, hayat sürprizler yaratsın istiyor. İş değiştirmelerin, ilişkilerdeki ayrılıkların ve hatta biraz daha ileri gidip tüm bağımlılık ve obezitenin bu ihtiyaçtan kaynaklandığını söylesem?

Burada hep aynı şeyler yapmaya yeter artık diyerek kaçacak yerler, şeyler, kişiler bulmak yerine o aynı şeylere yeni bir soluk getirebilme becerisi büyük önem taşıyor. Bozmadan, kırmadan, dökmeden, kendinizi, bedeninizi de üzmeden…

 Daha şimdiden ben o klasik lafımı edeyim. “DENGE”, her şeyin başı da, sonu da denge. Ne belirlilikle mutluyuz ne çeşitlilikle. Ancak ikisi birlikte olduğunda tatmin duygusu yaşayan canlılarız. Ama bunlarla da bitmiyor tabii… 

3- Önemli olmak: Farklı, anlamlı olmak (Significance)

Kendi önemimizi bilmek, hayatı anlamlandırmak ve hayatın içinde kendimize bir yer bulmak. Kabul görme ve tanınmayı içerir. İki bileşeni vardır: a) Kendini yeterli ve başarılı olarak algılama, b) Beğenilme ve saygı duyulma. Yeni şeyler üreterek, yetkin olduğumuz konularda başkalarına yardımcı olarak, amaçlarımızı gerçekleştirerek önemli hissetme ihtiyacımızı karşılarız. Fakat bu ihtiyacı karşılamak için farkında olarak ya da olmayarak “aykırı” olursak öne çıkarız, önemli oluruz yanılgısına da sıklıkla düşeriz.  

Farklı olmaya çalışmaktansa neden daha kendimiz olmaya çalışmıyoruz? Zaten bir sen, bir ben daha yok. Farkınızı önce siz fark edin ve kendiniz olmanın keyfine varın.  

4- Bağlantı: Yakınlık, sevgi (Connection/Love)

İnsanlarla ilişki kurma, bir grupta yer alma. Gelin önceki 3 maddeyle dengelerine bir bakalım. Kesinlik ihtiyacımız dedik. Sevdiklerimizin, sevenlerimizin hep bizimle olması, sevdiğimiz şeyleri ileride de yapıyor olma beklentisindeyiz. Ama bir nokta geliyor ve bilinmezlik ihtiyacımız boy gösteriyor, “Üf sıkıldım!” diyoruz.  Bize değerli hissettiren, “anlam” katan o kesinlikten çok da uzaklaşmadan değişiklik arayışına giriyoruz ve aradığımız yine anlam oluyor. Yine anlam, sevgi, kesinlik, ve bağlantı istiyoruz. Çünkü içten içe biliyoruz, sevmekten, sevilmekten güzel bir şey yok. Evet, ailemizle vakit geçirmeyi, dostlarımızla sohbet etmeyi seviyoruz. Peki yine de sevgiyi eksik hissettiğimiz olmuyor mu? Oluyor tabii çünkü tüm bu dört ihtiyacı karşılamaya çalışırken kendimizi sevmeyi unutuyoruz. Kişilik ihtiyaçlarımızı iyi hoş doyurabiliyoruz belki, peki ya ruhumuz?

 Buraya kadar olanlar talepkar egomuzun bizden istekleriydi. Lafı gelmişken şu “ego”ya da kısaca değinmeliyim. Ego, ben, benlik anlamına gelir. Ego denildiğinde herkesin aklına olumsuz şeyler gelse de aslında bu kavram herkeste var olan bir gerçekliktir. Biz de buraya kadar ağırlıklı olarak “ben” anlayışına hizmet eden ihtiyaçlardan bahsediyorduk. Şüphesiz ki, bu benlik konusunda da bir denge kurmamız gerekiyor. Egomuzu, id ile süperegomuz arasındaki dengeyi koruması için kullanabiliyor, “ben” sözcüğünün yanına diğer özneleri de katabiliyor, dünyanın kendi etrafımızda dönmediği gerçeğini anlayabiliyor olmamız çok değerli. Bunun ışığında, Robbins’in “birlik” kavramı etrafında gelişen, karşılandığında tam bir huzur anlayışını beraberinde getiren iki ihtiyaca gözlerimizi çeviriyoruz. 

5- Gelişim: Büyüme (Growth) 

Daha iyiye ve fazlaya ulaşma isteği. “İnsanlar olabilecekleri her şey olmalıdır; kendi doğasına sadık kalmalıdır.Temel ihtiyaçlarını ve doğuştan gelen içgüdülerini dengeleyen insan, kaygı ve korkudan sıyrılarak kendini bulmaya ihtiyaç duymaktadır. 

Diğer bir yandan ise bu sürekli büyümeye devam etme ihtiyacı, düzgün bir şekilde gevşemeyi ve stresi etkili bir şekilde yönetmeyi zorlaştırabiliyor. Tam da bu yüzden, burada gözleri bir kez daha dengeye çeviriyoruz. 

6- Katkıda bulunmak: Yarar sağlamak (Contribution)

Her şey ben değil biz ile ilgili. Tony’nin dediği gibi, “yaşamanın sırrı vermektir”, toplum için yararlı olmaya çalışıyoruz. Fakat buradaki risk de kendi ihtiyaçlarımızı ve ailemiz gibi yakın çevremizdekilerin ihtiyaçlarını ihmal etmemiz olabiliyor. 

Tony de “Bu ihtiyaçları ve herhangi bir anda hangilerini karşılamaya çalıştığınızı anlamak, büyümenin gücünü kucaklamanıza ve kalıcı tatmin sağlayan yeni modeller yaratmanıza yardımcı olabilir” diyor. Bu 6 ihtiyacı etkili bir şekilde kullanmanın anahtarı, ihtiyaçlarınız olarak gördükleriniz konusunda kendinizi yargılamak değil, davranışınızı nasıl motive ettiklerini anlamak; ve bu anlayışı daha etkili hedefler belirlemek ve olumlu değişiklikler uygulamak için kullanmaktan geçiyor.  

6 temel insan ihtiyacı ve kendi yaşamınızda bunlara nasıl öncelik verdiğiniz ve istediğiniz şeyi elde etmenize nasıl yardımcı olabileceklerini anlayarak yaşamınızı yönetmek için benimle info@secilsayhan.com adresinden iletişime geçebilirsiniz. 

“İnsan, kendi yaşamını yönetebildiği takdirde sağlıklı, üretken ve mutlu olacaktır.”

Sağlık ve sevgiyle kalın…

Kaynaklar:
Maslow’un ihtiyaç hiyerarşisinin daha rahat anlaşılmasın sağlayan kaynak.
6 İnsan İhtiyacının Makalesi: https://www.tonyrobbins.com/mind-meaning/do-you-need-to-feel-significant/

İlginizi çekebilir: Başaranın da başarısızlığın da sırrı: Bileşik etki

Seçil Sayhan: Yönetim Bilimleri lisans eğitimini Psikoloji yan dalı ile Sabancı Üniversitesi'nde tamamladı. National University of Singapore'da okuduğu dönemde Japonya, Günay Kore, Tayland, Endonezya, Hong Kong, Malezya ve Singapur’un sağlıklı yaşam kültürlerini deneyimleme şansını yakalayan Seçil Sayhan üniversite yıllarına denk gelen süreçte bir yandan Stanford University’den aldığı Nutrition Science ve University of Colorado Boulder'dan aldığı Science of Exercise dersleri; pozitif psikoloji ve nörobilim araştırmaları ile holistik yaklaşımı benimsedi ve ilgi alanlarını çeşitlendirmeyi ön planda tuttu. International Coaching Federation onaylı profesyonel uzman koç olarak bireysel ve kurumsal danışmanlıklar veren Seçil Sayhan lisans sonrası diploma eğitimine İngiltere’de beslenme ve yaşam tarzı alanında devam etmektedir. Beslenme danışmanlığı ve yaşam kalitesi yönetimi alanında uzmanlaşan Seçil Sayhan’a info@secilsayhan.com adresinden ulaşabilirsiniz.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale