X

Madalyonun diğer yüzü: Erkekler de yeme bozukluklarıyla mücadele ediyor

Yeme bozuklukları, çoğunlukla mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip, eğitim düzeyi yüksek ve korumacı ailelerde yetişmiş belli yaştaki kadınlarla ilişkilendiriliyor. Hâlbuki bu rahatsızlıklarla yaş, eğitim, sosyal ve ekonomik yaşam düzeyi açısından toplumun farklı kesimlerinden hemen her insan mücadele eder. Yani, yeme bozuklukları sadece “bir deri bir kemik” olan kadınlarda değil, yaygın görüşün aksine farklı fiziki özelliklere sahip kadınlarda ve elbette erkeklerde de görülür. İşin aslı, klinik psikolog Doktor Roberto Olivardia’nın bir makalesinde belirttiğine göre, dünya genelindeki istatistiklere bakıldığında, yeme bozukluğu olan 4 kişiden 1’i erkektir.

Olivardia, bu ciddi istatistiğin yanı sıra erkeklerin yeme bozukluklarını saklama eğiliminde olduğuna da dikkat çekiyor. Depresyon, uyuşturucu madde kullanımı ve kaygı bozukluğu gibi nedenlerle psikolojik destek alan pek çok hastasının, daha az maskülen görülmekten ya da iş hayatlarının olumsuz etkilenmesinden korktuğu için yeme bozukluklarını saklama eğiliminde olduğunu fark etmiş. Kuşkusuz bu korkuda yeme bozukluklarının sadece kadınlarda görüldüğünün sanılması büyük rol oynuyor.

Erkek bir hastanın neden yeme bozukluğu yaşadığını araştırırken tıpkı kadınlarda olduğu gibi depresyon, travma, zayıf benlik algısı, obsesif kompulsif bozukluk gibi çeşitli faktörler göz önünde bulundurulmalı. Bir kişinin kendini hasta edecek düzeyde aç bırakması hem fiziki hem de ruhsal anlamda “boşlukta” olduğunun bir göstergesi aslında. Kişi yeme bozukluğuna ne kadar derinden bağlanırsa, onu dünyaya ve çevresine bağlayan her şeyden bir o kadar kopuyor. Yeme bozukluğu yaşayan hastaların %10 ila 20’si ne yazık ki rahatsızlıkları yüzünden hayatını kaybediyor ve bu ölümlerin %20’sini intihar vakaları oluşturuyor.

Yeme bozukluğu yaşayan erkekler de kadınlarda olduğu gibi bu rahatsızlığa özgü benzer davranış kalıpları geliştirebiliyor. Bunlar arasında; sürekli kalori kısıtlamasına gitme, düşük yağlı beslenme, sık sık tartılma ve saplantı düzeyinde spor yapma gibi davranışlar ön planda.

Dr. William Rhys Jones, The Guardian gazetesine verdiği röportajda yeme bozukluklarının gelişiminde erkeklerde saptanan şu duruma vurgu yapıyor: “Mükemmel bir bedene sahip olma baskısı her yaştan erkeği gittikçe daha fazla etkilemeye başlamış olup bu durum yeme bozukluklarının oluşumunda bir risk faktörü teşkil ediyor. Medya aracılığıyla maruz kaldığımız ve ideal olarak sunulan sağlıksız erkek bedeni imajları, görünüşleriyle saygınlık kazanmaya çalışan hassas insanlar üzerinde gereksiz bir baskı yaratıyor.” Jones’a göre, bu rahatsızlıkları yaşayan her erkeğin ihtiyaç duyduğu anda destek aramaktan kaçınmaması için yeme bozuklarıyla ilişkilendirilen cinsiyetçi kalıpları kırmak gerekiyor.

Peki, tedavi konusunda neler yapılabilir? Uzman Psikolog Hande Sinirlioğlu Ertaş erkeklerde yeme bozukluğu tedavisinin kadınlarınkinden çok farklı olmadığını düşünüyor. Uzman bir ekip müdahalesiyle, yeme bozukluğunun yarattığı davranış bozuklarının üzerine gidilmeli ve beden imajı, kişilik algısı ve iletişim güçlükleri üzerine çalışmalar yürütülmeli.

Ertaş, asıl sıkıntının kişinin rahatsızlığını kabullenme sürecinde yaşandığına dikkat çekiyor. Yeme bozukluğuna yakalanan erkeklerin bunun sadece kadınlara özgü bir durum olduğu düşüncesinden vazgeçip erkeklerde de yeme ile ilgili davranış veya bakış açısı bozulmalarının olabileceğini kabullenmesi çok önemli. Bu güçlüğün aşılmasında tedavi ekibiyle birlikte ailenin ve çevrenin desteği kilit rol oynuyor.

Kaynaklar:
Yazıyı aşağıdaki kaynaklardan yaptığım okumalara dayanarak derledim.
Klinik Psikolog Doktor Roberto Olivardia’nın makalesi: ‘Eating disorders in men yes in men’
Dr. William Rhys Jones’un röportajı: ‘Eating disorders in men rise by 70 in nhs figures’
Uzman Psikolog Hande Sinirlioğlu Ertaş, Yeme Bozuklukları: Anoreksiya, Bulimia ve Diğerleri
Diğer okuma önerileri:
Erkek çocuklarda yeme bozuklukları: Bir anoreksiya nervoza vakası
Erkeklerde Bulimiya Nervoza: Bir Olgu Sunumu

İlginizi çekebilir: Çocuğunuza bedenini sevmesi için yardım edebilirsiniz: Dikkat etmeniz gereken 3 şey

Burcu Uluçay: Sözcüklerle, cümlelerle dahası dille uğraşmayı hep sevdim. Bunun üniversitede mütercim tercümanlık okumamda önemli bir payı oldu. 2012’de Marmara Üniversitesi’nden mezun olduğumda bir sene kadar çeşitli alanlarda çevirmenlik yaptım. “Şirket-bazlı” çevirmenliğin pek bana göre olmadığını anlayınca daha “naif” bir yönü olan yayıncılık dünyasına yöneldim. Fakat The University of Westminster’da Cultural and Critical Studies (Kültürel Çalışmalar) yüksek lisans programını burslu okuma şansı kapımı çalınca –pırrr– Londra’ya uçtum. 2014’te elimde afili diplomamla yurda döndüm. Ama yalnız değildim: Ben ve anoreksiya nervoza birlikte gelmiştik! Londra’ya gitmeden de ufak ufak “yoldayım” dese de pek aldırış etmediğim bu yeme bozukluğu artık sağlığım başta olmak üzere tüm hayatımı etkiliyordu ve kendisini yenmek için halen mücadele veriyorum. Bir taraftan asıl mesleğimi yani çevirmenlik ve editörlük çalışmalarımı sürdürsem de altı aydan uzun bir zamandır tam zamanlı işim buymuş gibi anoreksiya nervozadan iyileşmeye çalışıyorum. Yeme bozukluklarının nedenlerini, tedavi yollarını, iyileşen hastaların öykülerini ve güncel araştırmaları didik didik edip okumaya başladığımda tüm isteğim kendimi bu azaptan kurtarmaktı. Fakat zamanla yeme bozuklukları hakkında Türkçe yazılmış kaynakların İngilizcedekilere göre yetersiz kaldığını gördüm. Üzücü değil mi sizce de? Hele de yeme bozuklukları dünyanın hemen her yerinde bütün yaş grupları için gittikçe tehlikeli bir hal alırken. Tabii bir de yeme bozukluğu yaşayan kişilerin ailelerini, yakınlarını, arkadaşlarını düşünmek lazım. Sevdiklerine yardımcı olmak için daha güvenilir ve güncel içeriklere ulaşsalar ne güzel olur! Böylece önce kendi ailem ve yakınlarım için okuduklarıma dayanarak çeviriler ve derlemeler yapmaya başladım. TEDTalks’ta yeme bozuklukları, kaygı bozukluğu, yoga ve meditasyon gibi konularda ilham verici konuşmalar olduğunu biliyordum çünkü hemen hepsini izlemiş/dinlemiştim. Aralarında Türkçe altyazı çevirisi olmayanlar vardı. TEDTalks’un gönüllü çevirmenler projesine dâhil olup çeviriler yaptım. Sonra blog açma fikri geldi. Blogumda hem yabancı kaynaklardan edindiğim bilgileri hem de kendi deneyimlerimden yola çıkarak yazdığım içerikleri paylaşmaya başladım. Yazdıkça yazdıkça anladım ki paylaşmak ihtiyacım varmış. İtiraf etmek. Yeme bozukluklarının ciddi bir zihinsel rahatsızlık olduğunu, dahası bunu bizim “seçmediğimizi” bilin demek. Böyle böyle Uplifers’la yollarımız keşişti. Yeme bozuklukları hakkında yerleşmiş yanlış düşünceleri değiştirmek için buradaki birlikteliğimizden aldığımız güç önemli bir adım olsun. Yeme bozukluklarının zihnimize işkence eden kötücül sesine birlikte “dur” diyebileceğimize inanıyorum! Bana buradan ulaşabilirsiniz: burcu.ulucay@yahoo.com Bloguma göz atmak isterseniz: https://sahteseslereelveda.wordpress.com/

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale