X

Leoya ile keyifli bir sohbet: Bedensiz, cinsiyetsiz, zamansız bir moda anlayışı

Tüketim kültürünün giderek daha da yaygın hale geldiği günümüzde beden ölçüsü ya da cinsiyet gibi kalıplara bağlı kalmadan; doğal malzemeler kullanarak ve çevre dostu üretim süreçleriyle gelecek nesillere olan sorumluluğun bilincinde olan markalar moda dünyasında ön plana çıkıyor.

Kendi tanımlamalarıyla “bedensiz, cinsiyetsiz ve zamansız” parçalarla çevre dostu olduğu kadar şıklığınızın da tamamlayıcısı tasarımlarıyla son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz LEOYA markası da, organik keten kumaşlardan üretilen, tamamen doğal boyalarla süslenen konforlu kimonoları, peştemalleri ve gömlekleriyle stilinizi yansıtabileceğiniz parçalarıyla ön plana çıkıyor.

İlhamını Laodikya antik kentinden alan giyim markası Leoya’nın kurucularıyla moda, sürdürülebilirlik ve Leoya markası hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Ürün görsellerine tıklayarak LEOYA ürünlerini inceleyebilir ve satın alabilirsiniz.

Öncelikle sizi ve markanızı biraz yakından tanımak isteriz. Leoya ismi ve böyle bir marka yaratma fikri nasıl ortaya çıktı?

Üniversitede başlayan marka kurma hayalimiz, moda ve dijital pazarlamaya olan merakımızla birleşince ortaya LEOYA adlı markanın çıkması kaçınılmazdı. 20 yılı aşkın süredir süren arkadaşlığımızda birbirimizin eksikliklerini daha iyi tamamladığımızı ve hayata olan bakış açımızın paralel yönlerde ilerlediğini fark ettik. Partners in crime olarak birlikte ortaya çıkardığımız Leoya markasını aynı arkadaşlığımız gibi daha sağlam adımlarla büyütmeyi ve Leoya ile birlikte yaşlanmayı hedefliyoruz.

Denizlili iki genç kadın olarak çocukluğumuz Pamukkale ve Laodikya antik kentindeki taşlara dokunarak geçti. Her zaman kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nasıl gitmek istediğimizi sorgulayan insanlar olduk. Markamızın adını koyarken de bizi en iyi yansıtacak ve geçmişten öğrendiğimizi geleceğe aktaracak olan Laodikya Antik Kenti’nden esinlenerek markamıza LEOYA adını verdik.

Leoya markasını 3 kelimeyle anlatmak isteseniz, bu kelimeler hangileri olurdu?

Bedensiz, Cinsiyetsiz ve Zamansız!

Leoya nasıl bir kitleye hitap ediyor? Markanızı kurarken ürünlerinizi kimlerin üzerinde görmeyi hayal ettiniz?

LEOYA geçmiş ve geleceğin uyumuna hayran olan, organik hammaddeyi yaşamın her alanında kullanan, kendi tarzını yaratmayı seven ve yaşam tarzında sınırları olmayan bir kitleye hitap ediyor. Çevresel sorunlar giderek hayatımızda daha etkin roller oynuyor. Leoya markası çevre dostu, sadece kendi yaşadığı nesili değil gelecek nesilleri de önemseyen, cool, tarzına önem veren ve farkındalığı yüksek kişilerin üzerinde görmeyi hayal ettik.

Neden cinsiyetsiz, zamansız, bedensiz parçalar? Markanızla yeni tanışan kişiler Leoya’da ne bulabilirler?

Hayatta da olduğu gibi tazlarımızda da her birey kendisini nasıl iyi ve mutlu hissediyorsa öyle yaşamalı ve giyinmeli ilkesine inanıyoruz. Leoya cinsiyet ayrımcılığına sonuna kadar karşı olan, sürdürülebilir ürünleriyle zamansızlığı tercih eden ve beden tabularını yıkmayı hedefleyen bir marka. Leoya tamamen organik olmayı ve en iyi kalitede ürünleri sunmayı hedefliyor. Hızlı tüketimin her alana yayıldığı günümüzde Leoya yıllarca kullanabilecekleri ürünleri kendine özgün tarzıyla hem rahat hem de şık olmayı isteyen kişilere sunuyor.

Koleksiyonunuz az ama öz, organik, sürdürülebilir, zamansız ve mekansız parçalardan oluşuyor. Bu yaklaşımının bir amacı var mı ve bu yaklaşımınıza sadık kalmak için neler yapıyorsunuz?

Hayal ettiğimiz dünyayı Leoya markasıyla hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Modernleşen dünyada sınırları ortadan kaldırıp herkesi bir araya getirebilen, minimal, çevre dostu ve sürdürülebilir bir yaşam tarzını benimseyen kişilerin yaşamlarında bir yer almayı hedefliyoruz. Leoya’yı sadece bir marka değil hayatlarımızın yansıması olarak düşünüyoruz. Bu ve bundan sonraki sezonlarda da Leoya geçmiş ve geleceği birleştiren, organik hammaddeye ulaşabilmek için inovatif çözümleri takip eden ve az ama öz parçalarla kişilerin hayatlarına dokunmayı hedefleyen bir marka olarak yolculuğuna devam edecek.

Son dönemlerde çevre dostu olma ve sürdürülebilirlik anlayışını benimseyen pek çok farklı marka olduğunu görüyoruz. Bu anlamda, Leoya’yı farklı kılan nedir? Üretim tekniklerinizden bahsedebilir misiniz?

Leoya gerek üretim tekniği gerekse sosyal sorumluluk projelerinde yer almasıyla bir çok markadan ayırt edilebilir özelliklere sahip. İpliklerimizin seçimiyle başlayan yolculuğumuz ürünlerimizin elde dokunmasıyla ilk adımını atıyor. Baskı tekniğinde kullandığımız yöntem unutulmaya yüz tutmuş taş baskı sanatıyla birleşiyor. Böylelikle hem mirasımız olan bu sanata katkıda bulunuyor hem de organik olan boyalarımızı ürünlerimizle bir araya getiriyoruz.

Leoya’yı gelecekte nerede görüyorsunuz? Biraz gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?

Leoya markası olarak ilk hedefimiz yapamazsınız, zorlanırsınız gibi demotive eden kelimelere karşı koymaktı ki bunu fazlasıyla başardığımızı söyleyebiliriz. Şimdiki hedefimiz ise Türkiye’de üretilen bir ürünün Dünya’nın birçok yerinde talep edilen, üretim sürecinde kullandığı hammadde ve teknikle çevreye katkısı olan ve sektöründe lider bir marka olması.

Son olarak, Uplifers’la ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Karşımıza çıkan motive edici yaklaşımları, yenilikçi markalara yer vermeleri ve dinamik içerikleriyle hayatımıza birden fazla alanda dokunuyor. Yaratmış olduğunuz platform bilgilendirici olmakla birlikte nasıl daha iyi yaşarız sorusuna da cevap veriyor. Uplifers ekibine ayrıca bize zaman ayırıp destek oldukları için çok teşekkür ederiz.

LEOYA markasının Instagram hesabını takip etmek için tıklayın.

Ürünleri LEOYA web sitesinde incelemek ve satın almak için tıklayın.

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale