Kurban psikolojisi nedir? Nasıl tersine döndürülür?
- Neden bunlar hep benim başıma geliyor?
- Hayatımın aşkını çekemiyorum, belki de hak etmiyorum.
- Keşke o işimi bırakmasaydım.
- Hep benim yüzümden mi oluyor bunlar?
- Kardeşim her zaman benden daha başarılıydı.
- Deniyorum, deniyoru olmuyor.
- Elimden daha fazlası gelmiyor.
Bu cümlelerden kaçını hayatınızda tekrar ediyorsunuz? Eğer siz de yaşadığınız olaylar sizin elinizden çıkıp, başka şeyler tarafından kontrol ediliyor gibi hissediyorsanız, nur topu gibi bir “kurban psikolojiniz” olmuş demektir.
Sürekli başkalarından şikâyet halinde olmak, suçlama ve suçluluk duygusu, ama, keşke, neden hep ben gibi dış güçler tarafından etkilendiğinizi düşünmek kurban psikolojisinin başlangıcıdır.
İnsanlar beni hiç anlamıyor, herkes bana karşı sanki… Çocukken ailem bana şunları şunları yaptı… yalnızım… bu hayatta herkesin gazabına uğradım, başıma gelmeyen kalmadı gibi geçmişi irdeleyen ruh halleri ise bu duyguları tetikler.
“Kurban psikolojisinin temelinde korkular, muhtaç olma duygusu, önemsenme, sevilme ve ilgi ihtiyacı gibi olumsuz duygular yatar.” diyor yaşam koçu Semra Kozanlı.
Kurban psikolojisindeki insanla; hayatlarının seçimlerin, eylemin ve kararların sorumluluğunu üstlenemezler. Onlar hayatlarının kontrolünü ellerinden bırakmışlardır. Her zaman birilerinin gelip olayı düzeltmesini, onların kurtarıcılığını ya da çaresizce ve hak etmiyor gibi hissederek yardımlarını isterler.
Bu durumdan kurtulmanın tek ama tek bir yolu vardır…
Hayatın kurbanı değil de hayatınızın baş rolü olduğunuzu kabul etmek!
Tüm seçimlerimizin sorumluluğunu almakla başlar bu. Kolay değildir ancak başarılabilir.
Nasıl mı?
İlk olarak kendinizi severek. Unutmayın bu dünyaya kendinizi dövmeye gelmediniz, bu dünyaya kendinizi anlamak için geldiniz. Bunu anlamanın yolu ise olaylara nasıl tepkiler verdiğinizi inceleyerek, istemediğiniz olayları hayatınızdan çıkarma gücü ile başlar.
Daha sonra isteklerinizde net olduğunuzu kendinize, evrene, çevrenize ve sevdiklerinize göstermeniz gerekir. Herkes gibi olmak ya da en güçlü olmak zorunda değilsiniz. Sadece siz kimseniz ona sahip çıkın, iyi ve kötü günde yanınızda olun.
Son olarak ise unutmayın ki herşeyin seçimi sizin elinizde. Ne olursa olsun, istediğiniz herşeye her an dönüşebilir ve her zaman yeniden başlayabilirsiniz.
Şimdi derin bir nefes alın, hayatın gözlerinin içine bakarak dimdik bir siz olun! Bunu başarabilirsiniz.
Kaynak:
huffingtonpost.com
selfgrowth.com