“Gelecek, bugün ne yaptığınıza göre şekillenir…”
Mahatma Gandhi
Başkalarının doğruları vardır. Başkalarının bizlere öğrettikleri vardır. Başkalarının direttikleri vardır. Başkalarının onlar için çok uygun olan seçimleri vardır. Başkalarının hayat felsefesi vardır. Başkalarının kazandıkları ve kaybettikleri vardır. Başkalarının bu hayattan öğrendikleri vardır. Başkalarının beklentileri vardır. Başkalarının korkuları vardır. Başkalarının hayata dair endişeleri vardır. Başkalarının tecrübe ettikleri ve hiç yaşamadıkları da vardır. Başkalarının zevkleri vardır, hayat görüşleri vardır, hayattan istedikleri vardır… Kısacası başkalarının hayata dair birçok konuda (bu para olabilir, kariyer olabilir, ikili ilişkiler olabilir!) birçok değeri, yani onlara özel olan kararları vardır.
Şunu sıkça duyarız örneğin “Ben X yaptım olmadı, bu hep böyle, sen de dene fakat başarısız olacaksın“. İşte bugün bu yazımda içimizdeki liderlerin bu gibi durumlarda kendi yollarından nasıl ayrılmadan ilerleyebildiklerini sizlerle daha yakından inceleyelim istiyorum. Neden bazılarımız bu örneği duyduğumuzda “Ben bunu denemeyeyim zaten yapmışlar olmamış” deyip bir kenara çekiliriz de, belki bir diğeri “Ben her ne olursa olsun kendimce, kendi yolumda, kendi bildiklerimle bir kez daha deneyeceğim, düşersem ben düşerim, başarısız olursam ben olurum, en kötü bir şeyler öğrenmiş olurum” bakış açısını benimseyerek yine de o noktada kalmadan ilerlemeye çalışırız?
Hemen cevaplayalım bu soruyu, biz buna gerçek liderlik diyoruz. Evet, kendi yolumuzu çevresel faktörler her ne olursa olsun bulabilmeyi bilmek, bugün “olmayanlar” çokça olsa dahi (örneğin paramız olmayabilir, örneğin istediğimiz kadar iyi koşullarda çalışamıyor olabiliriz, örneğin kurduğumuz iş yeri istediğimiz verimde olmayabilir, örneğin istediğimiz bağlantılara henüz sahip olamamış olabiliriz gibi!) yine de yolumuzdan sapmadan ilerleyebilmek mümkün müdür?
Yolumuzun nereye gittini bilirsek, yarını gerçekmiş gibi hayal edebilirsek, diğerleri her ne derse desin, “başarısız”, “boşuna uğraşan”, “çabalarından bir şey çıkmayacak olan”, “kendini harap eden”, “boşa kürek çeken” (!) olsak da sizce hayatta en azından kendimizin lideri olabilir miyiz? “En azından denedim, sonuna kadar emek verdim ve öğrendim; yolum başkaymış” demek boşa kürek çekmek midir? Bunu denemeye bile cesaret edemeyen ve hatta “zahmet edemeyen” onlarca kişiye ve örneğe rağmen canla başla çalışmak boşa kürek çekmek midir?
Hayat yolu önümüzdedir. Bazılarımız bunu başkalarının doğrularına göre, başkalarının uygunluk vermesine göre, başkalarının iyi görmesine göre, başkalarının sevdiği ve sevmediklerine göre, başkalarının hayattan beklediklerine göre yaşarız ve diğerlerimiz ise yol için “yapılmışızdır”… Yol için yapılmak demek yoldan korkmamak demektir, diğerlerinin endişelerine, korkularına, yapamadıklarına göre kendi kendimize bloklar, engeller koymamak demektir… Yol için yapılmak demek hayata her an bir şans daha verebilmektir. Yol için yapılmak demek, o yola yarın bakacak olanlar için “bir ışık” yapabilmektir…
Yol için yapılmak demek, bu yazıyı okuyacak bir kişi bile olsa, bu yazının kelimelere akabilmesine ve hayat bulabilmesine yol olmak üzere sabah beşte uyanabilmektir… Yol için yapılmak demek bugün, burada, benimle kalpten bir olduğunuzu bilebilmektir.
İlginizi çekebilir: Bilinmeyenden gelen hediyeler: Bir lider bilinmeyeni nasıl karşılar?