X

Likya Yolu Ultra Maratonu: Gece, kafa feneri ve köpek

Likya Yolu Ultra Maratonu’nun son kısmında, hayatımın en zor 30 kilometresini yaşadım. Beni neyin beklediğini iyi ki bilmiyordum. Bütün haftanın en zor 30 kilometresini yaşadık. Sadece bütün haftanın değil, dediğim gibi hayatımın en zor 30 kilometresi. 15 km git ve 15 km gel. İlk kısım saf kayşattı.

Coraline Likya Yolu Ultra Maratonu’nda

Gittiğimde henüz gece değildi, patika işaretliydi ve görünüyordu. İlerlemek gerçekten zordu. Bir anda karanlık oldu. Orman içindeydim. Fener açtım. Yeni macera başlıyordu. O sırada 17 saatten beri koşuyordum. Değişiklik bana iyi geldi. Bir şekilde zaman durdu. Karanlıkta ve sadece fener ışığı ile ilerlemek, sanki gemi penceresinden izliyorsunuz. Birden uykuya dalmaya başladım. Ciddiyim. Çok uykum vardı ve koşarken uykuya daldım. Çok uzun sürmedi, 2-3 dakika, belki 5 dakika ve sonra toparlandım.

Toprak yol bitiyordu. Tekrar kayşata geldim. Fener kapandı. Pil değiştirdim. Yedek piller eskiymiş. Işık çok güçlü değildi ama yolu görmek için yetiyordu. Az kalmıştı. En fazla 50 dakika tahminim. Bir plaja geldim. Uzakta bir köpek duyuyordum. Tasmalı bir köpek olduğu zannettim. Kumda ilerliyordum. Ellerimde batonlar ve GPS vardı. Karanlıkta kafa feneri 3-4 metre önünü aydınlatıyor. Bir anda döndüm, köpek bana doğru geliyordu. Tek başımaydım. Harekete geçmem lazımdı. Nerdeyse paniğe kapıldım. Kafa fenerimi kapattım. Son kez GPS’e baktım ve yolu takip etmeden ama sadece yönü takip ederek devam ettim. Patika tamamen nerede bilmiyordum. Köpeğe “Sakin ol” diye bağırdım. Aslında ben sakin olmalıydım. Önümde bir uçurum vardı. Kayalara tırmanmaya başladım. 2 metre dik tırmandım. İçimdeki korku büyümeye başladı. Köpekten korkuyorum. Tek başımaydım. Gece. Kafa fenerini tekrar açtım. Patikadaydım! Ne kadar mutlu olduğumu bilemezsiniz. Şans benim yanımdaydı!

Katılımcılar zorlu yollardan geçtiler

Tırmanmaya devam ettim. Hiç yorgun değildim artık. Parkurun bu kısmı hakikaten tırmanış gibiydi. Kafa fenerinin gücü çok azaldı. Yanımda başka yedek piller yoktu. Bir daha ki sefere daha fazla yedek pil alacağıma dair hemen kendime söz verdim. Şimdi düşünürsem bu düşünce inanılmaz hakikaten! 23 saatten beri koşuyordum. Dikiş atıldı. Son günlerde 250 km koştum ve “bir daha ki sefere daha fazla yedek pilleri alacağım” diye kendime tembihledim. Bu bir yarış değildi hayatımın bir parçasıydı. Bir hafta boyunca koşarak yaşadım. Yarıştayken hayat devam ediyor. Ama işe ve kahve içmeye, spora gitmek yerine koşuyorsunuz. Onun dışına yemek yiyorsunuz, uyuyorsunuz.

Finişe ulaştım

Coraline finiş çizgisini geçtikten sonra

Yavaş yavaş kampın ışığını görmeye başladım. Saat 2 gibiydi. İki saat önce arkadaşım Gözde ile telefonda konuştum. Gelmek üzere olunca beni ara, finişe geleceğim dedi. Onu aramadım. Uyuduğunu düşündüm ve onu rahatsız etmek istemedim. Bir hafta boyunca taşıdığım küçük İsviçre Bayrağını çantamdan çıkartıp astım ve finişe doğru koştum ama bu çok komikti aslında, çünkü etrafta hiç kimse yoktu. Kamp alanı boştu. Finişi geçtim. Bir gönüllü arkadaşım bitiş saatimi yazdı. Bitti. Daha koşabilirdim. İlk kez hayatımda 106 km’yi tek seferde koştum. 5 günde 250 km koştum. Normal hissediyordum. Evet normal. Yemek çadırına doğru gittim. Kendime bir çorba aldım. Peynir de istedim. Oturdum ve yemeye başladım. Çok aç değildim. Yorgun da değildim. Hiçbir yerde acı yok. Masada Özgür Tektik vardı. Biraz sohbet ettik. Kalktı. Tek başıma kaldım.

Bir hafta önceki Cora olsa üzülmeye başlayacaktı. Ağlamaya başlayacaktım. Hemen sosyal medyada paylaşım yapacaktım. Whatsapp’ta bir sürü mesaj atacaktım. Hiçbir şey yapmaya ihtiyaç duymadım. Bir duş aldım, çadıra gidip yatıp uyudum.

Likya Yolu Ultra Maratonu’ndaki deneyimlerimin tamamını, öncesi ve sonrasıyla her şeyini bloğumdan okuyabilirsiniz.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Runfire Kapadokya Ultra Maratonu katılımcıları deneyimlerini anlatmaya devam ediyor

Koşarak büyümek

Runfire Kapadokya Ultra Maratonu katılımcılarından fotoğraflarla müthiş deneyimler

Coraline Chapatte: İsviçreliyim ama neredeyse 10 senedir Türkiye'de oturup çalışıyorum. Neuchatel'de 4 sene ekonomi okudum. İsviçre'de doğan her çocuk bütün sporları küçük yaşta öğrenir. Bu yüzden spor hayatım çok yönlüydü ve çok erken yaşta sporcu beslenmesi, dinlemesi ve yaşam felsefesi gibi konular, her çocuk gibi bana da öğretildi. Mezun olduktan sonra dalmaya başladım ve çok hoşuma gitti. İsviçre'de üst düzey bir yöneticiyken her şeyi bırakıp dalmaya gittiğim Kaş'tan çok etkilenip Kaş'a yerleştim ve deniz rehberliği ve sualtı fotoğrafçılığı yaptım. 2011'de İstanbul'a taşındım. 2013 ve 2015 arasında birçok uzun mesafe (50 km ve 80 km) koşu yarışlarına katıldım. Her koşudan yeni şeyler öğrendim. Uzun koşularda kaçış noktası ve erteleme şansı yoktur. Başlarsınız ve bitirirsiniz. Bu, benim için yaşam felsefesi oldu. Ekim 2015 de “Likya Yolu Ultra Maratonu”na katılıp 6 günde 250 km koştum. Bu yolda tek başınadır herkes. Bu yolculuk sadece fiziksel değildir. Vücut ile başlar ama zihinle biter. Mayıs 2016 ilk triatlon yarışına katıldım ve 3. oldum. Dört ay sonra Eylül ayında Kuşadaşı'nda Türkiye Triatlon Şampiyonası'nda 30+ yaş kategorisinde üçüncülüğü kazandım ve Ekim ayında Antalya'da Gloria Ironman 70.3 yarışında 5. oldum. O kadar kısa bir sürede böyle sonuçlara ulaşmak disiplin, azim, sağlıklı ve dengeli bir beslenme ve iyi bir planlama ister. O dönemde istediğim sağlıklı tatlıyı bulamadığım için kendi keklerimi yaratmaya ve pişirmeye başladım; glütensiz ve rafine şekersiz "Cora'nın Kekleri” macerası bu şekilde başladı. Beş dil (Fransızca, Türkçe, İngilizce, Almanca, İtalyanca) konuşuyorum. Çeşitli konularda motivasyon seminerleri veriyor, şirketler için ve bireysel spor koçluğu yapıyor, koscora.com blogunda (Avrupa'nın en iyi 3 koşu blogu arasına seçildi) ve Türkiye'de ve İsviçre'de spor ve sağlıklı yaşam konularında yazılar yazıyor, sosyal medya danışmanlığı yapıyor ve ayrıca çeşitli dillerde tercümanlık yapıyorum. Eylül 2016'den itibaren Marmara Üniversitesi'nde Spor Psikolojisi ve Spor Yöneticiliği yüksek lisans yapıyorum.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale