X

Makrobiyotik beslenme 3: Enerjinin beş hali ve mevsimler

“Makrobiyotik, kişinin fiziksel, zihinsel ve ruhsal dengesini kuran filozofik ve beslenme ilkelerinin bir bütünüdür.”
Carl Ferré, Macrobiotics Today, Ocak 2002

Doğu felsefesinde yin ve yang döngüsü içinde beş adet transformasyon olduğuna inanılır. Bu 5 adet transformasyon, birbirine dönüşen enerjiler, elementler ve mevsimlerle bağdaştırılır. Transformasyon doğadaki her varlık, her durum ve her türlü enerji için geçerlidir.

Elementler: Ağaç , Ateş, Toprak, Metal, Su
Mevsimler: İlkbahar, Yaz, Yaz sonu, Sonbahar, Kış

Her mevsimin kendine göre özellikleri ve enerji dereceleri vardır. Biz de çevremizin bir parçası olduğumuz için, bu enerjiler gerek fizyolojik gerekse psikolojik olarak bizi etkiler. Doğa ile uyumlu bir şekilde yaşanmadığında beş element, transformasyon, herhangi bir kişi için yıkıcı olabilir; doğa ile uyumlu bir yaşam tarzı geliştirildiğinde ise kişi dengededir ve bu beş element kişinin hem maddi hem de manevi sağlığı için büyük bir desteğe dönüşür.

Makrobiyotik beslenme, bedenimize besinler aracılığıyla aldığımız enerjinin kalitesini ve türünü belirleyerek, doğayla uyumlu bir şekilde mevsimsel transformasyonumuzu sağlıklı ve güçlü bir şekilde yapmamızı sağlar.

İlkbahar (Mart 21 – Haziran 21)

İlkbahar “ağaç” zamanıdır. Yukarıya doğru yükselen bir enerji hissederiz, üreten bir enerjidir bu. Yapraklar yeşerir, çiçekler açar. Bu mevsim doğumun simgesidir. Have nettir, rüzgar ferahlatıcı ve temizleyicidir. İlkbaharda içimiz kıpır kıpırdır, vücudumuz yin enerjiyi her hücresinde hissetmektedir. Çevremizde yükselen enerjiyi içimizde de hissederiz. Her gün yeni bir gündür ve şevkle bir sonraki güne uyanırız.

İlkbahar dönemi, temizlik dönemidir. Evimizi, kışın soğuk enerjisini temizleme dönemidir. Mart ayı, çıplak ayak çimlerde yürüyüp güneşin doğumunu izlemek için ideal bir aydır. Aşk mevsimidir ilkbahar, yeni aşkların temelleri, var olan aşkların yenilenmesi bahar aylarında olur.

Evimize yaptığımız bahar temizliği gibi, bedenimizi de temizlemek için en ideal dönemdir ilkbahar. İlkbahar ağaç elementine dahil olan mevsimdir ve bu mevsimde aynı elemente dahil olan karaciğer ve safra kesesi ciddi bir şekilde zorlanmaktadır. Karaciğer detoksu bu dönemde yapılmalıdır. Karaciğer yukarıya yönelen enerji tarafından yönetilir ve ne kadar temizse, sizin de o kadar yüksek enerjili olmanızı sağlar. Safra kesisinin gün içinde en yoğun çalıştığı saatler gece 23.00 ila sabaha karşıdır, karaciğerin en yoğun kendini yenileme saatleri ise sabaha karşı 01.00 ile 03.00 arasıdır.

Temiz bir karaciğer size pürüzsüz bir cildin yanı sıra, sabır ve üretkenlik de sağlar. Şayet karaciğer kirli ise, kişi huzursuz, aksi ve öfkeli olacaktır. Ciltteki lekelenmeler de buna işarettir. Safra kesesi, karaciğerin enerjisini tamamlayıcı organdır. Bu dönem duygusal temizlik yapmak, geçmişte öfkeli olduğumuz kişileri affetmek için de en uygun zamandır. Beş element teorisine göre bu mevsimin rengi yeşil, duyu organı gözdür.

Makrobiyotiğe göre ilkbaharda, yukarı doğru büyüyen, yeşil yapraklı bitkileri çiğ ya da haşlayarak yemeliyiz. Az yağ kullanmalı ve kısa süreli pişirme yapmalıyız.

Tahıl: Buğday, arpa, yulaf
Sebze: Brokoli, maydanoz, marul, kale, havuç, alfalfa, pancar, pırasa, kabak, shiitake mantarı, enginar, taze soğan, taze sarımsak, kuşkonmaz, taze kekik, madımak, semizotu, papatya, ebegümeci
Bakla: Yeşil mercimek, taze fasulye, edamame
Balık: Kefal, kalkan, mezgit, dil balığı
Meyve: Limon, greyfurt, yeşil elma, kiraz, can erik, ayva
Pişirme tekniği: Az zamanlı, düşük ateşte, haşlama, buğulama, az yağda

Örnek ilkbahar menüsü:

  • Mercimek çorbası
  • Mercimekli, bulgurlu salata
  • Haşlanmış yeşil yapraklı sebzeler
  • Tofu kremalı, çilekli kanten
  • Buğday çayı

Yaz (Haziran 21 – Ağustos 15)

Yaz ateş zamanıdır. Yukarıya doğru yükselmiş olan enerji en yüksek noktasındadır. Filizlenmiş olan her şey büyümüştür. Bu mevsim gençliğin simgesidir. Hava sıcaktır, rüzgar meltemdir. Yaz yin enerjisinin yoğunluğu ile yavaşlamamıza sebep olur. Tek bir isteğimiz vardır; serin bir yer bulup dinlenmek. Deniz kıyısı ya da bol ağaçlı bir ova.

Doğa, genişleyici yin enerji ile sürekli meyve veriri. Tüm sebze ve meyveler dolgunluklarına ulaşmış, bol suludur, tadındadır. Bu büyüyen ve genişleyen enerji bizim de kabuğumuzdan dışarı çıkmamızı sağlar. Bu yüzden yaz partileri en güzelleridir, düğünler ayrı bir neşelidir. Yazın yaşam doruk noktasındadır. Renkler daha belirgin, parlak ve sıcaktır. Tutkulu bir dönemdir yaz, heyecan doruktadır. İlkbaharda tohumları atılmış olan aşklar, kalbin ateşlenmesiyle sımsıcak bir sevgiye dönüşür.

Yaz mevsimi ateş elementine dahil olan mevsimdir ve bu mevsimde aynı elemente dahil olan kalp ve ince bağırsaklar zorlanmaktadır. Kalp en yoğun sabah 11.00’den öğleden sonra 13.00’e kadar, ince bağırsak da öğleden sonra 13.00’ten 15.00’e kadar çalışır. Ateşlenen bu oranları serinletmek için yin değerli besinleri daha çok tüketmeliyiz. Yaz dönemi enerjisinden etkilenen kalp bize mutluluk duygusunu hissettirmektedir. Beş element teorisine göre bu mevsimin rengi kırmızı, duyu organı ağızdır.

Makrobiyotik yazın yüksek ateşte kavurarak gıdaları tüketmemizi söyler. Pazar günleri barbeküleri için en uygun aylardır yaz ayları.

Tahıl: Mısır, patlamış mısır, amaranth, beyaz darı
Sebze: Kuşkonmaz, Brüksel lahanası, salatalık, zencefil, frenk soğanı, taze soğan, bezelye, dereotu, kum havucu, taze fasulye, kuzu ıspanak, kabak, semizotu, sivri biber, dolmalık biber, çalı fasulyesi, barbunya fasulyesi, sarımsak
Bakla: Kırmızı mercimek, nohut
Meyve: Kayısı, çilek, şeftali, karpuz, sarı erik, ahududu, vişne
Balık: Tekir, barbunya, mercan, levrek, sardalya, ıstakoz, böcek, pavurya
Pişirme tekniği: Yüksek ateşte pişirme, ızgara, kavurma

Örnek yaz menüsü:

  • Mısır çorbası
  • Makrobiyotik kısır (Tabule)
  • Humus
  • Karpuz
  • Soğuk kukicha çayı

Yaz sonu (Ağustos 15 – Eylül 21)

Yaz sonu “toprak” dönemidir; artık hasat zamanı gelmiştir. Yazın kavurucu sıcağından, sonbaharın serin ve soğuk gecelerine geçilen, büyülü ve önemli bir dönemdir. Bu transformasyon, yani geçiş döneminde ayaklarımızın yere sağlam basıyor olması gerekir. Hayatımızın diğer alanlarında olduğu gibi, bir mevsimden diğerine geçmeden önce bedensel olduğu kadar duygusal olarak da kendimizi hazırlamamız gerekir.

Bu dönem bir nefes alma, duraklama dönemidir. İtalyanlar boşuna ağustos ayında tatile girmezler, İspanyollar ve Yunanlar en çok siestayı bu dönemde alırlar.

Toprak dönemiyle özdeşleştirilen organlar mide ve dalaktır. Dalağın görevi su ve vücuda gerekli besinleri taşımak ve dönüştürmek, kanı kontrol etmek ve kasları yönetmektir ve mide ile ilişki içindedir. Dalağın normal çalışmaması durumunda ishal, halsizlik, zayıflama ya da kanın damarların dışına akması gibi semptomlarla karşılaşılabilir. Bu dönemde sindirim sistemimiz duyularımızdan çok etkilenir. Mide en yoğun sabah 07.00 ila 09.00 arasında çalışır, dalak ise 09.00 ila 11.00 arasında.

Toprak döneminin duygusu sempati ve şefkattir. Başkalarına şefkat gösterebilmemiz onlarla empati kurabilmemiz için bizim dengede olmamız gerekir, yoksa kendimizi başkalarının gerçekleri içinde kaybedebiliriz. Beş element teorisine göre bu mevsimin rengi sarı, duyu organıağız’dır. Bu mevsimde bizi topraklaştıracak olan kök bitki tüketimini artırmak, sulu gıdalardan daha katı gıdalara geçiş yapmak akıllıca olur.

Aşk bu dönemde tatlı ve derindir. Durağan gibi hissedilse bile duygular yoğun yaşanır. Bu dönem, ilişkiyi uzun dönemli bir bağlılığa dönüştürmek için idealdir. Gün içinde kendinizi rahat ve güvende hissedersiniz yaz sonunda akşamüstü şekerlemeleri ayrı bir keyif vermektedir. Çimlerde bol bol yalın ayak yürüyün ve üzüm bağlarına bir gezi düzenleyin.

Tahıl: Akdarı
Sebze: Tatlı mısır, her türlü kabak, pancar, yaban havucu, şalgam, bezelye, dolmalık biber, çarliston biber, taze fasulye, barbunya, kırmızı biber
Meyve: Tatlı elma, incir, kavun, mandalina, portakal, kırmızı erik, mürdüm eriği
Balık: Somon, ton balığı, kılıç, çingene palamudu, mercan
Kuru yemiş: Badem, ceviz, ayçekirdeği
Tatlandırıcılar: Agave, akçaağaç şurubu
Pişirme tekniği: Kaynatma

Örnek yaz sonu menüsü:

  • Tatlı kabak çorbası
  • Akdarı ile yapılmış “patates”, kuzu soslu
  • Soğanlı arame
  • Ton balığı
  • Haşlanmış sebze yanında kırmızı turp turşusu
  • Kukicha Çayı

Sonbahar (Eylül 21- Aralık 21)

Sonbahar “metal” zamanıdır. Daralan, birbirine yaklaşan, bir araya getiren bir enerji taşır sonbahar. Doğa içeriye doğru çekilmeye başladıkça, biz de içimize döneriz. Kısalan günler, dökülen yapraklar, serinleyen geceler ile içimizi bir hüzün sarar, kendimizi daha fazla sorgular buluruz sonbaharda. Kişisel hedeflerimize yoğunlaşırız. Ailemizle, arkadaşlarımızla daha çok vakit geçirmek isteriz.

Metal dönemi ile özdeşleşen renk beyazdır ve yaşlılık dönemini simgeler. Bu dönemde transformasyon içinde olan, bu dönemin enerjisinden en çok etkilenen organlar akciğerler ve kalın bağırsaktır. Akciğerlerin en yoğun çalıştığı ve kendilerini yenilediği saatler sabaha karşı 03.00 ila 05.00 arası, kalın bağırsağın saatleri ise sabaha karşı 05.00 ila 07.00 arasıdır.

Makrobiyotik, bu dönemde yavaş pişirme yöntemi ile hazırlanmış ılık gıdalar aracılığıyla enerjinin ılık bir şekilde vücudumuzun içine doğru nüfuz etmesini önerir. Daha çok kök sebzeler ve kısa pirinç tüketilmelidir.

Aşk da içeriye çekilmiştir. Sonbaharda, çiftler hem kendi içsel dengelerini bulmaya hem de ilişkilerini bir bütün olarak dengelemeye çalışırlar. Eylül ayında güneşin batışını izleyin, gün sonuna doğru duygularınızınla iletişime geçin ve içinizdeki memnuniyet ve tatmin olma duygularını uyandırın. Aileniz, sevgiliniz, arkadaşlarınız ve yaşamınız için minnet duyun.

Tahıl: Beyaz, kahverengi kısa pirinç, mochi
Sebze: Karnabahar, lahana, pazı, Çin lahanası, kereviz, turp (Japon turpu, kırmızı turp), soğan, sarımsak, su teresi, hardal bitikisi, pırasa, mantar, ıspanak, yerelması, pırasa, kıvırcık salata, havuç.
Baklagil: Beyaz fasulye türleri
Meyve: Muz, armut, elma, greyfurt, mandalina, balkabağı
Kuru yemiş: Ceviz, kestane, Trabzon hurması
Balık: Palamut, tekir, barbunya, kılıç, levrek, mercan, sardunya, eşkina, torik, izmarit, mezgit, ringa, uskumru, lüfer
Çeşni ve baharat: Dereotu, rezene, kekik, zencefil kökü, karaturptan yapılan acı soslar, tarçın, karabiber, fesleğen, kuşdili
Pişirme tekniği: Düdüklü tencerede basınçla yavaş pişirme, fırında pişirme

Örnek sonbahar menüsü:

  • Miso çorbası
  • Düdüklü tencerede pişirilmiş kestaneli kahverengi pirinç pilavı
  • Kombu ve tatlı kabak ile pişirilmiş Aduki fasulyesi
  • Kombu ve shiitake mantarları ile haşlanmış sebze, yanında dip sos
  • Japon turpu turşusu
  • Ceviz kremalı kızarmış armut
  • Kukicha Çayı

Kış (Aralık 21 – Mart 21)

Kış “su” zamanıdır. Dünya, Güneş’ten en uzak durumdadır, hava soğuk ve pusludur. Her şey koyu ve soluk renktedir. Doğa gibi biz de tamamen kabuğumuza çekiliriz kış aylarında. Dışarının soğuk ve yin enerjisini, evde sıcak ve yang bir enerji ile dengelemek isteriz. Korku yoğun olarak hissettiğimiz bir duygudur bu dönemde, korunmaya çekiliriz.

Kış döneminin renkleri siyah ve mavidir. Bu dönemden en çok etkilenen organlar da böbrekler ve idrar torbasıdır. Böbreklerin gün içinde yoğun çalışarak kendilerini yenileme saati akşamüstü 17.00 ila 19.00 arası, idrar torbasının ise 15.00 ila 17.00’dir.

Kışın içimizi, dışarıdaki soğukla dengeleyebilmek için sıcak tutmalıyız. Sıcak çorbalar, yağlı balık ve hayvansal besinler, baklagiller bu dönem için idealdir. Deniz yosunları, böbrek ve idrar torbasını beslediği gibi üreme organlarına da ekstra destek sağlayacaktır.

Aşk bu dönemde insanı korkutur. Tutku kaybolmuş gibidir ve baharda yaşadığımız o duyguları tekrar yaşayamayacağımızı düşünürüz. Kış dönemi inanç ve sabrımızı güçlendirmek için en ideal dönemdir. Kış aylarında gece yıldızları izleyin, bol bol meditasyon yapın ya da dua edin. Büyük bir bütünün parçası olduğunuzu hissedecek, belki de uzun süredir yaşamınızda olan bir probleme bu aylarda yeni bir perspektifle bakabileceksiniz.

Tahıl: Arpa, esmer buğday, siyah pirinç
Sebze: Pancar, dulavratotu, kuşkonmaz, kereviz, lahana, brokoli, pırasa, pazı, karaturp, kırmızı turp
Baklagil: Siyah fasulye, koyu renli mercimek
Deniz yosunları: Arame, dulse, hijiki, nori, wakame, kombu
Meyve: Dut, yabanmersini (kırmızı ve mavi), mor ve siyah üzüm, nar
Balık: Lüfer, kefal, hamsi, havyar, istiridye, midye, kalkan, kılıç, mercan
Kuru yemiş: Kestane, siyah susam
Soslar: Tamari, shoyu, miso, tekka, gomasio, umeboshi, turşu
Pişirme tekniği: Turşulama, yağda kızartma

Örnek kış menüsü:

  • Kırık bezelye çorbası
  • Esmer buğday pilavı ve lahana turşusu
  • Kızgın yağda kızartılmış sebze ve tofu yanında rendelenmiş Japon turpu
  • Taze salata
  • Elma
  • Mu çayı

MANA Ruhun DNA’sı kitabını satın almak isterseniz, dijital kopyaya buradan, basılı kopyaya buradan ulaşabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Makrobiyotik beslenme 2: Yin ve Yang gıdaları biliyor musunuz?

Muse Yeliz Rüzgar: İzmir doğumlu ve uluslararası tanınırlığı olan Yeliz Rüzgar, Bütünsel Yaşam Koçu ve Enerji terapistidir. Yurt dışı ve yurt içinde ortağı olduğu koçluk ve danışmanlık şirketleri aracılığıyla bireysel olduğu kadar kurumlara da inovasyon, yeni ürünlerin Türkiye' ye ithalatı, motivasyon, satış arttırma, iş-özel yaşam dengesi üzerine danışmanlık vermektedir. 2005 yılından beri Anthony Robbins eğitimlerine katılımının ardından tüm etkinliklerinde gönüllü asistanlık yapmış, Los Angeles ve Türkiye'de "Power Groups" oluşumlarını yönetmiş bir Anthony Robbins lideridir. Yeliz, 13 yaşında ilk ilgi duymaya başladığı bilim ve ruhsal alanların birleştiği konular üzerine, Dünya çapında tanınan Dr. Bernie Siegel, Dr. Bruce Lipton, Dr. David Katz, EFT tekniğini bulan Dr. Craig, NLP tekniğinin kurucu Dr. Richard Bandler, NLP ‘de ‘Time Line – Zaman Çizgisi’ tekniğinin yaratıcısı Tad James gibi isimler ile birlikte kongre ve festivallerde konuk konuşmacı olmuş, ‘Holistik Yaşam’ ile ilgili sunumlar yapmıştır. Halen Sedona Üniversitesinde bu alanda doktora çalışmalarına devam etmektedir. Yeliz, UCLA ve North Carolina Üniversitelerinde psikolojik araştırmalarda da kullanılan AuraVS isimli bio-feedback aracılığı ile yaptığı seanslar ile Dünya çapında binlerce kişinin yaşamlarını dönüştürmeleri, ilişkilerini geliştirmeleri ve yaşam amaçlarına bağlanmalarına yardım etti. Yeliz Los Angeles ve İstanbul ‘da yaşamaktadır. Hayat mottosu: ¨İmkansız diye bir şey yoktur, İste, planla, harekete geç, inan ve sabırlı ol.¨

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale