La Dolce Vita: İtalyan wellness ve yaşam sanatı hakkında mutlaka bilmeniz gerekenler
İtalya dendiğinde aklınıza ne geliyor? Pizza? Şarap? Kahve? Michelangelo? Mutlu insanlar? Muhtemelen en az biri veya hepsi… Ama şüphesiz ki ‘bolca keyif’ de geliyordur çoğumuzun aklına. Büyüleyici müzeleri, harika sanat eserleri, damaklara kazınan lezzetleri ve çok daha fazlasıyla ziyaret edenleri mest eden bir ülke olduğu kesin İtalya’nın. Peki ya İtalyanlardan mutlu yaşama dair öğrenebileceğimiz bir şeyler olabilir mi?
İtalyanlar, günlük yaşamlarını şekillendiren ve ruhlarını besleyen pek çok geleneğe sahip ve ‘la dolce vita’ yani ‘tatlı hayat’ felsefelerinin ardında adeta bir yaşam sanatı yatıyor; İtalyanların wellness anlayışı da diyebiliriz bu sanata. La dolce vita’nın sırlarını keşfetmeye hazırsanız, işte başlıyoruz:
Aperitivo: Bağlantı kurmak ve rahatlamak üzerine köklü bir gelenek
Sağlık koçu ve Minimondo’nun kurucusu Claudia Dumonds, İtalyanların mutlu yaşam sırlarını anlatırken favorisi olan ‘Aperitivo’ ile başlıyor. İtalya’yı daha önce ziyaret ettiyseniz muhtemelen akşam üstü İtalyanların elinde renkli bir içkiyle keyif içinde sohbet ettiğini görmüşsünüzdür. Bu, İtalyanların özellikle yoğun bir iş gününden sonra rahatlamak için tercih ettikleri bir zaman dilimi. Aperol Spritz adını verdikleri lezzetli bir kokteyl eşliğinde sevdikleriyle bir araya gelip sohbet eden ve günün tüm yorgunluğunu geride bırakan İtalyanlar için günün en değerli saati olduğu da söylenebilir. İçeceğin kendisi de İtalyan kültürüyle bütünleşmiş olsa da önemli olan bardakta ne olduğu değil; bir araya gelmek, rahatlamak ve anın tadını çıkarmak. Aperitivo zamanının faydalarına ise Claudia şu şekilde değiniyor:
- Yüz yüze bağlantıları artırma: Günümüzün dijital dünyasında yüz yüze etkileşimler giderek azalıyor, İtalyanların bu keyif zamanı ise yüz yüze görüşmeleri artırmak, keyifli sohbetler etmek, anlamlı paylaşımlarda bulunmak için harika bir fırsat.
- Durma ve anı yaşama: Hayatlarımızın bitmek bilmeyen telaşları içerisinde anı yaşamayı maalesef unutuyoruz. Modern yaşamın aceleci temposu, çoğu zaman yavaşlamamıza engel oluyor. Aperitivo yudumlarken ise insanların farkındalığı artıyor ve hayatın ‘basit’ zevklerini yakalayabiliyorlar.
- Genel refahı yükseltme: Aperitivo zamanları düzenli sosyal etkileşim fırsatları yarattığı için günümüzün en büyük sorunlarından biri olan yalnızlık ve izolasyon hissine çare oluyor. Ayrıca, yiyecek ve içecek paylaşımı, insanlar arasındaki güven ve bağlanma duygularını tetiklediği için genel olarak refahın yükselmesine de katkı sağlıyor.
Taze gıdalarla sağlıklı yemek zamanları
İtalyan mutfak geleneği, yerel olarak temin edilen, taze, mevsimlik ürünlere büyük önem veriyor. Birçok ülkede yaygın olan fast-food zincirlerinin aksine, İtalya’nın taze malzemelere olan bağlılığı, hem yiyeceklerin besin değerini hem de yemeklerin lezzetini artırıyor. Taze meyve-sebzelerin sık sık tüketilmesi de bütüncül sağlığın korunmasına katkı sağlıyor. İtalyanların genel olarak Akdeniz diyetini benimsediği de bir gerçek ve birçok beslenme uzmanı, bol yeşillikli sebzelerin ve renkli meyvelerin başrolde olduğu bu beslenme tarzını öneriyor. Ayrıca, zeytinyağı ülkesi olarak da tanımlayabileceğimiz İtalya’da ana pişirme yağı olarak tercih edilen zeytinyağı da Akdeniz tipi beslenmenin önemli bir parçası. Kısaca Akdeniz diyetinin faydaları ise şöyle:
- Besin değeri zengin öğünler: Taze meyve ve sebzeler, vitamin, mineral ve antioksidanlar açısından oldukça zengin ve bu tür gıdaların tüketilmesi bağışıklığı güçlendiriyor, kronik hastalıkların riskini azaltıyor, bütüncül sağlığı iyileştiriyor.
- İyileştirilmiş sindirim ve kilo yönetimi: Akdeniz diyetindeki yüksek lif içeriği, baklagiller, tam tahıllar ve sebzeler gibi kaynaklardan geliyor ve tüm bunlar sağlıklı sindirimi teşvik ediyor. Ayrıca dolgunluk hissini koruyarak ve kan şekeri seviyelerini dengeleyerek kilo yönetimine yardımcı oluyor.
- Gelişmiş mutfak deneyimi: Hiç şüphesiz taze malzemelerle yemek pişirmek, yemeklerin lezzetini ve kalitesini artırıyor. İster Caprese salatasında olgun domatesler ister bir makarna sosunda kokulu fesleğen olsun, taze ürünler yemeğin duyusal deneyimini artırıyor, memnuniyet ve keyif katıyor. Ve tabii ki İtalyanlar da bundan büyük keyif alıyorlar…
Passeggiata: Bir yürüyüş ritüeli
İtalyan kültüründe passeggiata, kasaba meydanlarında, sahil kenarında veya mahallelerde genellikle akşam yemeğinden önce yapılan keyifli bir yürüyüş geleneğidir. Bu ritüel sadece fiziksel aktiviteyle değil, aynı zamanda sosyal etkileşim ve toplum içerisinde ait hissetme duygularıyla da yakından ilişkili. Etkisi ise oldukça fazla:
- Sosyal etkileşim ve bağlantı: Passeggiata, arkadaşların, ailelerin ve komşuların bir araya gelmesi için yapılandırılmış bir fırsat gibi. İnsanlar yürürken birbirleriyle selamlaştıkça, sosyal bağları güçleniyor ve topluluk duygusu pekişmiş oluyor.
- Fiziksel aktivite: Yürüyüş yapmanın faydaları ise saymakla bitmez. Passeggiata, hareketi teşvik eden ve günlük rutinlere kolayca entegre edilebilecek bir egzersiz türü.
- Zihinsel rahatlama: Başka insanlarla hoş bir çevrede yürüyüş yapmak, rahatlamayı teşvik ediyor ve stresi azaltıyor. Yoğun bir günün ardından rahatlamayı, zihinlerini temizlemeyi ve hayatın basit zevklerinin tadını çıkarmayı seven İtalyanlar, zihinsel sağlıklarını ‘passeggiata’ya borçlu olabilirler…
Tabii ki kahve!
Hiç şüphe yok ki İtalyanların gerçek bir kahve kültürü var. Kahvenin yararları ve zararlı hakkındaki tartışmalar yıllardır devam etse de ölçülü tüketildiğinde faydalı pek çok özelliği olduğunu artık çoğumuz biliyoruz. Elbette İtalyanlar da! Espressonun gün boyunca keyifle içildiği İtalya’da, kahve önemli bir sosyalleşme ve rahatlama aracı. Tabii dahası da var:
- Sağlığa faydaları: Ölçülü tüketildiğinde, kahvenin pek çok faydası var. Bu faydalar arasında gelişmiş bilişsel işlev, artan uyanıklık ve Parkinson ve Alzheimer gibi belirli hastalıkların azaltılmış riski bulunuyor.
- Sosyal etkileşim: İtalya’da kahve genellikle kafelerde içiliyor ve bu da yerel halkın sosyalleşmesi için güzel bir fırsat doğuruyor. Bu sayede insanlar birbiriyle iletişim kurabiliyor, anlamlı paylaşımlar yapabiliyorlar, üstelik birlikte lezzetli bir deneyim yaşamış oluyorlar.
- Rahatlama ritüeli: Kahve zamanları, durmak ve rahatlamak için günlük bir ritüel gibi İtalyanlar için. İster bir kafede ayakta ister bir masada sevdikleriyle kahvesini yudumlasın fark etmez; yenilenmek için harika bir an.
Elbette bizim de kültürümüzde kahvenin yeri büyük. Ne de olsa bir fincanın 40 yıl hatrı var… Keyifle içilen bol köpüklü bir Türk kahvesi, bizim için de durmak ve tazelenmek için şahane bir fırsat.
İtalyanlara dönecek olursak; İtalyanların hayata yaklaşımı, sadece rahatlama ve keyif almanın ötesine geçen, refah konusunda bütünsel bir bakış açısını bünyesinde barındırıyor.
İtalyan kültürü yeme içmeden sosyalleşmeye, fiziksel aktiviteden hayatın içinden basit zevklere kadar dengeli ve tatmin edici bir yaşam tarzı geliştirmek isteyenlere ipuçları sunuyor. Eğer daha farkında, daha sakin ve yavaşlayarak yaşamak, anın tadını çıkarmak, sağlığınızı korumak, beslenmenize ve hareketlerinize özen göstermek istiyorsanız, ‘la dolce vita’dan siz de hayatınıza bir şeyler uyarlayabilirsiniz.
Kaynak: hipandhealthy
İlginizi çekebilir: Dünyanın en mutlu ülkelerinin mutluluk sırları