X

Maske takmak ve sosyal mesafeye uymak istememenin ardındaki psikolojik nedenler

Geçen yılın sonlarında ortaya çıkışından bu yana, Antarktika dışında tüm kıtalara yayılan COVID-19 pandemisi, hepimizin hayatını etkiledi. Pandemi bizlerin sosyal davranışlarını da değiştirdi. Daha önce hayatımızda hiç olmayan “sosyal mesafe” diye bir kavram girdi hayatımıza örneğin. Kimimiz sosyal mesafe kurallarına uyum sağladı, bazılarımızsa sosyal mesafeyi umursamadan yaşamlarına devam etmeyi seçti. Peki bu ikinci kategoride olan insanlar neden sosyal mesafe kurallarını hayatlarına uygulamakta zorlandılar? Bunun nedeni insanların sosyalleşmeye duyduğu ihtiyaçtan kaynaklanıyor.

Biz insanlar bir araya gelmekten hoşlanan, sosyal varlıklarız. Yaşamımız başkalarıyla olan iletişimimize bağlı olduğu için çok güçlü bir sosyalleşme arzusuna sahibiz. Bireysel açıdan ele alındığında sosyalleşme olgusu; insan organizmasının bebeklik dönemi ile erişkinlik dönemi arasındaki öğrenme ve öğretme işlemlerini kapsayan bir süreci oluşturmaktadır (Yavuzer, 1981: 34, Akt. Şentürk, 2009).

Başkalarıyla bir araya gelme ihtiyacımız o kadar içimize işlemiş durumda ki bazılarımız sosyal mesafe kurallarını hiçe sayarak kalabalık gruplar halinde bir araya gelmeye devam ediyorlar. Ancak bu tip davranışları sergileyen insanların Covid-19’un yayılmasını dizginlemek için sosyal mesafe kurallarına uymaları gerektiğini artık anlamaları lazım. Bunun için de sosyal mesafe kurallarına uymayan insanları durmadan kınamak yerine onları bu konuda ikna edici yöntemler geliştirmemiz ve neden böyle davrandıklarını analiz etmemiz gerekiyor.

Kaliforniya’daki La Sierra Üniversitesinde bir sağlık psikoloğu olan Leslie Martin’e göre bunun yöntemlerinden biri sosyal mesafe kurallarına uymayan insanlara bu davranışlarının gelecekteki etkilerini iyice anlatmak (Henriques, 2020). Yani bu davranışları yüzünden pandemi sürecinin iyice uzayabileceğini kavramalarına yardımcı olmak. Yine Martin’e göre sosyal mesafe kurallarına uymanın pozitif etkilerini, insanlara kişisel senaryolar aracılığıyla anlatırsak onların bu kurallara daha çok uymasını sağlayabiliriz. Örneğin onlara sosyal mesafe kurallarına uymayarak kendilerinin yanı sıra çocuklarını ya da 65 yaş üstü anne, babalarını da riske attıklarını söyleyebiliriz (Henriques, 2020). Belki böylece sosyal mesafe kurallarına uymaya başlayabilirler.

Sosyal mesafe kurallarına uymamanın yanı sıra bazı insanlar maske takmak da istemiyorlar. Kaliforniya merkezli psikiyatrist Dr. Gayani DeSilva’ya göre bunun kaynağında, güçlü savunma mekanizmalarından biri olan inkar etme yatıyor olabilir (Gillespie, 2020). Covid-19 krizi travmatik bir durum ve bu durumun ciddiyetiyle başa çıkamayan bazı insanlar sanki virüs yokmuş gibi davranışlar sergileyerek maske takmıyor olabilirler. New York merkezli psikiyatrist Dr. Margaret Seide’e göre maske takmamak kişiye kontrol ondaymış duygusu verebilir ve kişi bu sahte kontrol duygusu yüzünden maske takmayı reddedebilir (Gillespie, 2020). İnsanlar maske takmayarak bir anlamda Covid-19 öncesi günlerindeki gibi özgürce yaşamak istiyor olabilirler.

Evet, gerek Dünya Sağlık Örgütü’nün, gerek Sağlık Bakanlığımızın sık sık altını çizdiği gibi Covid-19 mücadelesinde sosyal mesafe kurallarına uymak ve maske takmak hayati önem taşıyor. Ancak bunu yapmayan insanlara her ne kadar sinirlensek de işimize yarayacak davranış şekli, bu insanların neden böyle yaptıklarını anlamaya çalışmak ve onları sosyal mesafeyi korumaya ve maske takmaya yönlendirecek yöntemler geliştirmek. Size her daim sağlıklı, pandemi krizi bitene kadar da maskeli ve sosyal mesafeye dikkat ettiğiniz günler diliyorum.

Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail.com adresine yazabilirsiniz. Hayatı güzelleştirmeyle ilgili psikoloji egzersizlerini ise @ranakutvan Instagram hesabımdanrsolaker@gmail.com  paylaşıyorum.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Gillespie, C. (2020). Why Do Some People Refuse to Wear a Face Mask in Public?
Retrieved from https://www.health.com/condition/infectious-diseases/coronavirus/face-mask-refuse-to-wear-one-but-why
Henriques, M. (2020). Social distancing: How to persuade others it works. BBC Future. Retrieved from https://www.bbc.com/future/article/20200402-covid-19-how-to-convince-others-social-distancing-works
Şentürk, N. (2009). Üniversite Öğrencilerinin Sosyalleşme Süreçlerlerinde Aile Kurumunun Etkisi: Sakarya Üniversitesi Örneği. T.C Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi.
Yavuzer, H. (1981), Psiko- Sosyal Açıdan Çocuk Suçluluğu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları no: 2798, İstanbul.

İlginizi çekebilir: Covid-19 sürecinde psikolojik sağlığımızı koruma yöntemleri

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale