X

Maker Gibi Düşünmek 3: Her insan yaratıcıdır!

“Yaratıcı yetişkin, hayatta kalmış bir çocuktur.”

Ursula Le Guin

Şu anda “Maker Gibi Düşünmek” yazı dizisinin üçüncü ve son yazısını okuyorsunuz. Bu yazı dizisinde Makers Türkiye’de geçirdiğim 8 günlük yoğunlaştırılmış Sertifikalı Eğitmen Eğitimi’nde kazandığım farkındalıklarımı paylaşıyorum. İlginizi çekerse önceki yazıları da okumanızı öneririm.

Bir maker ve eğitmen olan Amon Milner’a “maker nedir?” diye sorduklarında şu yanıtı almışlar: “Tüm insanlar makerdır. İnsanların büyürken bu yönlerinin desteklenmesi ve büyüdükten sonra da maker olmaya devam etmeleri sonucu ortaya çok özel insanlar çıkar… Her çocuk bir makerdır; bazıları daha uzun bir süre böyle kalabilir.” Make: Makerlar Yaratmak kitabından

Artık bahanemiz kalmadı, her şey mümkün. Yapmamız gereken tek şey hayal etmek!

Bundan yıllar önce, biri bana 1 günde kodlama yapabilmeyi öğreneceksin ya da sadece bir kaç saat içinde bir elektronik devre kurup ona bağladığın bir lambayı yakabileceksin deseydi muhtemelen ona gülerdim. Bunları yapabilmek için elektronik veya bilgisayar mühendisliği okumuş olmam gerektiğini düşünürdüm.

Geçtiğimiz ay Makers Türkiye’de katıldığım 8 gün süren yoğunlaştırılmış Sertifikalı Eğitmen Eğitimi’nde bunların ve çok daha ötesinin mümkün olduğunu gördüm. Hatta, 3-D yazıcılar ile insan organlarını üretebilmeye başlamış bir kesim için çoktan normalleşmiş durumda. Teknoloji, yeni bilgiye erişim hızımız ve alternatif eğitim yöntemlerinin gelişimi sayesinde hayal ettiklerimizi gerçekleştirmek artık çok daha kolay.

Her gün sizinle aynı problemlere çözüm arayan binlerce insan yeni çözümler keşfediyor ve dünyanın öbür ucunda bu bilgiyi arayan insanların erişebilmesi için internette paylaşıyor. Yüzlerce firma, teknolojinin ve bilginin nasıl daha kolay erişilebilir olabileceği ve nasıl daha basit anlatılabileceği üzerine kafa yoruyor. Son birkaç senede ortaya çıkan onlarca yeni araç ile yaratıcılığınızı ortaya çıkartmak ve hayallerinize şekil vermek için ihtiyaç duyduğunuz tüm kaynaklara ışık hızında ulaşabiliyorsunuz.

Yani, “Bir fikrim var ama gerçekleştiremiyorum.” cümlesi artık bizim gerçekliğimize dahil olamayacak kadar eskimiş bir kalıp. Yaratıcı zekasını bahane üretmek yerine çözüm aramaya yönlendiren insanlar bugün her şeyi gerçekleştirebilme özgürlüğünde yaratıcı düşünceye erişmiş durumdalar.

Her şeyin bir tık uzakta olduğu çağımızda üzgünüm ama coğrafya da artık kader değil! Görüyorsunuz hiç bahanemiz kalmadı, şimdi yaratma zamanı!

Her insan yaratıcıdır!

Yaratıcılık sandığınız aksine sadece bazılarımızın doğuştan sahip olduğu bir özellik değildir.  Yaratıcılık sanatçılara mahsus bir yetenek de değildir. Ayakkabınızı bağlamaktan tutun nefes almaya kadar hayatın her anında yaratıcı olmaya ihtiyacımız vardır. 

Yaratım bir enerjidir, çok güçlü bir enerji. Onu işlemeyi öğrenirseniz yaşamınız maden ocağına döner. Attığınız her adım altın olur. İşlemeyi öğrenemez ve onu taşıyacak kadar güçlenemezseniz yıkıcı etkilerine şahit olabilirsiniz. Evet siz uzun süre yaratıcı olmadığınızda depresyona girecek kadar çok yaratıcısınız. Bu gücü kullanmayı öğrenin!

Yaratıcılığınızı açığa çıkartmak için hayal gücünüzü özgür bırakın! 

Albert Einstein, “Zekanın gerçek göstergesi bilgi değil hayal gücüdür.” der. Bir problemle karşılaştığınızda çözüme ulaşma yolunda kendinizi bilgi bombardımanına boğmak yerine biraz özgür bırakırsanız hayal gücünüzün de çözüme katkıda bulunmasına izin vermiş olursunuz.

Bir makerın benim için en ilham verici özelliklerinden biri işte budur! Problemi ona şiddet uygulamadan elinde bir sabun köpüğü gibi çevirebilmesi, onunla dost olması ve hayal gücünü de katarak çözüm sürecini bir eğlenceye dönüştürmesi! Böylece çözümü yaratıcı sürece teslim edersiniz. Bir sonraki sefer siz de deneyin, problemin bu bakış açısıyla ne kadar mucizevi şekilde kolaylıkla kendiliğinden çözüldüğüne inanamayacaksınız. 

Yaratıcılığınızı kullanmayı öğrenin!

Eğitim sistemimiz maalesef beynin çalışma modeline uygun ve yaratıcı zekayı geliştirecek temeller kazandırmadı bize. Bu yüzden yaratıcılığımızı kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor. Ancak, çok şanslıyız ki içinde bulunduğumuz teknoloji ve yeni bilgi çağı sayesinde okullarda alamadığımız yetkinlikleri alternatif eğitim sistemleri sayesinde kendimiz kazanabiliyoruz.

Hayal ettiklerimizi hayata geçirebilmek için üzerinde çalışmamız gereken tek şey yaratıcılığımızı yeniden canlandırmak. Beynimizi yaratıcı düşünecek şekilde geliştirerek her gün daha çok, daha iyi ve daha imkansızı başarma cesareti kazanmak!

Yaratıcılığınızı kullanmak istiyor ama nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız: Tasarım Odaklı Yaratıcı Düşünme Eğitimlerine göz atmanızı öneririm. Makers Türkiye’de de şu anda bu eğitim veriliyor. Dilerseniz detaylı bilgi için www.makerstürkiye.com websitesini inceleyebilirsiniz.

Maker gibi Düşünmek yazı dizisinin burada sonuna geldik. Yeni yazılarım için yazar sayfamı düzenli takip edebilir, sorularınız ve paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden ulaşabilirsiniz. Görüşmek üzere, sevgiler.

 

İlginizi çekebilir: Maker Gibi Düşünmek 2: Başlangıç Zihni deneyimi

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale