Lübnan’dan çıkıp dünyayı fetheden tasarımcı: Elie Saab
Bu ay, kusursuz tasarımlarıyla couture’da zirveye oturmuş markaları yerinden kaldıran, Lübnanlı tasarımcı Elie Saab’ı bilinmeyen yönleriyle ve yükseliş kariyerindeki tüm gerçeklerle ele aldık. İşte Elie Saab!
Elie Saab; herkesin couture’da bildiği en ünlü isim. Gelinliklerini giymek, özellikle diktirmek için ayları bulan dikim sırasına rağmen tüm gelinlerin hayali olan bir markayı yaratmak sizce ne kadar kolay olabilir? 4 Temmuz 1964’te Beyrut’un banliyösü Damour’da, Maronite Katolikleri ailesine mensup olarak dünyaya gelmiş Elie. Beş kardeşin en büyüğüymüş. Babası ahşap tüccarı, annesi ise ev hanımıymış.
O zamanlardan bu zamanlara uzanan hikayesini Ortadoğu’nın savaş bölgesinde büyümesine borçlu olduğunu söylüyor. Henüz 9 yaşındayken dışarı çıkamadığı için kız kardeşine gazete kalıpları ile yaptığı elbiseleri deneterek oyunlar oynarmış… Zamanla işleri büyütüp, annesinin dolabından aldığı elbiselerin üzerinde değişiklikler yapmaya başlamış.
Zorlu yaşam koşullarına rağmen üniversiteye başlayabilmiş olsa da; zamanla hobisi terziliği seçerek okulu bırakmaya karar vermiş ve 1981’de Paris’e gidip tasarım eğitimi almaya başlamış. Henüz bir sene bile dolmadan bu eğitimini teknik bilgisine inanarak eğitimini bırakmış. Ve hemen ardından Beyrut’a geri dönerek bir atölye açmaya karar vermiş. Her kesimden müşterisi olduğu halde herkese aynı özeni göstermesi onun büyüklüğünün bir göstergesi olmuş. Bu tavrı ile İtalyan olmadığı halde 1997’de İtalyan “Camera Nazionale della Moda” üyesi olmayı hak kazanmış.
İlk koleksiyon sunumu 1997’de Roma’da gerçekleşti. Sonraki yıl İtalya’nın Milano şehrinde hazır giyim koleksiyonu hazırladı. 1998’de Monaco’da bir moda şovu düzenledi. Monaco Prensesi Stephanie bu fuara katıldı. Üst üste Oscar alan tüm kadınları giydirmeye başladı. 2011’de ise ilk parfümü “Le Perfum”ü çıkardı. Tam on beş ülkede en çok satanlar listesine girdi.
42 ülkede satılan tasarımlarıyla dünyanın dört bir yanındaki 100’den fazla butikten oluşan bir franchise ağına sahip tasarımcı bir röportajında şunu diyor; “Başarının tek bir an sayesinde kazanıldığını düşünmüyorum. Tüm geçmiş parçalar sizi gelecekteki başarınıza ilerletebiliyor.”
İlginizi çekebilir: Cannes esintisi: Kırmızı halının güzelleri