X

Kusura değil huzura yönelin: Huzura odaklanmanızı sağlayacak 10 ipucu

Bazen şaşırtıcı derecede bir kelime, bir ses veya bir hareket insanın tüm dünyasını karartabiliyor. Bunca şeyden mutlu olmak varken küçücük bir şeyle mutsuzluğu yaşamanın bu denli kolay olması beni hep şaşırtmıştır. Neden bu denli kolay mutsuz olabilirken, bu denli kolay mutlu olunmuyor? Siz, hiç kendinize bu soruyu sordunuz mu?

Günün sonunda kafamızı yastığa koyduğumuzda ihtiyacımız olan tek şey iyi hissetmek olduğu halde, ısrarla tüm gün iyi hissettirmeyen şeylere odaklanmanın gerekçesi ne olabilir ki?

Mutlu olmak istiyorum” veya “Çok mutsuzum çünkü…” sanırım hayatta en çok kullanılan cümlelerin başında geliyor. Hep bir mutluluk arayışı almış başını giderken, çevrede olup biten her şey mutsuzluğu yaşatırken, aranan şey nedir ki?

Bir fincan takımı alıp, çok mutlu olup hemen ardından o mutluluk unutulurken, “Saçların güzel olmamış” dendiğinde oluşan mutsuzluk niye hiç unutulmaz?

Sanırım benim hayatta kendime kattığım en önemli şey, olanın zıttı ile olan ilişkisini fazla sorgulamam. Öyle ya, mutsuzsam mutlu olduklarımı da görmem gerekmez mi? Belki mutsuzluk birken, mutluluk ondur da görmüyorumdur? Korkuyorsam cesaretimi aramam gerekmiyor mu? Cesur olduğum onca şey varken neden bir korku hayatımı yönetsin ki? Ağlayabiliyorsam, bu gülebildiğimi de göstermez mi? Ağlarken rahatlıyorsam, niye ağlama bitince gülmeyeyim ki?

Yoksa çoğunluğun yaptığı gibi sadece mutsuzluklarımın, korkularımın veya ağlayışlarımın sebeplerini mi aramalıyım? Aslında kendi kişisel deneyimlerini ve içindeki zıtlıkları sorgulamaya başlayan insan, sahip olduğu kişiliğini, başkalarını sorgulayan insan da oldurmaya çalıştığı kişiliğini sorguluyor.

Her insan doğduğunda mutlu, cesur ve gülen bir bebek olarak sahip olduğu bir kişilikle kendine has, özel ve güzel bir varlık olarak doğmuyor mu? İlk hayatla buluşmasında “Ben geldim” diye ağlıyor, sonra “Karnım acıktı, altım ıslandı, canım acıdı” diye ağlıyor, çünkü hayatla iletişim kurmaya başlıyor ve sesini duyurmanın yolu da ağlamak. Ancak geri kalan tüm süreçte gülümser her bebek, çünkü heyecanlıdır, kendini deneyimlemek üzere bir yolculuğa çıkmıştır.

Mutsuz olduğu için veya mutluluğu aradığı için ağlamaz, iletişim kurmak için ağlar ve iletişim kurduğu anda da gülmeye başlar. Büyürken “Aman ağlamasın” diye her istediği yapılan çocuk büyüdükçe, elde etmek istediklerinin anahtarı oluverir ağlamak. Artık iletişim kurmaktan çıkan davranış bir şeyleri elde etmek üzerine kullanılmaya başlar. Hal böyle olunca da sahip olduğu mutluluk, cesaret, gülümsemeler azalmaya, ağlamalar, zırlamalar, şikayetler, abartmalar artmaya başlar. Doğduğu kişiden oldurmaya çalıştığı kişiye doğru ilerlemeye başlar. 

Korkusuz, mutlu, gülümseyen çocuk kendine has özgürlüğünü ve kişiliğini çok geride bıraktığından bihaber korkularıyla baş etmeye, stresini yönetmeye çalışarak mutlu olacağını sandığı kariyer, evlilik veya sahip olacağı şeyler için hayatla rekabete girer. Doğduğunda sahip olduğu mutlu, cesur ve gülen kişiliğine erişmek de ister, ancak bir türlü beceremez, çünkü kendi gibi değil, herkes gibi davranma alışkanlıkları edinmiştir. Yıllar geçtikçe doğduğundaki kişiliğiyle arasına daha çok mesafe koydukça nasıl da kendini özlediğini fark edememektedir.

Bence bu devam eden işleyişin içinde mutluluk arayışının adı kendini özlemektir. Korkuların sebebi cesaretinden uzaklaşmak, gülmeyi unutmanın etkeni de ağlamayı sevmekten ibarettir. Dolayısıyla her insanın olduğu kişiliğinin yönü, hayatı boyunca mutlu olduğu, cesur davrandığı ve gülümsediği şeylerle ilgilenmesi, oldurmaya çalıştığı kişiliğinin yönü de mutsuzluklarına, korkularına ağlayarak çözüm aramasıdır.

Özlenen kendiyle olmanın anahtarı ise her şeyde bir kusur değil, huzur bulmaktır. Çünkü sonsuz olasılıklar içinde var olan varlıklar olarak sadece aradığımıza ulaşırız. Kusur arıyorsak veya sadece kusurları görüyorsak, illa ki bir kusur, huzur arıyorsak illa ki bir huzur kesinlikle var ve defalarca deneyimlenmiştir.

Bu paylaşımı okurken kaç tane kusur buldunuz ve nerede huzur buldunuz diye listelemeye başlayıp kendi algınızı sorgulamaya başlayarak özlemlerinize, yani kendinize doğru algı yönünüzü değiştirebilirsiniz. Çünkü bulduğunuz kusurların nasıl kaynaklandığını bilmek hayatınızı iyileştirmiyor, sadece zihninizi besleyip güçlendiriyor. Oysa kusurları boş verip size kattığı huzurla kendinizi ve hayatı beslemeye başladığınızda, hem kendinizi hem dünyayı aydınlatırsınız.

Özellikle içinde bulunduğumuz şu günlerde bir pandeminin içinden geçerken, bu yönünüzü değiştirmenin sadece kendinizi değil, dünyayı da nasıl iyileştirebileceğini düşünmenizi öneririm. Yaşadığınız stresi ve korkuları azalttığınızı ve her bir kişide azalan stres ve korku titreşimleriyle önce ülkemizin, sonra da dünyanın iyileşmesine katkınız olsun istemez misiniz?

Öyleyse hemen şimdi, hep birlikte şunları yapabiliriz:

  • Kusurları gördükçe zıttına bakmak ve güzele güzel demek.
  • Medya ve sosyal medyada yayınlanan algı yönetimine dahil olmadan yorumsuz kalmak.
  • Pandeminin başlangıcında yer alan yerli yersiz görseller ve söylemlerle var edilen algı yönetimini fark etmek ve içinden çıkmak.
  • Kapanmalarda özlediğimiz kendimize yaklaşma fırsatını görmek.
  • Yaşanan her korkunun karşısındaki cesareti bulmak.
  • Her bireyin sadece kendi deneyimini yaşadığını bilmek.
  • Küçük şeylerle mutlu olmanın hazzına odaklanmak.
  • Anlatılanlara ve paylaşılanlara dahil olmadan, içinde olduğumuz hallere şükretmek.
  • Söylenenleri içselleştirmeden tepkiye yönelmemek, yani her şeyi kişiselleştirmeden önce durup içinde değerlendirmek.
  • Özlediğin sensin; kendi potansiyelini görmek ve özlemini gidermek için tek ihtiyacın kusura değil, huzura yönelmek ve sen huzur buldukça aldığın o güzel nefesle dünyanın da alacağı nefesi hayal etmek.

Pandeminin bitmesi, özlemlerin sona ermesi ve dünyanın iyileşmesi için bence gereken tek ve önemli şey budur: Kusura değil, huzura yönelmek.

Huzurla kalın…

İlginizi çekebilir: Sıradan biri olmak mı, yoksa sıradışı olmak mı?

Nalan Kahraman: Merhaba, Ben kimim? – Neden varım? – Önemli olan akıllı olmaksa hissettiklerim niye var? türünden bitmek bilmeyen sorularımın cevaplarını 2008 yılında tanıştığım Human Design sisteminde bulmaya başladım. Tam bir adanmışlıkla sistemi öğrenme yolculuğuna adım atarak 2018 yılında Uluslararası Human Design okulundan mezun oldum. 3 yıldır Human Design okulundan aldığım profesyonellik lisansımla online Human Design eğitimleri ile “Zihni Anlamak” üzerine atölyeler düzenliyorum. Yaşam deneyimlerimle edindiğim kazanımları sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyorum. Aynı zamanda “EUREKA Yorumunu değiştir hayatın değişsin” kitabının yazarıyım ve yeni kitaplarım yolda. Kendini bilmek üzerine yola çıkanlar için elimden ne geliyorsa…

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale