dummy

Life Style Medicine nedir: Daha mutlu ve sağlıklı bir yaşamın anahtarı

Bir yerde mi okudum yoksa meditasyon yaparken böyle bir bilgi mi geldi inanın hatırlamıyorum ama bu yazıyı yazmaya başlamadan önce kafamın içinde çınladı: “Eğer dünyaya gelme amacını keşfedersen her şey o yönde açılır, sen yeter ki başla…”

dummydummy

Dünyayı ilk algılamaya başladığım zamanlarda hatırladığım o kadar çok bilgi var ki… Benim annem ilkokul öğretmeni, babam da makine mühendisi. İkisi de döneminin çok ilerisinde, sürekli öğrenen ve öğreten insanlar. Çocukluğum babamın atölyesinde, annemin kütüphanesinde geçti. Bizim ev de atölye de okul gibiydi, kim ne öğrenmek istese bize gelirdi. Böyle bir ortamda büyüdüğüm için yemek yapmaktan örgü örmeye, kuantum fiziğinden ufak tefek mühendislik bilgilerine dek birçok konuyu cinsiyet ve yaş kısıtlaması olmaksızın erkenden öğrenmeye başladım.

Her zaman sporcu biri oldum ama sanat yönüm de hep çok kuvvetliydi. Yazları tiyatro ve enstrüman kurslarına gidiyordum, kışları da basketbol antrenmanlarıma devam ediyordum. Birtakım yanlış yönlendirmeler ve şehirsel kısıtlamalardan dolayı basketbol hayatıma istemeyerek son verdim. Orada olan olay beni spora küstürmüştü ve ikinci tercihimden gidip sanat yönetimi okudum ve müzik piyasasına yöneldim. Konser ve festival organizasyonlarında çalışırken sektörel çöküş başladığı dönemde Berklee Collage of Music’ten Lisanslama ve Dijital Müzik Pazarlaması eğitimi aldıktan sonra yapımcılık işlerine giriştim. Bu alanda iyi şirketlerde, iyi isimlerle çalışırken kendimi Amerika’da buldum.

Amerika’da başıma çok ilginç bir olay geldi ve sonrasında spiritüel yanımı keşfetmeye başladım. Eğlenceli, ilginç bir hikaye bu, bir gün kesin anlatacağım sizlere de söz. Amerika’dan döndükten sonra türlü türlü meditasyonlar yapmaya başladım. Zen meditasyonlarından Atlantis bilgilerine, mindfulness’tan şamanik ritüellere ne bulsam denedim. Denedikçe buldum, buldukça deneyimlemeye devam ettim ve ediyorum. O dönemlerde küçük bir sakatlık geçirdiğim için kilo almıştım ve kilo vermek amaçlı da yoga yapmaya başladım. Yoganın ruhsal kısmıyla pek ilgilenmemiştim, benim başlama noktam çok fizikseldi. Zamanla yoganın hareketli meditasyon yönünü keşfetmeye başladım.

Yogaya ilk başladığında insan hiçbir şey anlamıyor ama zamanla iyi geldiğini bildiği için devam ediyor ve katman katman ruh, beden, zihin çalışmaya başlıyor. “Bir şey yapıyorum ama çok iyi geliyor” derken bir zaman sonra ruh, beden, zihin bütünlüğü belirmeye, olgunlaşmaya ve sonra da birleşmeye başlıyor. Tabii ki bu o kadar hızlı ve kesin bir süreç değil. Ayrıca hiçbir zaman “Bu kesin böyle” diyebileceğimiz bilgiler değil çünkü beynimizi ful kapasite kullanmıyoruz. Kullanmaya başladıkça derinleşmeye başlıyor. Derinleştikçe de daha fazla öğrenme ihtiyacı ortaya çıkıyor. En azından bende böyle oldu ve yin yoga, yüz yogası, çocuk yogası, hamile yogası eğitimleriyle birlikte mindfulness eğitimini de bitirdim.

Eğitimler devam ederken ve bir yandan da deneyimlerken bir şeyler şekilleniyor ve birleşiyor. O dönemlerde ruh, beden, zihin bütünlüğünde mekânsal bütünlüğün de olması gerektiğini düşündüğüm için Hygge Yoga akımını yaratmıştım. Deneyimledikçe ve aktardıkça yoganın daha terapi kısmında olmak istediğime karar verdim. New York Üniversitesi’nin doktorlar ve yoga hocaları tarafından hazırlanmış, pozların vücut sistemlerini temizlediği ve iyileştirdiği bir eğitim olan Yoga ve Fizyoloji eğitimini de aldıktan sonra tam olarak ne yapmak istediğim tamamen netleşti. Aslında bir Yoga Therapist olmak istiyordum ama daha kapsamlı bir şekilde.

Yoga konusunda birçok tarzda kendimi geliştirmiş, ruhsal tarafta belli bir bilgiye sahip olmuş, içine yer ve mekanı da dahil etmiş ve yola devam ediyorken fiziksel tarafta çok eksik kaldığımı fark ettim. Bunun üzerine hemen Personal Trainer eğitimine başladım. Fitness’la yoga birbirini çok güzel tamamlayan bir ikili haline gelmeye başladı. Hemen ardından Corrective Exercise Specialist (Düzeltici Egzersizler) eğitimini de tamamladım. Tam o bitti derken ve hiç aklımda yokken hedefime beni en doğru şekilde ulaştıracak Medical Exercise Trainer eğitimine başladım. Aslında yogayla alakası olmamasına rağmen yoganın iyileştirici kısmına yönelmek istediğim için bu üç eğitim olmazsa olmazdı benim için ki bitiminde bunu çok daha net gördüm.

Eğitimler devam ederken önce kendim yavaş yavaş denemeye başladım. Denemeden öğrenilmiyor, öğrenmeden sindirilmiyor, sindirmeden de öğretilmiyor kanısındayım. Bilgiler biriktikçe paylaşımlar da çeşitlenmeye başladı tabii ve bir gün bir hocam dedi ki: “Bahar sen ne yapıyorsun? Dışarıdan bakınca ne yaptığın anlaşılmıyor.” Bu kadar bilgiyi bütünleştirmek, bir sistematiğe oturtmak, basit ve net bir şekilde anlatmak lazım diye dertlenmeye başlamıştım ki sözlü eleştirisi de geldi çok vakit geçmeden.

Yer, mekan, zaman, ruh, beden, zihin, hygge, el yapımı mum, sanat, müzik, meditasyon, yoga, fitness, zen falan filan derken daldan dala atlayan bir hoca imajı çıkıyor ortaya. Anlıyorum, çok da hak veriyorum. Başlıklardan sıyrılıp yukarıdan bakınca hepsi hayatın bir parçası, değil mi? Yoga yaparken gözüme aşırı parlak bir ışık gelip rahatsız olduğumda hygge devreye girerken stresten patladığımda bir müzik açmak rahatlatmıyor mu? Parmağımı kırdığım zaman meditasyon yaparak rahatlarken kuvvetlendirmek için egzersizlere başvurmuyor muyum? Aslında hiçbir şey dağınık değil, sadece madde madde yazılı bir yerde durmuyor.

Sanırım sosyal medyadan da alıştık… Her şey bize özet ve birer kelime halinde sunulsun istiyoruz, konulara kafa yorup bağlantı kurmak biraz zor geliyor. Onun için de farklı farklı konular gördüğümüzde dağılıyoruz veya “Bu ne anlatıyor ya?” diyoruz. Ben çok çeşitli bilgilerle büyüdüğüm için bana absürt gelmiyor ama bir hoca olarak herkesin anlayacağı dilden, klişelere kaçmadan, özgün, konunun özünden çıkmadan, yalın ve anlaşılır olması gerektiğinin çok farkındayım ki bence işin en zor kısmı bu. Ben bunlara kafa yorarken, ne yapsam da bütünlesem, ne desem de dağınık durmasa diye düşünürken “Life Style Medicine” terimiyle karşılaştım ve dedim ki: “Evet ya! Aslında ben bir nevi bunu yapıyormuşum!”

Açılış cümleme gelirsek… Hepimizin kozmik zincirde bir görevi olduğuna inanıyorum, bahsettiğim hayata gelme amacı da bu zincirdeki görevin ne olduğunu bulmak. Benim görevim öğrenmek, ilerlemek ve diğerlerinin de ilerlemesi için deneyimlerimi, bildiklerimi paylaşmak. Bunu fark edip o yola girdiğim zaman terimler, bilgiler, eğitimler hep önüme geldi. İçgüdüsel yaptığım bazı şeylerin karşılığını bir yerde gördüm.

Evet, sevgili arkadaşlarım, uzun bir girizgah yaparak bir ön bilgi vermek istedim. Bundan sonraki yazılarım anlamış olduğunuz üzere “Life Style Medicine” çatısı altında ruh, beden, zihin başlıklarından açıla açıla devam edecek. Hayatınızı her gün bir adım daha ileri götüren, daha mutlu ve sağlıklı olmanızı sağlayan bilgiler paylaşacağım sizlerle. Bu çatıdaki konu başlıklarında daha çok sezgisel ve içgüdüsel ilerleyeceğim gibi görünüyor. Merak dolu ve belli ki oldukça heyecanlı geçecek yolculuğumuz yorumlarınız ve katkılarınızla şekillenecek, buna inanıyorum.

Görüşmek üzere!

İlginizi çekebilir: Hygge yoga: Sıcaklık, rahatlık, huzur, bedene ve zihne odaklanma, farkındalık

Bahar Çolak: Merhabalar ben Bahar. Yeditepe Üniversitesi, Sanat Yönetimi Bölümü mezunuyum. Okul sonrası Demir Demirkan’ın asistanın olduktan sonra müzik yapımcılığına başladım, Berklee Collage of Music’ten Dijital Müzik Pazarlaması ve Lisanslama eğitimi aldım. 2017 yılında yoga eğitimimi tamamladım. Daha sonra, Leiden Üniversitesi'nden Mindfulness eğitimi aldım. 2020 yılında İskandinavların mutluluk felsefesi Hygge'yi, Yoga ve Mindfulness çalışmalarıyla birleştirerek yepyeni deneyimsel bir akım yarattım. Soho House, Kalamış’taki Home Studio’m ve kurumsal firmalarda yoga dersleri veriyorum ve workshoplar yapıyorum.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp