X

Magellan Boğazı’na ismini veren kaşif: Ferdinand Magellan’ı nasıl bilirdiniz?

Dünyada bir çok yerin isim babası olan Magellan’ı istemeden de olsa dünyanın yuvarlak olduğunu ispat ettiği bir yolculuğa çıkması ile biliyoruz. Ama sanıldığının aksine kendisi bu yolculuğu tamamlayıp dünya turunu bitirememiştir bile.

Torres Del Paine Milli Parkı’na gitmek için Ateş Toprakları’ndan otobüsle kuzeye doğru yola çıkıyorum. Arjantin’den Şili’ye uzanan bu yolculuk sırasında uçsuz bucaksız pampalarda otlayan inekler, koyunlar ve tabii guanakolar ve deve kuşları çıkıyor karşıma. Bir yandan Inti Illimani dinlerken bir yandan da Patagonya doğasını hayran hayran izliyorum. Derken su görünüyor: Magellan Boğazı!  

İsmini verdigi Magellan Bogazı’ndan geçerken onun hikayesini anlamak istiyorum. Her ne kadar yola çıkış amacı zenginlik ve ün olsa da, yeni keşfedilen Amerika’nın, Avrupa ile Hindistan arasındaki uçsuz bucaksız okyanusun ortasındaki bir kara parçası olduğunu; dolayısıyla da çevresinin dolaşılabileceğini düşünen ve bu düşüncesini bizzat ispatlamaya çalışacak kadar da cesur bir vizyoner olan Ferdinand Magellan…

Magellan Boğazı’nın keşfi

Magellan, 16. yüzyılda yaşayan Portekizli denizci bir gezgin. 1511 yılında katıldığı bir savaşta yaralanıp izin almadan savaşı terk ediyor ve bu nedenle Portekiz Kralı’nın gözünden düşüyor. Bunun üzerine İspanya için çalışmaya karar veriyor. Portekiz’in hakim olduğu Hint Okyanusu ve Baharat Yolu ile Osmanlı İmaratorluğu’nun hakim olduğu İpek Yolu’na alternatif bir rota oluşturarak, İspanya’ya yeni topraklar ve zenginlikler kazandırmayı vadediyor.

Bu vaatler İspanya Kralı’nı heyecanlandırmış olacak ki, Magellan istediği desteği alıyor. 5 gemi ve 237 mürettebat ile İspanya’dan denize açılıyor ve hep batıya doğru gidiyor. Mürettebatın çoğunluğu Magellan’ın aradığı Atlantik – Pasifik geçişinin bulunabileceğine inanmıyor. Kaybolma ve ölüm korkusu her geçen gün artıyor. Bu yol boyunca denizciler arasında isyanlar çıkıyor, isyancılar idam ediliyor, bir gemi batıyor, biri de kaçıp İspanya’ya geri dönüyor. Magellan, kalan mürettebat ile 24 Agustos 1520 yılında Güney Amerika sahillerindeki Cape Virgenes’e ulaşıyor ve buranın kıtayı geçip ilerlemek için aradığı geçit olduğunu düşünüyor. Bugün, bu su yolunun adı Magellan Boğazı.

Magellan 570 km olan bu kanalı, gemisi ile yaklaşık 3 ayda geçiyor ve Büyük Okyanus’a ulaşıyor. Atlantik Okyanusu’nun hırçın sularından sonra sakinliğine şaşırdığı bu sulara Mar Pasifico – Pasifik Okyanusu (pasif, sakin, durağan) adını veriyor. 

Pasifik’te kuzeybatıya giden ekip 16 Mart’ta kalan 150 kişi ile Filipinler’deki Homonhon adasına ulaşıyor. Magellan tercümanı sayesinde yerli halkla anlaşabiliyor ve hatta Hristiyanlığı yaymaya çalışıyor. Ancak Filipinli yerlilerle geçen ilk dostluk günlerinin aldatıcı olduğu kısa zamanda anlaşılıyor. Magellan 27 Nisan 1521’de Lapu-Lapu önderliğindeki yerlilerle girdiği Mactan Savaşı’nda ölüyor. 

Boğazı geçerken

Boğaza sert bir rüzgar hakim. Bizim taşıt gemisi ile boğazı karşıdan karşıya geçişimiz yaklaşık 45 dakika sürüyor. Gemide yolcular için kapalı bir alan yok; bu yüzden oldukça rüzgar yiyoruz. Buna değiyor açıkçası, çünkü o dalgalar arasında iki tane yunus görüyorum, adeta bana selam vermek için ahenkle 1 metre kadar çıkıp tekrar dalıyorlar.

Dünyanın çevresini ilk kim dolaştı?

1522’de yola çıkışlarından neredeyse tam üç sene sonra, kalan 18 denizci Juan Sebastian Elcano komutasında bin bir badire atlatarak İspanya’ya ulaşıyor. Magellan dünya turunu tamamlayamadan hayatını kaybediyor; ancak önceki yolculukları da hesaba katılırsa dünyanın tüm boylamlarını geçen ilk denizci ünvanını kazanıyor.

Ayrıca bu keşif gezisi dünya çevresinde yapılan ilk seyahat ve Güney Amerika’yı dolaşarak Atlantik ile Büyük Okyanus’u birleştiren ilk deniz yolculuğu olma ünvanına sahip.

Doğru adıyla “Magellan – Elcano Dünya Turu”nun bugün yaşadığımız dünyayı şekillendiren o dönüm noktalarından biri olduğuna şüphe yok; ancak Magellan’ın bu yolculuktan beklentileri arasında tüm insanlık için daha iyi bir gelecek olduğu oldukça şüphe götürür. Dünyanın en bakir deniz ve topraklarının, dünyanın en açgözlü ve acımasız sömürge imparatorluklarından birinin ayaklarına serilmesi için elinden geleni yapmıştır Magellan. Tıpkı diğer kaşifler gibi. Tarihe kahramanlar olarak geçmiş bu kişilerin, macera arkadaşlarının, hükümdarlarının, hatta bindikleri gemilerin adını taşır dünyanın dört bir yanındaki nehirler, göller, dağlar ve şehirler. Öte yandan Avrupa krallıklarının Asya ve Afrika’ya ayak basmalarını takiben 22 milyon insan özgürlüklerini kaybederek köleleştirilmiş; Kuzey ve Güney Amerika’daki her 10 yerliden 9’u Avrupalılar’ın gelişini takiben hayatını kaybetmiştir.

Tüm diğer kaşifler gibi Magellan da tanrının ışığından mahrum kalmış bu vahşilere (!) inanç ve medeniyet öğretmeyi kendine görev edinmişti. Bu Avrupalı kibiri de zaten hayatına maloldu. Filipin yerlileri, her yıl Magellan’ın öldüğü gün, Mactan Savaşı’nın yapıldığı sahilde törensel bir kutlama yaparlar. Magellan’a boyun eğmediklerinin dünyaya haykırışıdır bu.

Beni Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.

 

İlginizi çekebilir: Patagonya macerası: En son ne zaman kendin için tamamen yeni bir şey denedin?

Semanur Aksoy: Üniversite yıllarında birçok AB projesinde görev alarak dünyayı gezmeye başladı. İzmir’de üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatı onu önce Meksika’ya sonra da İstanbul'a götürdü. 2011 yılında yoga ile tanıştı ve bu hayatında bir dönüm noktası oldu. Kurumsal hayatın onun içindeki boşluğu besleyerek büyüttüğü bir dönemde ara verdi ve önce iki ay, daha sonra da yedi ay sırt çantası ile Güney Amerika seyahatine çıktı. Amazonların şifalı bitkileri ile tanıştı; bunun da yoga gibi hayatında olumlu anlamda bir kırılım yarattığını anladı. Yoga yolculuğuna Reiki, Access Bar ve Thai Beden Terapistliği gibi şifalı dokunuşları da ekledi. Mandala tasarımlarını tekstil ile buluşturarak kendi markası Let’s Boho’yu yarattı. Şimdilerde gezgin kimliğinden arta kalan zamanını geçirmek için yerleştiği Fethiye’de, yoga, nefes, meditasyon ve Thai Beden Terapi içerikli bireysel dönüşüm rehberliği ve kendi markasını yaratmak isteyenlere marka danışmanlığı yapmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale