Stres, günlük yaşamı çevreleyen fiziksel ve duygusal baskıları tanımlamak için sürekli (hatta bazen gerektiğinden fazla) başvurulan bir kelime. İş, para, ergenlik, ilişkiler, otoparklar, komşular gibi akla gelecek her türlü şey baskı yaratır ve birileri bir yerlerde bununla ilgili illaki bir stres yaşar. Peki, gerçekte anlamı nedir? Köprü veya sütun gibi yapıları stres altındaymış gibi düşünürsek, onlar da ek destek veya güç olmadığında üzerlerindeki baskıdan dolayı sonunda çökeceklerdir. Aynı mantığı insana da uygulayabiliriz. Aşırı baskı yaratan bir işte belli bir seviyede performans göstermeniz beklenebilir. Etrafımızda birilerinin bir seviyede sırt ağrısından yakınmadığı gün geçmez, hafif bir sızıdan kaskatı kilitlenmiş bir bele kadar değişiklik gösterir bu… Kuşkusuz tedavi etmek her zaman olası olmuyor ama yardım etme arzumuz her zaman mevcut.
Bedendeki yapısal gerilimle çok ilişkisi olan ve gerilimin çok iletildiği bir noktayı aramak bana mantıklı geliyor. Kuyruk sokumunun bedendeki fiziksel iletişimin en önemli bölgelerinden biri olduğunu giderek daha çok fark etmeye başladım ve bu nokta için kuyruk sokumunu önermek istiyorum. Fasyanın bir ileri besleme mekanizması ve bir iletişim ağı (Schleip, 2012) olarak davrandığı öne sürülüyor artık.
Kadavra derslerindeki uygulamalarda kuyruk sokumu kesitine integral anlamda odaklanınca, yani ayrımlardan çok bağlantılar incelendiğinde, bu bölgeye giden çok sayıda büyük ve küçük kas yapısının izini sürebiliyoruz ve bir eklem olarak kuyruk sokumu pek hareketli değildir.
Kuyruk sokumu kemiğinin sonundaki kalça tabanı kaslarının derin fasyal bağlantıları, kuyruk sokumu kemiğinin ön tarafına ve kuyruk sokumunun derin fasyasına ek yerleri yokmuşçasına bağlanıyor. Bunların sadece “iliştirildiklerini” söylemek bu ilişkilerin doğasını fark etmemek olur. Bu aynı yapılarda, piriformis’in, gluteus maksimus ve minimus’un ve diğerlerinin birbirine bağlı fasyal liflerini gözlemleriz. Kuyruk sokumu fasyasına doğrudan bağlantı yapmayan alt üyelerin, gövdenin, alt ve orta sırtın, toraksın, boynun ve omuzların herhangi bir kasını düşünmek gerçekten zordur.
Bu karmaşık ve bir hayli gergin bölgeyi, birbiri üzerine koyulmuş çok sayıda eli gözümüzde canlandırarak açıklayabiliriz. Burada hangi yönün yukarısı, hangi yönün aşağısı olduğunun önemi yoktur. Bu prensibe göre alttaki ellerden biri çekilirse, tüm diğer eller bu hareketi hissedecektir. Eğer bu yığındaki ellerden biri, bir yöne hareket ederse bu hareket, başta çekilen el dahil tüm eller tarafından hissedilecektir.
Kuyruk sokumu üzerinden bu bilgi aktarımı ve hareket trafiği, bu bölgeyi bir hareket ve bilgi aracısı olarak düşünmeme yol açıyor. Büyük miktarlardaki çok yüklü gerilimi tutan kuyruk sokumu, alt bedenden üst bedene ve tam tersi yönde hareketler için bir merkezi denge ve odak yaratıyor. Oturur konumdan ayakta durma konumuna geçerken belimizden öne doğru eğiliriz ve ayak bilekleri, dizler, kuyruk sokumu boyun ve kafadaki tüm anahtar kaldıraçları hizalarız. Ayağa kalkmadan hemen önce başımızı hafifçe bile geriye atsak ayağa kalkmak imkânsız hâle gelir. Bunların konsantre şekilde bir arada gerçekleşmesi için kuyruk sokumunun orkestra şefi görevini üstlendiğini düşünebiliriz. Bununla ilişkili olarak, kuyruk sokumu bölgesinin spazma girmesinin pek çok sebebi vardır ve bu bölgedeki yoğun trafiğe bağlıdır.
Belli bir noktasına yoğunlaşmaktan çok, kuyruk sokumunu bir bütün olarak ele almak diğer pek çok işlemin arasından öne çıkıyor. Bu bölgeyi rahatlatmak için düzenli aralıklarla aynı egzersizler birçok kez yapılabilir. Destekleyici yapılar yerli yerine oturdukça bu tür egzersizler bir hayli keyifli ve hatta motive edici bile olabilir.
İlginizi çekebilir: Sağlıklı bir postüre sahip olmak olmak için ne yapmalıyız?