X

Maker Gibi Düşünmek 1: Korkularınızın üstüne gidin! 

“Gerçekten durup korkularınızın yüzüne dik dik baktığınız her seferinde güç, cesaret ve güven kazanırsınız. Yapamayacağınızı düşündüğünüz her ne ise onu yapmak zorundasınız!”

Eleanor Roosevelt

Merak etmenize rağmen Ben bilemem, ben yapamam!” diyerek yıllarca kendinizi uzak tuttuğunuz ama düşünmekten de alıkoyamadığınız için aklınızın köşesinde yer etmiş konular var mı?

Anlamayacağınızı düşündüğünüz için kendinizden uzaklaştırdıklarınız yaşamınızı güzelleştirecek güçlü öğretiler içeriyor olabilir desem… O zaman uzaklaştırdıklarınıza yeniden bakmak ister miydiniz?

Teknoloji, bilgisayar, kodlama, elektronik… bunlar çok yakın bir zaman öncesine kadar benim için oldukça korkunç kelimelerdi. Herhangi bir tanesi cümle içinde geçtiğinde nefesim kesiliyor ve konunun devamını anlamayacağımı düşünüp hemen oradan uzaklaşıyordum.

Aslında heyecanlandığım ve merak duyduğum konulardı ama belli ki duyduğum korku heyecanımı ve merakımı bastıracak kadar güçlüydü. Bu korkunun temellerine baktığımda ise mühendislik okuduğum yıllardan gelen bir blokaj olduğunu fark ettim ve üstüne gitmeye niyet ettim. Biliyorum ki beynimde kırılan her kalıp, yüzleştiğim her korkum yaşamımda güçlü bir açılım yaratır.

Bu niyetimin üzerinden sadece birkaç hafta geçmişti ki yaratıcılık üzerine araştırma yaparken kütüphanemdeki bir kitap takıldı gözüme: “Make: Makerlar Yaratmak”. Bu kitabı iki sene önce Boğaziçi Üniversitesi festivalinde almıştım. Ebeveynlere, çocuklarının yaratıcı doğasını tanımaları için yazılmış çok faydalı bir kaynak.

Kitabı elime aldığım gibi okumaya başladım ve tüm gün okudum. Maker bakış açısı öylesine zengin, besleyici ve genişletici ki…

Maker’ın ne olduğundan özetlebahsetmek gerekirse: tutkusunu üretime dönüştüren herkes makerdır. Bir terzi olabilir, bir dansçı veya bir mühendis hiç fark etmez. Bu insanlar denemeyi-yanılmayı hata yapmayı sever, meraklı, yardım sever ve keşfettiklerini paylaşmaktan büyük keyif alırlar.

Kitabı okur okumaz hemen Türkiye’de bu alanda kimler olduğunu araştırmaya koyuldum ve Makers Türkiye ile tanıştım.

Makers Türkiye, 2014’ten bu yana teknoloji ve inovasyon kültürü ile Türkiye’yi dönüştürmeye kendini adamış bir topluluk ve kuruluş. Oluşturdukları eğitim, atölye ve etkinliklerle insanların ve kurumların yeni dünyaya uyum sağlamaları için çalışıyorlar. Arttırılmış gerçeklik, 3 boyutlu yazıcılar, kodlama, yaratıcı tasarım…. gibi bir çok kişinin korkunç bulabileceği konuları son derece basit ve yaratıcı bir yaklaşımla oldukça keyifli ve herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatıyorlar.

Birbirinden yaratıcı eğitimlerinin bulunduğu etkinlik sayfalarını açtığımda ilk başta hangisine katılacağımı seçmekte epey zorlandım. Uzun süre inceledikten sonra teknoloji üzerine temel bilgileri pratik uygulamalar ile öğretmek üzerine tasarlanmış sekiz günlük yoğunlaştırılmış Sertifikalı Eğitmen Eğitimi’ne kaydoldum. Temel elektronik, kodlamaya giriş, 3-boyutlu tasarım teknolojisi… merak ettiğim ve beni heyecanlandıran tüm bu konular eğitim içeriğinde vardı.

Bilgi, eğlence, oyunlar ve ilham dolu paylaşımlarla sekiz gün su gibi geçti. Sadece 1 günde kodlama yapmaya başlamak, daha önce hiç elektronik dersi almamışken sadece 1-2 saate lambaları yaktığımı görmek çok keyifliydi. Kendimi tazelenmiş ve güven dolu hissettim. Üstelik, dileyenler bu program sonrasında öğrendikleri ile bir proje geliştirip, staj döneminden geçtikten sonra Makers Türkiye’nin eğitmen kadrosunda yer alabiliyor. (Detaylar için www.makersturkiye.com adresini ziyaret edebilirsiniz.)

Bugüne kadar katıldığım en faydalı eğitimlerden biriydi. 8 günde 8 yıl ileri atladığımı hissettim. Sadece edindiğim muhteşem bilgiler ile değil kazandığım farkındalıklarla da…

İşte aklımda yepyeni kapılar açan bu dolu dolu sekiz günden farkındalık notlarım:

“İmkansızlık” sadece faydasız bir düşüncedir: Yapamayacağınızı düşündüğünüz her ne ise gidin ve onu yapın!

Bir korkunuzun veya “yapamam” diye kendinizi kısıtladığınız her ne ise onun var olduğunu görüp üzerine gittiğiniz her seferinde yaptığınız şey yaş kütüğü nehir yatağından kaldırmaya benzer. Yaş kütükten özgürleşen su, coşkuyla yeni yollara akmaya başlar. Siz de özgür aklınızın ve yaratıcılığınızın önünü tıkayan korkularınızı bir bir kaldırdıkça muazzam bir potansiyel açığa çıktığını göreceksiniz. Bu potansiyel sizin bugüne kadar kullanmadığınız yaşam enerjinizin bir parçasıdır.

İnsan kendi yaşamını yaratan bir canlıdır. Yaş kütüklerinizin yolunuzdan çekilmesi için güçlü bir fırtına çıkmasını beklemeyin. Eğilin ve kaldırın. Hepsi bu!

Hangi yaş kütüğün hangi yolu açacağını bilemezsiniz: Sonrasını çok düşünmeyin, ilham veriyorsa deneyin!

Yeni yetkinlikler kazanmak aklınızda daha önce açılmamış kapılar açılmasını sağlar. Bu kapıların hangi yeni olasılıklara çıkacağını açmadan bilemezsiniz. “Teknolojiyi ilginç buluyorum ama öğrenmek ne işime yarayacak bu saatten sonra mühendis mi olacağım?” gibi bir düşünce gelirse aklınıza bunun sizi durdurmasına izin vermeyin. 8 günlük bir teknoloji atölyesi size bambaşka bakış açıları katabilir. Bu sayede daha önce gitmediği yönlere uzayan beyin hücreleriniz kim bilir hangi ilginç bilgilerle size geri gelir. Yeni bakış açıları ile zenginleşmiş beyin yaşama yeni gözlerle bakar. Ne işime yarayacak dediğiniz bu gelişim belki de ilişkilerinizde 10 senedir çözemediğiniz bir sorununuza ışık tutabilir. Anlayacağınız, yaşam gizem dolu bir bütünlük, hiç bitmeyen bir keşif alanıdır. Yeniye ve bilinmeze açılmak yaşama açılmaktır.

Hemen şimdi yaş kütüklerinizin (korkularınızın) bir listesini yapmak ister misiniz? Bugüne kadar aslında ilginç bulduğunuz (o yöne akmak istediğiniz) ama asla yapamayacağınızı düşündüğünüz için yanına yaklaşmadığınız her ne varsa hepsini yazın. Sonra da en çok korktuğunuz hangisi ise gidin onu yapın!

Makers Türkiye’de geçirdiğim 8 günlük yoğunlaştırılmış Eğitmen Eğitimi Programı’nda kazandığım farkındalıklarımı sizlerle paylaşmak için bir yazı dizisine dönüştürdüm. “Maker Gibi Düşünmek” yazı dizisinin ilk yazısını okudunuz. Sonraki yazılar için lütfen takipte kalın.

Sorularınız ve paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden ulaşabilirsiniz.

 

İlginizi çekebilir: Hayallerini gerçekleştirmek isteyenler için altın kural: Budayın

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale