X

Doğanın ilham veren konseri: Kuş sesleri, psikolojimizi nasıl etkiliyor?

Kendinizi doğanın kollarına bıraktığınızda siz de kulağınıza çalınan eşsiz kuş sesleriyle huzur buluyor musunuz? Kuş cıvıltıları, şüphesiz ki doğanın en ilham verici müziği. Çoğumuz, onları dinlerken içsel bir sakinlik ve sıcacık bir huzurla doluyor, kendimizi adeta masallar diyarında hissedebiliyoruz. Şehrin gürültüsünden arınıp, doğayla bütünleşebiliyor, kendimizi tam anlamıyla ‘anın’ içerisinde bulabiliyoruz, çünkü kuş sesleri bizi zihnimizin karanlık düşüncelerinin arasında kaybolmaktan alıp hayatın güzelliklerine doğru açılan bir kapının eşiğine sürüklüyor.

Üstelik kuş sesleri yalnızca bizi ‘iyi hissettirmekle’ kalmıyor, zihinsel sağlığımızı da koruyor. Nasıl mı? Yapılan pek çok bilimsel araştırma kuş seslerinin kaygıyı azalttığını, stres seviyesini düşürdüğünü ve hatta depresyon riskini ortadan kaldırdığını gösteriyor. Yani, doğanın hiçbir karşılık beklemeden sunduğu bu konser, bizi sağlığımız için kuş seslerinin olduğu yerlere davet ediyor.

Eğer evinizin etrafında ya da ofis masanızın baktığı camda sık sık kuşları görüyorsanız, pencereyi açıp onların sesine kulak vermenizin zamanı çoktan geldi de geçiyor. Çünkü, her gününü kuşlarla geçirebilen insanlar bilime göre çok şanslı, bu sayede sosyal, duygusal ve zihinsel sağlıklarını destekleyebiliyorlar.

1292 katılımcıyla yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre insanlar kuş seslerine maruz kaldıktan sonra anlık iyi oluşları ve sağlık durumları hakkında daha olumlu geri bildirim veriyorlar. Geçici iyilik hali ilk bakışta önemsizmiş gibi görünse de araştırmanın yürütücüleri Broaden ve Build, bu durumu olumlu duygular teorisi ile açıklıyor ve daha kalıcı değişiklikler için uygun ortam yaratıldığını savunuyorlar. Olumlu duygular teorisinin de açıklamaya çalıştığı gibi insanların duygusal durumlarındaki olumlu değişimler, geçici olsa dahi bunları deneyimlemenin birikimli etkisi kalıcı etkilere sahip olabilir. Diğer bir deyişle, bir kez kuş seslerini dinlemek o an için iyi hissettirse de, bunu düzenli bir alışkanlığa çevirdiğinizde genel olarak kendinizi çok daha iyi hissedebilirsiniz.

Surrey Üniversitesi’nde çevre psikoloji bölümünde öğretim görevlisi olan Dr. Eleanor Ratcliffe, araştırmalarından yola çıkarak kuş seslerinin neden bizi rahatlattığını ve iyi hissettirdiğini şu şekilde açıklıyor: “Kuş cıvıltısı, yırtıcı hayvanların bulunmadığı doğal bir ortamın göstergesi olabilir. Ve doğa, insanların evrimleştiği ortam olduğundan, bize hayatta kalmamıza yardımcı olan kaynaklar sunan hoş, tehdit edici olmayan doğal ortamlarda rahatlamaya ve daha iyi hissetmeye meyilliyiz.” Diğer bir deyişle kuş sesleri, güvende olduğumuzu hissettirdiği için derinlemesine rahatlayabilir, iyi oluşumuzu bu sayede destekleyebiliriz.

King’s College London tarafından yürütülen bir başka araştırma ise, her gün kuş sesleri ile karşılaşmanın ruh halini iyileştirdiğini ve depresyon semptomlarının hafiflediğini gösteriyor. Yani, ister kuş seslerini dinlemek için parklara gidin, ister her gün işe giderken kullandığınız yolda sizi bekleyen kuşların yanından geçip yolunuza devam edin, fark etmez, duyduğunuz her kuş cıvıltısı kendinizi çok daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir. Belki bir dahaki sefere kulaklıklarınızı takmak yerine doğanın sesine kulak vermeyi deneyebilirsiniz…

Eğer kuş seslerini nerede bulacağınızı bilemiyorsanız veya yaşadığınız, çalıştığınız yer bu sesleri duyabileceğiniz bir yerde değilse hala kuş seslerinin olumlu etkilerinden faydalanabilirsiniz. Nasıl mı? Kaydedilmiş kuş sesleri ile. Kaliforniyadaki bir araştırma, kaydedilmiş kuş seslerini 7 ile 10 dakika arasında dinlemenin refah düzeyini yükselttiğini gösteriyor. Bu bulgu, doğal alanlardaki kuş seslerine kolayca erişemeyenler için harika bir haber!

İşe gidip gelirken veya masanızda otururken telefonunuzdan kuş seslerini dinlemek, iş günü boyunca stresinizi azaltmanıza yardımcı olabilir veya tüm gün kendinizi çok daha iyi hissetmenizi destekleyebilir. Bunun için faydalanabileceğiniz bir mobil uygulama bile var: https://www.birdsong.fm/ dilerseniz hemen indirip deneyebilirsiniz.

Kuş seslerinin olumlu etkisinden daha fazla yararlanmak istiyorsanız, bu sesleri meditasyonlarınıza da dahil edebilirsiniz. İster açık havada kuş sesleri altında ister evde telefonunuzdan açtığınız kuş sesleri eşliğinde yapacağınız meditasyonlar, kendinizi çok daha rahatlamış hissetmenize destek olabilir. Ayrıca, National Trust’ın bir araştırmasına göre kuş seslerinin yanı sıra, orman sesleri, çıtırdayan yapraklar, derenin akması gibi sesler de bu konuda size yardımcı olabilir.

Şimdiden kuş seslerini dinlemek için heyecanlananlara güzel bir haber daha verelim, Lancashire Wildlife Trust’ın doğa ve sağlık sorumlusu Jo Humphreys, en fazla kuş sesinin duyabilmek için şafak vaktinin kelimenin tam anlamıyla gerçek bir ziyafet olduğunu söylüyor. Genellikle güneş doğmadan bir saat önce başladığını ve yarım saat boyunca zirvede olduğunu, daha sonra ise kuş seslerinin sessizleştiğini söylüyor. Yani, bir dahaki sefer kuş sesleriyle kendinizi şımartmak istediğinizden güneş doğmadan önce uyanmayı deneyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Ekoterapi: İnsan ve doğa arasındaki ilişkinin iyileştirici gücü

Kaynak: happiful, psychologytoday, naturalhistorymuseum

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale