X

Kurukafaları ve ölümü sanata çeviren MET ile graffiti sanatı üzerine

 Son üç haftada 10 adımda graffiti ile temel kavramları, Turbo ile Türkiye’deki graffiti ve hiphop kültürü gelişimini, Leo Lunatic kızgın pandalarını inceledik. Graffiti dosyamızda kapanışı benim kişisel favori sanatçım olan Met ile yapıyoruz sevgili Uplifers okuyucuları. Muhammed Emin Türkmen “MET”, sadece 29 yaşında ancak şimdiden 15 yıllık graffiti kariyerine sahip. Mahlası isminin baş harflerinden geliyor ve babasının fikriymiş.

Graffiti sanatını tanımlarken tam olarak bir “teenager”a benzetiyor. Asi  olması, ekstrem olması, çok renkli olması, yer yer illegal olması ve beklenmedik yerlerde olması Met’i bu sanata çekmiş.

MET, daha küçükken kendisine belirli bir meslek hayal etmeyen, resime fazlasıyla yeteneği olup da harf çizmeyi tercih eden, graffitici olup da legal işler yapan, kendi içinde tutarlı çelişkiler barındıran sanatçı bir kişilik.

Yaptığın işi nasıl tanımlarsın? Graffiti? Streetart? Sanat? 

Kendimi bir sınıfa koyacaksam bu kesinlikle graffiti olur; 15 sene boyunca sadece graffiti yaptım. Tabi eğer dünya insanları graffitiyi bi sanat olarak kabul ettiyse. Sanırım aynı zamanda streetartçıyım da 🙂 Eğer graffiti sanat değilse, bu yıl ilk defa street art yaptım. İşin aslı çok da umrumda değil hangi sınıfta olduğum. Sonuçta ben istediğim neyse onu yapıyorum.

Neden graffiti sanatçısı oldun?

Küçüklüğümden beri diğer çocuklar gibi büyünce doktor olacağım, öğretmen olacağım gibi bir hedefim asla olmadı. Ne iş yapacağımı bilmiyordum. Ama hep içimden sabah 9 akşam 6 çalışacağım rutin bir hayatım olmasın diye dua ettim.

Harfler her zaman resimden çok ilgimi çekti. Graffiti bana ekstrem ve yasadışı olması nedeniyle çekici geldi.  Bu işi yaparken oluşan çevremin de katkısı oldu. Ayrıca çok renkli olması da ilgimi çekti.

Graffitiyi benim için özel yapan bir nokta da; ait olmadığı yerde olması. Beklenmedik yerlerde olması.

Nasıl graffiti sanatçısı oldun? Hangi aşamalardan geçtin? Ne zaman başladın?

1998 yılında Maltepe’de otururken yurdışından gelen ve sokakta graffiti yapan gençler gördüm. 12-13 yaşındaydım. Annemler uyuduktan sonra camdan bakıp graffiti yapan birilerini görmek için beklerdim. O zamanlar graffiticiler giyimleri ve tarzları ile bana çok esrarengiz gelirdi. Yazdığı şeyleri kağıda taklit ederek başladım. Hatta yaptığım işin ismini de bilmiyordum.

Beykoz’da lisede okurken bir öğretmenim yaptığım işe graffiti dendiğini söyledi. Daha sonra işin ‘raconunu’ öğrendim. Bir mahlasım olması gerektiğini, şehrin çeşitli yerlerine yazmam gerektiğini öğrendim. Ailem bu işi çok desteklemedi, ama babam ailede en büyük destekçim oldu.

Ailemizde genelde kuzenler ve kardeşlerim arasında bakıldığında ailenin yüz karası oldum. Kuzenlerim çok iyi üniversitelerde okurken, Muhammet Emin ne yapıyor diye sorulduğunda ailem “Ne yapsın, gece dışarı çıkıyor. Karakollardan topluyoruz.” diyorlardı.

Graffiti işine maddiyat ve ün beklentileri ile başlamadım. Zaten bu beklentilerle yapılacak bir şey de değil. Sayısız defa karakola gittim, davalarım oldu, hatta terörle mücadeleden bile mahkemeye çıktım. 

Graffiti yaparken açılan davalar, gittiğim mahkemeler benim için bir gurur kaynağı. Onları bir diploma gibi görüyorum. Graffiti için ne kadar riske girip emek verdiğimin bir göstergesi oldu.

Graffiti sanatçısı olarak vermek istediğin mesaj ne?

Bana sorarsan street art yapanların bir derdi ve mesajı vardır. Eğer yoksa zaten “sanat” olmaz. Dolayısıyla “street art” da olmaz. Graffiticilerin genelde mesaj vermek gibi bir derdi olduğunu düşünmüyorum.

Zaten hala bu yüzden graffiti sanat mı yoksa değil mi tartışmaları sürüyor. Eğer graffitide bir mesaj ararsan bulacağın tek mesaj “Evet ben de varım, beni tanıyın, bilin” mesajıdır.

Ne kadar kabul etmek istemesem de graffitinin egosal bir boyutu var. Graffiti kariyerine başlarken ister istemez en çok yazma, en çok görünme yarışına giriyorsun.

Bu yıl , 15 yıllık hayatımda ilk defa street art yaptım. Streetart yaparken son çalışmalarımda “ölüm” temasını işledim. Çok sıkıntılı bir dönem geçirdim. Sonra kendi kendime dedim ki nedir bu kadar bizi üzen şeyleri dert etmemiz, hayatı sürekli devam edecekmiş gibi yaşamamız, sürekli planlar yapmamız ve dertlerimize boğulmamız. Hatta size belki komik gelecek ama ölüm bize bu kadar yakınken bir insanın 6 ay sonraki tatili için uçak bileti alması bile beni “ölüm” temasını çalışmaya itti diyebilirim.

”Sokak” senin için ne ifade eder?

Sokağı her türlü iyiliğe ve her türlü kötülüğe şahit olabileceğin, çeşit çeşit insanın bir araya geldiği bir yer olarak görüyorum. Benim için ise “oyun sahası” olarak tanımlarım.

Ulaşmak istediğin en büyük hayalin ne?

Ulaşmak istediğim iki tane hayalim vardı ve ikisine de çabuk ulaşdım. Biri yaptığım tasarımları insanların üzerinde görmekti, bir diğeri ise Türkiye’de de Avrupa ülkelerindeki  gibi graffiti festivali düzenlemekti. 2008 yılından beri İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi ile birlikte Türkiye’nin en büyük uluslararası graffiti festivalini organize ediyorum.

Bundan sonraki hayalim ise bir gün insanların istediği şeyleri çizerek değil de kendi istediğim şeyleri çizerek geçimimi sağlayabilmek. O zaman belki de kendim için değerli olan şeylerin insanlar için de değerli olduğuna inanacağım.

Nelerden ilham alırsın? Yaratıcı fikirler nerelerden gelir?

Klasik sanat demeyeceğim tabi ki. Ama renkli olan herşeyden diyebilirim.

Tag”leme nedir? Neden yapılır?

Tag’leme adını yazdığın minik imza şeklinde graffitidir.

Taglemenin amacı diğer yazarlara ben buradayım demektir. 

Birinin taginin üstüne yazmaya “cross”lama denir. İstanbul’da yanında tag atmak normal karşılanır. Hafif taşırması veya üstüne yapması sıkıntı yaratır.

Aynı gruptan bir graffiti artist yapınca sıkıntı olmaz. 

Senin grubun nedir? 

KOAC – Kingz Of Art Crime

Grup üyeleri; Macho – Leo – Come ve ben

Farkımız legal çalımalar yapmamız.

Gerçekten iyi bir graffiti sanatçısı tüm şehri tuval gibi görürmüş. Senin gördüğün en yaratıcı yer neresi?

Oldukça yaratıcı yer fikirlerim var ama boyamak mümkün değil.

Polisle başının belaya girdiği komik bir olayı anlatır mısın?

(Bu yazıyı okulan polis veya savcıya yazarın notu; bence olay zaman aşımına uğradı, üzerinde durmayın lütfen, duracaksanız eğer olaylar, zaman ve kişiler tamamen hayalidir hepsini ben uydurdum.)

2007 yılında Haydarpaşa’da Leo Lunatic ile gece tren boyamıştık. Güneş doğduktan sonra Haydarpaşa Köprüsü’ne çıkıp boyadığımız trenin geçerken resimlerini çekmek istedik. O sırada polisler arkamızdan koşarak ve havaya ateş açarak geldi. Leo ile koşmaya başladık. Durakta otobüs bekleyen insanlar ateş seslerini duyunca paniğe kapılıp yere yattı. Ben daha öndeydim, Leo’nun yakalandığını gördüm.

Hemen kameradan hafıza kartını çıkarıp yere attım ve teslim oldum. Karakola gidince polisler kameradaki fotoğrafları açmamızı istedi. Leo’nun durumdan haberi yoktu. Kamerayı açmamak için bayağı uğraştı. Sonunda kamerayı açınca durumu anladı ve hemen üste çıktı.

Karakolda tam 24 saat kalıp, 3 saat dayak yedik. Terörle Mücadeleden de ekipler geldi, terörist olmadığımızı anlatmamız gerekti. 

O kadar olayın üstüne karakoldan çıkınca ilk işimiz Haydarpaşa köprüsüne geçip attığım hafıza kartını aramak oldu, ama maalesef bulamadık.

Zeynep Cansoylu Samancıoğlu: Gündüzleri çok uluslu bir firmada kozmetik kanalı müşteri yöneticisi. Geceleri saç & cilt bakımı, moda, trendler, gezme, yeme ve içme yazan araştırmacı blogger. Doğal ortamları olan alışverişte, sergide, balede, operada, müzikalde, vapurda, boğazda, müzede, gezmede, yemekte sıklıkla gözlemlenebilir. Hep güzel insanların ve şeylerin peşinde.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale