Makrobiyotik beslenme 3: Enerjinin beş hali ve mevsimler
“Makrobiyotik, kişinin fiziksel, zihinsel ve ruhsal dengesini kuran filozofik ve beslenme ilkelerinin bir bütünüdür.”
Carl Ferré, Macrobiotics Today, Ocak 2002
Doğu felsefesinde yin ve yang döngüsü içinde beş adet transformasyon olduğuna inanılır. Bu 5 adet transformasyon, birbirine dönüşen enerjiler, elementler ve mevsimlerle bağdaştırılır. Transformasyon doğadaki her varlık, her durum ve her türlü enerji için geçerlidir.
Elementler: Ağaç , Ateş, Toprak, Metal, Su
Mevsimler: İlkbahar, Yaz, Yaz sonu, Sonbahar, Kış
Her mevsimin kendine göre özellikleri ve enerji dereceleri vardır. Biz de çevremizin bir parçası olduğumuz için, bu enerjiler gerek fizyolojik gerekse psikolojik olarak bizi etkiler. Doğa ile uyumlu bir şekilde yaşanmadığında beş element, transformasyon, herhangi bir kişi için yıkıcı olabilir; doğa ile uyumlu bir yaşam tarzı geliştirildiğinde ise kişi dengededir ve bu beş element kişinin hem maddi hem de manevi sağlığı için büyük bir desteğe dönüşür.
Makrobiyotik beslenme, bedenimize besinler aracılığıyla aldığımız enerjinin kalitesini ve türünü belirleyerek, doğayla uyumlu bir şekilde mevsimsel transformasyonumuzu sağlıklı ve güçlü bir şekilde yapmamızı sağlar.
İlkbahar (Mart 21 – Haziran 21)
İlkbahar “ağaç” zamanıdır. Yukarıya doğru yükselen bir enerji hissederiz, üreten bir enerjidir bu. Yapraklar yeşerir, çiçekler açar. Bu mevsim doğumun simgesidir. Have nettir, rüzgar ferahlatıcı ve temizleyicidir. İlkbaharda içimiz kıpır kıpırdır, vücudumuz yin enerjiyi her hücresinde hissetmektedir. Çevremizde yükselen enerjiyi içimizde de hissederiz. Her gün yeni bir gündür ve şevkle bir sonraki güne uyanırız.
İlkbahar dönemi, temizlik dönemidir. Evimizi, kışın soğuk enerjisini temizleme dönemidir. Mart ayı, çıplak ayak çimlerde yürüyüp güneşin doğumunu izlemek için ideal bir aydır. Aşk mevsimidir ilkbahar, yeni aşkların temelleri, var olan aşkların yenilenmesi bahar aylarında olur.
Evimize yaptığımız bahar temizliği gibi, bedenimizi de temizlemek için en ideal dönemdir ilkbahar. İlkbahar ağaç elementine dahil olan mevsimdir ve bu mevsimde aynı elemente dahil olan karaciğer ve safra kesesi ciddi bir şekilde zorlanmaktadır. Karaciğer detoksu bu dönemde yapılmalıdır. Karaciğer yukarıya yönelen enerji tarafından yönetilir ve ne kadar temizse, sizin de o kadar yüksek enerjili olmanızı sağlar. Safra kesisinin gün içinde en yoğun çalıştığı saatler gece 23.00 ila sabaha karşıdır, karaciğerin en yoğun kendini yenileme saatleri ise sabaha karşı 01.00 ile 03.00 arasıdır.
Temiz bir karaciğer size pürüzsüz bir cildin yanı sıra, sabır ve üretkenlik de sağlar. Şayet karaciğer kirli ise, kişi huzursuz, aksi ve öfkeli olacaktır. Ciltteki lekelenmeler de buna işarettir. Safra kesesi, karaciğerin enerjisini tamamlayıcı organdır. Bu dönem duygusal temizlik yapmak, geçmişte öfkeli olduğumuz kişileri affetmek için de en uygun zamandır. Beş element teorisine göre bu mevsimin rengi yeşil, duyu organı gözdür.
Makrobiyotiğe göre ilkbaharda, yukarı doğru büyüyen, yeşil yapraklı bitkileri çiğ ya da haşlayarak yemeliyiz. Az yağ kullanmalı ve kısa süreli pişirme yapmalıyız.
Tahıl: Buğday, arpa, yulaf
Sebze: Brokoli, maydanoz, marul, kale, havuç, alfalfa, pancar, pırasa, kabak, shiitake mantarı, enginar, taze soğan, taze sarımsak, kuşkonmaz, taze kekik, madımak, semizotu, papatya, ebegümeci
Bakla: Yeşil mercimek, taze fasulye, edamame
Balık: Kefal, kalkan, mezgit, dil balığı
Meyve: Limon, greyfurt, yeşil elma, kiraz, can erik, ayva
Pişirme tekniği: Az zamanlı, düşük ateşte, haşlama, buğulama, az yağda
Örnek ilkbahar menüsü:
- Mercimek çorbası
- Mercimekli, bulgurlu salata
- Haşlanmış yeşil yapraklı sebzeler
- Tofu kremalı, çilekli kanten
- Buğday çayı
Yaz (Haziran 21 – Ağustos 15)
Yaz ateş zamanıdır. Yukarıya doğru yükselmiş olan enerji en yüksek noktasındadır. Filizlenmiş olan her şey büyümüştür. Bu mevsim gençliğin simgesidir. Hava sıcaktır, rüzgar meltemdir. Yaz yin enerjisinin yoğunluğu ile yavaşlamamıza sebep olur. Tek bir isteğimiz vardır; serin bir yer bulup dinlenmek. Deniz kıyısı ya da bol ağaçlı bir ova.
Doğa, genişleyici yin enerji ile sürekli meyve veriri. Tüm sebze ve meyveler dolgunluklarına ulaşmış, bol suludur, tadındadır. Bu büyüyen ve genişleyen enerji bizim de kabuğumuzdan dışarı çıkmamızı sağlar. Bu yüzden yaz partileri en güzelleridir, düğünler ayrı bir neşelidir. Yazın yaşam doruk noktasındadır. Renkler daha belirgin, parlak ve sıcaktır. Tutkulu bir dönemdir yaz, heyecan doruktadır. İlkbaharda tohumları atılmış olan aşklar, kalbin ateşlenmesiyle sımsıcak bir sevgiye dönüşür.
Yaz mevsimi ateş elementine dahil olan mevsimdir ve bu mevsimde aynı elemente dahil olan kalp ve ince bağırsaklar zorlanmaktadır. Kalp en yoğun sabah 11.00’den öğleden sonra 13.00’e kadar, ince bağırsak da öğleden sonra 13.00’ten 15.00’e kadar çalışır. Ateşlenen bu oranları serinletmek için yin değerli besinleri daha çok tüketmeliyiz. Yaz dönemi enerjisinden etkilenen kalp bize mutluluk duygusunu hissettirmektedir. Beş element teorisine göre bu mevsimin rengi kırmızı, duyu organı ağızdır.
Makrobiyotik yazın yüksek ateşte kavurarak gıdaları tüketmemizi söyler. Pazar günleri barbeküleri için en uygun aylardır yaz ayları.
Tahıl: Mısır, patlamış mısır, amaranth, beyaz darı
Sebze: Kuşkonmaz, Brüksel lahanası, salatalık, zencefil, frenk soğanı, taze soğan, bezelye, dereotu, kum havucu, taze fasulye, kuzu ıspanak, kabak, semizotu, sivri biber, dolmalık biber, çalı fasulyesi, barbunya fasulyesi, sarımsak
Bakla: Kırmızı mercimek, nohut
Meyve: Kayısı, çilek, şeftali, karpuz, sarı erik, ahududu, vişne
Balık: Tekir, barbunya, mercan, levrek, sardalya, ıstakoz, böcek, pavurya
Pişirme tekniği: Yüksek ateşte pişirme, ızgara, kavurma
Örnek yaz menüsü:
- Mısır çorbası
- Makrobiyotik kısır (Tabule)
- Humus
- Karpuz
- Soğuk kukicha çayı
Yaz sonu (Ağustos 15 – Eylül 21)
Yaz sonu “toprak” dönemidir; artık hasat zamanı gelmiştir. Yazın kavurucu sıcağından, sonbaharın serin ve soğuk gecelerine geçilen, büyülü ve önemli bir dönemdir. Bu transformasyon, yani geçiş döneminde ayaklarımızın yere sağlam basıyor olması gerekir. Hayatımızın diğer alanlarında olduğu gibi, bir mevsimden diğerine geçmeden önce bedensel olduğu kadar duygusal olarak da kendimizi hazırlamamız gerekir.
Bu dönem bir nefes alma, duraklama dönemidir. İtalyanlar boşuna ağustos ayında tatile girmezler, İspanyollar ve Yunanlar en çok siestayı bu dönemde alırlar.
Toprak dönemiyle özdeşleştirilen organlar mide ve dalaktır. Dalağın görevi su ve vücuda gerekli besinleri taşımak ve dönüştürmek, kanı kontrol etmek ve kasları yönetmektir ve mide ile ilişki içindedir. Dalağın normal çalışmaması durumunda ishal, halsizlik, zayıflama ya da kanın damarların dışına akması gibi semptomlarla karşılaşılabilir. Bu dönemde sindirim sistemimiz duyularımızdan çok etkilenir. Mide en yoğun sabah 07.00 ila 09.00 arasında çalışır, dalak ise 09.00 ila 11.00 arasında.
Toprak döneminin duygusu sempati ve şefkattir. Başkalarına şefkat gösterebilmemiz onlarla empati kurabilmemiz için bizim dengede olmamız gerekir, yoksa kendimizi başkalarının gerçekleri içinde kaybedebiliriz. Beş element teorisine göre bu mevsimin rengi sarı, duyu organıağız’dır. Bu mevsimde bizi topraklaştıracak olan kök bitki tüketimini artırmak, sulu gıdalardan daha katı gıdalara geçiş yapmak akıllıca olur.
Aşk bu dönemde tatlı ve derindir. Durağan gibi hissedilse bile duygular yoğun yaşanır. Bu dönem, ilişkiyi uzun dönemli bir bağlılığa dönüştürmek için idealdir. Gün içinde kendinizi rahat ve güvende hissedersiniz yaz sonunda akşamüstü şekerlemeleri ayrı bir keyif vermektedir. Çimlerde bol bol yalın ayak yürüyün ve üzüm bağlarına bir gezi düzenleyin.
Tahıl: Akdarı
Sebze: Tatlı mısır, her türlü kabak, pancar, yaban havucu, şalgam, bezelye, dolmalık biber, çarliston biber, taze fasulye, barbunya, kırmızı biber
Meyve: Tatlı elma, incir, kavun, mandalina, portakal, kırmızı erik, mürdüm eriği
Balık: Somon, ton balığı, kılıç, çingene palamudu, mercan
Kuru yemiş: Badem, ceviz, ayçekirdeği
Tatlandırıcılar: Agave, akçaağaç şurubu
Pişirme tekniği: Kaynatma
Örnek yaz sonu menüsü:
- Tatlı kabak çorbası
- Akdarı ile yapılmış “patates”, kuzu soslu
- Soğanlı arame
- Ton balığı
- Haşlanmış sebze yanında kırmızı turp turşusu
- Kukicha Çayı
Sonbahar (Eylül 21- Aralık 21)
Sonbahar “metal” zamanıdır. Daralan, birbirine yaklaşan, bir araya getiren bir enerji taşır sonbahar. Doğa içeriye doğru çekilmeye başladıkça, biz de içimize döneriz. Kısalan günler, dökülen yapraklar, serinleyen geceler ile içimizi bir hüzün sarar, kendimizi daha fazla sorgular buluruz sonbaharda. Kişisel hedeflerimize yoğunlaşırız. Ailemizle, arkadaşlarımızla daha çok vakit geçirmek isteriz.
Metal dönemi ile özdeşleşen renk beyazdır ve yaşlılık dönemini simgeler. Bu dönemde transformasyon içinde olan, bu dönemin enerjisinden en çok etkilenen organlar akciğerler ve kalın bağırsaktır. Akciğerlerin en yoğun çalıştığı ve kendilerini yenilediği saatler sabaha karşı 03.00 ila 05.00 arası, kalın bağırsağın saatleri ise sabaha karşı 05.00 ila 07.00 arasıdır.
Makrobiyotik, bu dönemde yavaş pişirme yöntemi ile hazırlanmış ılık gıdalar aracılığıyla enerjinin ılık bir şekilde vücudumuzun içine doğru nüfuz etmesini önerir. Daha çok kök sebzeler ve kısa pirinç tüketilmelidir.
Aşk da içeriye çekilmiştir. Sonbaharda, çiftler hem kendi içsel dengelerini bulmaya hem de ilişkilerini bir bütün olarak dengelemeye çalışırlar. Eylül ayında güneşin batışını izleyin, gün sonuna doğru duygularınızınla iletişime geçin ve içinizdeki memnuniyet ve tatmin olma duygularını uyandırın. Aileniz, sevgiliniz, arkadaşlarınız ve yaşamınız için minnet duyun.
Tahıl: Beyaz, kahverengi kısa pirinç, mochi
Sebze: Karnabahar, lahana, pazı, Çin lahanası, kereviz, turp (Japon turpu, kırmızı turp), soğan, sarımsak, su teresi, hardal bitikisi, pırasa, mantar, ıspanak, yerelması, pırasa, kıvırcık salata, havuç.
Baklagil: Beyaz fasulye türleri
Meyve: Muz, armut, elma, greyfurt, mandalina, balkabağı
Kuru yemiş: Ceviz, kestane, Trabzon hurması
Balık: Palamut, tekir, barbunya, kılıç, levrek, mercan, sardunya, eşkina, torik, izmarit, mezgit, ringa, uskumru, lüfer
Çeşni ve baharat: Dereotu, rezene, kekik, zencefil kökü, karaturptan yapılan acı soslar, tarçın, karabiber, fesleğen, kuşdili
Pişirme tekniği: Düdüklü tencerede basınçla yavaş pişirme, fırında pişirme
Örnek sonbahar menüsü:
- Miso çorbası
- Düdüklü tencerede pişirilmiş kestaneli kahverengi pirinç pilavı
- Kombu ve tatlı kabak ile pişirilmiş Aduki fasulyesi
- Kombu ve shiitake mantarları ile haşlanmış sebze, yanında dip sos
- Japon turpu turşusu
- Ceviz kremalı kızarmış armut
- Kukicha Çayı
Kış (Aralık 21 – Mart 21)
Kış “su” zamanıdır. Dünya, Güneş’ten en uzak durumdadır, hava soğuk ve pusludur. Her şey koyu ve soluk renktedir. Doğa gibi biz de tamamen kabuğumuza çekiliriz kış aylarında. Dışarının soğuk ve yin enerjisini, evde sıcak ve yang bir enerji ile dengelemek isteriz. Korku yoğun olarak hissettiğimiz bir duygudur bu dönemde, korunmaya çekiliriz.
Kış döneminin renkleri siyah ve mavidir. Bu dönemden en çok etkilenen organlar da böbrekler ve idrar torbasıdır. Böbreklerin gün içinde yoğun çalışarak kendilerini yenileme saati akşamüstü 17.00 ila 19.00 arası, idrar torbasının ise 15.00 ila 17.00’dir.
Kışın içimizi, dışarıdaki soğukla dengeleyebilmek için sıcak tutmalıyız. Sıcak çorbalar, yağlı balık ve hayvansal besinler, baklagiller bu dönem için idealdir. Deniz yosunları, böbrek ve idrar torbasını beslediği gibi üreme organlarına da ekstra destek sağlayacaktır.
Aşk bu dönemde insanı korkutur. Tutku kaybolmuş gibidir ve baharda yaşadığımız o duyguları tekrar yaşayamayacağımızı düşünürüz. Kış dönemi inanç ve sabrımızı güçlendirmek için en ideal dönemdir. Kış aylarında gece yıldızları izleyin, bol bol meditasyon yapın ya da dua edin. Büyük bir bütünün parçası olduğunuzu hissedecek, belki de uzun süredir yaşamınızda olan bir probleme bu aylarda yeni bir perspektifle bakabileceksiniz.
Tahıl: Arpa, esmer buğday, siyah pirinç
Sebze: Pancar, dulavratotu, kuşkonmaz, kereviz, lahana, brokoli, pırasa, pazı, karaturp, kırmızı turp
Baklagil: Siyah fasulye, koyu renli mercimek
Deniz yosunları: Arame, dulse, hijiki, nori, wakame, kombu
Meyve: Dut, yabanmersini (kırmızı ve mavi), mor ve siyah üzüm, nar
Balık: Lüfer, kefal, hamsi, havyar, istiridye, midye, kalkan, kılıç, mercan
Kuru yemiş: Kestane, siyah susam
Soslar: Tamari, shoyu, miso, tekka, gomasio, umeboshi, turşu
Pişirme tekniği: Turşulama, yağda kızartma
Örnek kış menüsü:
- Kırık bezelye çorbası
- Esmer buğday pilavı ve lahana turşusu
- Kızgın yağda kızartılmış sebze ve tofu yanında rendelenmiş Japon turpu
- Taze salata
- Elma
- Mu çayı
MANA Ruhun DNA’sı kitabını satın almak isterseniz, dijital kopyaya buradan, basılı kopyaya buradan ulaşabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Makrobiyotik beslenme 2: Yin ve Yang gıdaları biliyor musunuz?