X

Maden suyunun sağlığa faydası var mı?

Maden suyu yeraltından ve kaynaklardan doğal olarak fışkırır. Kalsiyum, magnezyum ve sodyum gibi bazı temel mineraller bakımından zengin olabilir. Bu nedenle sağlığa faydaları da bulunabilir.

Diğer su türlerinin aksine kaynağında şişelenir ve hem minerallere hem de diğer iz elementlere sahiptir. ABD’deki Gıda ve İlaç Dairesi’ne göre maden suyunda çözünmüş olan toplam katı miktarı, yani mineraller, 250 ppm düzeyinde olmalıdırlar. Bu sulara şişeleme esnasında mineral eklemeye izin verilmez. Ayrıca sodaların aksine maden suyu doğal olarak gazlıdır ve sonradan gaz eklenmesine izin verilmemesine karşın gazının alınmasına genelde izin verilir.

Ayrıca arsenik gibi potansiyel olarak toksik bileşenleri ortadan kaldırmak için işlemden geçirilebilir. Adından belli olduğu üzere içerisinde bol miktarda magnezyum, kalsiyum, bikarbonat, sodyum, sülfat, klorür ve florür bulunabilir. Bu miktarlar suyun nereden çıktığına göre değişir. Bu nedenle aroması ve sağlığa faydaları da çok değişkenlik gösterebilir.

Musluk suyu içmek de biraz mineral sağlayabilir ancak maden suyunun bu bileşenler bakımından çok daha zengin olduğunu belirtmek gerekiyor.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Maden suyunun sağlığa faydaları

Mineraller ve organik bileşenler bakımından özel bir yapıda olmasından dolayı maden suyunun sağlığa bazı faydalarının olması beklenebilir. Bunların bazıları şöyle:

Kemik sağlığına iyi gelebilir

Kemiklerin hayat boyunca sağlıklı olmaları için kalsiyum alımı önemlidir çünkü kemik gelişimine ve korunmasına yardımcı olur.

Maden suyunun iyi bir kalsiyum kaynağı olduğu belirtiliyor. Çalışmalara göre beden maden suyundan alınan kalsiyumu, süt ürünlerinden alınan kalsiyum kadar iyi bir şekilde kullanabiliyor.

255 menopoz sonrası dönemdeki ve kalsiyum zengini maden sularını düzenli tüketen kadınla yapılan bir çalışmada, maden suyunun kemik kütlesi yoğunluğunu normal su içenlere göre ciddi şekilde arttırdığı görülmüş.

Ayrıca maden suyundaki bikarbonat ve magnezyum da güçlü kemikleri destekler.

Tansiyonu düşürmeye yardımcı olabilir

Araştırmalara göre yetersiz kalsiyum ve magnezyum düzeyleri yüksek tansiyona sebep olabilirler ve bu da kalp hastalıkları için bir risk faktörüdür.

Yakın zamanlı bir çalışmaya göre magnezyum ve kalsiyum düzeyleri yüksek su tüketmek tansiyon düzeylerinde ciddi bir düşüş sağlıyor.

Maden suyu bu iki mineral bakımından zengin olduğundan tüketimi tansiyonu düşürmeye yardımcı olabilir ve özellikle yüksek tansiyonu olanlara katkı sağlayabilir.

Sınırda yüksek tansiyonu olan 70 yetişkin ile yapılan 4 haftalık bir çalışmada günde 1 litre kadar maden suyu tüketmenin tansiyon üzerinde ciddi azalmalar sağladığı görülmüş.

Ancak maden suyunun tansiyon üzerindeki etkilerine dair 20 çalışmaya dair bir değerlendirmede kesin sonuçlar yok. Bu nedenle maden suyu ve tansiyon arasındaki ilişkiyi anlamak için daha fazla çalışma gerekiyor.

Kalp sağlığına katkı sağlayabilir

Maden suyu kalp sağlığına da katkı sağlayabilir.

Günde 0.5-1 litre arası maden suyu içen menopoz sonrası dönemdeki kadınlar ile yapılan iki çalışmada, bunun trigliserit ve kötü kolesterol düzeylerini ciddi şekilde azalttığı ve iyi kolesterolde ise artış sağladığı görülmüş.

Maden suyunda bulunan magnezyum da kalp sağlığına katkı sağlayabilir çünkü bir çalışmaya göre sudaki magnezyumun artışı ile kalp hastalıklarından ölme arasında ters bir ilişki görülüyor.

Umut verici olsa da bu konuda daha uzun vadeli çalışmalar onun kalp sağlığı üzerindeki etkilerini aydınlatmaya yardımcı olacaklardır.

Kabızlık konusunda yardımcı olabilir

Magnezyum zengini maden suları kabızlığı önleme ve tedavi etme konusunda da fayda sağlayabilirler.

Araştırmalara göre magnezyum suyu bağırsaklara çeker ve bağırsak kaslarını rahatlatır. Bunlar bir araya geldiğinde dışkı yumuşar ve çıkışı daha kolay olur.

106 kişiyle yapılan 6 haftalık bir çalışmada günde 500 ml kadar magnezyum ve sülfat zengini bir maden suyu içmek bağırsak hareketliliğini ciddi şekilde arttırmış.

Bununla birlikte mineral içeriği ne olursa olsun yeterince sıvı alımının sindirime yardımcı olduğu ve bağırsak hareketliliğini sağladığı belirtiliyor.

Potansiyel yan etkileri

Maden suyu içmek çoğu kişi için güvenli olsa da bazı markalarda sodyum düzeyi yüksek olabilir ve az tuz alması gerekenler için sıkıntı yaratabilir.

Buna ek olarak plastik şişelerde satılan maden sularında mikroplastik problemleri oluşabilir.

Mikroplastikleri sağlığa uzun vadeli etkileri bilinmiyor ancak erken dönem hayvan ve test tüpü deneylerinde bu küçük parçacıkların bedende birikebildikleri ve inflamasyonu arttırabildikleri belirtiliyor.

Ayrıca maden suyu normal sudan daha asidik olduğu için bu aside maruz kalmak diş minelerinde erimeye sebep olabilir.

Bu konuda araştırmalar kısıtlı olsa da yapılan bir çalışmada maden suyunun diş minesini normal suya göre sadece birazcık daha fazla erittiği belirtiliyor ve şekerli gazlı içecekler düzeyinde bir etkide bulunmuyor.

Sonuç olarak maden suyu direkt olarak kaynağında şişlenir ve çoğunlukla kalsiyum ve magnezyum başta olmak üzere temel minerallere sahiptir.

Tam mineral içeriği suyun geldiği yere göre değişir ancak sağlığa çeşitli faydaları olabileceği belirtiliyor.

Ancak bu mineralleri elde etmenin başka yolları da var. Bu nedenle tüketip tüketmemek temel olarak sizin damak tadınıza göre belirlenir.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Yulaf sütü, inek sütüne sağlıklı bir alternatif mi yoksa gizli bir tehdit mi?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale