Bayram yaklaştıkça kurulacak sofraların planlaması yapılmaya başlıyor. Uzun aradan sonra özellikle bu dönem eskisi kadar sık bir araya gelemeyen büyük aileler bir araya gelmeye başlayacağı için ayrı bir telaş başladı. Bu dönem ise tam aksine her zamankinden daha fazla beslenmenin önemini biliyoruz. Dikkat edilmesi gerekenlere en sık yaptığımız bayram yanlışlarından başlamak istiyorum.
Kurban Bayramı sabahları büyükler kurban kesiminden sonra ellerinde etlerle gelip hemen pişirmek isterler. Bu gelenek diye yapılan beslenme şekli çok yanlıştır, maalesef. En az 24 saat buzdolabında bekletildikten sonra tüketilmeli hatta en ideali 10 gün gibi bir süre bekletilmesidir. Aslında etin lezzetli ve sindirim açısından daha kolay olması için de bu süreler önemlidir.
Kahvaltı yapılır ve eve getirilen etler doğranmaya başlar. İşte bu noktada sadece doğrama şekline odaklanılır. Ancak eti doğradığımız tahta sadece etler için ayrılmış olmalı ve çevresinde başka besinler bulunmamalıdır. Ayrıca doğrarken etin yağlı kısımları çıkarılmalıdır.
Et +4 derecede 2-3 gün, -32 derecede 2-3 ay besleyiciliğini kaybetmeden muhafaza edebilirsiniz. Sıcakta dışarıda uzun süre tutmak oluşabilecek riskleri arttırmak demektir, o sırada buzdolabında bekletmek daha sağlıklı olacaktır.
Hani Kurban Bayramı sabahından bahsettim ya o kahvaltıların baş tacı kavurma oluyor biliyorum. Fakat kavurmalar genelde sağlıksız bir şekilde pişiriliyor ve ekstra yağ eklenebiliyor hatta kuyruk yağı da bu zararı iki katına çıkarıyor. Kanserojen etkilerden bahsediyorum, bir bayram sabahı böyle zararlı bir şey tüketmeye değer mi? Halbuki o eti kendi suyuyla haşlama usulü bol baharatlı ve soğanlı maydonozlu gibi bol sebzeli pişirdiğimizde sağlıklı ve lezzetli bir sonuçla karşılaşırsınız.
Ete hangi baharatlar eklersek hem lezzetli hem sindirim açısından kolay olur diyorsanız söylüyorum; kekik, kimyon, taze biberiye (kekik de taze olursa süper olur) ve tabii ki acı biber…
Kurban Bayramında en büyük hata da kırmızı et kotasının çok çok üstüne çıkılıyor olmasıdır. Kırmızı etin fazlasının özellikle kalp ve damar hastalıkları açısından sağlığı tehdit ettiğini biliyoruz. Bu yüzden günde maksimum kadınların 120-150 g, erkeklerin 150-180 g etin üzerine çıkılmaması gerekmektedir. Bu yüzden sofrada bol yeşil salatalar, zeytinyağlı sebzeler de bulunmalı, sebzeli tahıllı pilavlar da bulunmalı ki doymak sadece et tüketimine bağlı olmamalı. Bu sayede etin besleyiciliği yanındakiler ile katlanacak ve doygunluk artacaktır. Ekmek, tahıllı pilavlar grubunda da kontrollü olmak et ile aynı anda miktarı kaçırmamak açısından önemlidir. Özellikle çocuklar et açısından fazla zorlanmamalı çünkü bizim sindirim sistemimiz daha olgun ve alışkın olabilirken çocuklar için bedene fazlaca yük olabilmektedir.
İlk gün kavurma diğer günler mangal pişirmelerine kendini bırakıyor. Mangal mesafesinin etle çok kısa tutulması ve kullanılan etin çok yağlı olması ette yanmayı ve kanserojen maddeleri ortaya çıkarıyor. O yüzden et ile mangal ateşi arasına en az 10 cm mesafe koyulmalı ve yağ açısından yine dikkat edilmelidir.
Kızartma, kavurma ve mangal tarzı pişirme yöntemlerini bu bayram daha dikkatli ve sağlıklı şekilde yapılmaya çalışılmalıdır.
Bayram olur da tatlısız olur mu? Bence de olmaz; lakin tatlının sağlıklısı olur, ölçülüsü olur. Bu bayramın yemekleri de ağır olduğundan tatlılarını ağırlardan seçmek yerine sütlü tatlıları küçük porsiyonlarda hazırlayıp soğuk soğuk ikram edebilirsiniz. Meyvelerden tatlılar dondurmalar yapmak için harika bir bayram. Hatta bu mevsim soğuk soğuk hakiki az şekerli dondurmalar, sorbeler en güzel ikramlar olacaktır. Ayrıca bu mevsimin vitamin deposu meyveler ile de servis edebilirsiniz.
Evet havalar sıcak biliyorum ve evet özellikle böyle yağlı yemeklerden sonra daha serin ve rahatlatıcı içecekler aranabiliyor. İşte bu durumda bu mevsim en güzel içecekler az şekerli hatta belki şekersiz limonatalar, hatta mevsim meyvelerinden şekersiz şerbetler bayramı ferahlatmaya yetecektir.
Bayramda sindirim problemi yaşayan aile üyelerine ayrıca soğuk çaylar da yapabilirsiniz. Serinletirken rahatlatan harika bir içecek tarifi de vereyim; büyük bir sürahide 2 yemek kaşığı yeşil ya da beyaz çay ve 2 yemek kaşığı rezeneyi 2 su bardağı su ile 3 dakika demliyoruz. Sonra çayları çıkarıp içine 4-6 adet karanfil, 1 şeftali ya da 1 dilim karpuzu küçük küçük dilimleyip buz ile birlikte ilave ediyoruz. Sevdiğiniz başka mevsim meyveleri ile de olur. Sonra üzerini 1 litre soğuk su ile tamamlıyoruz.
Sindirim ve tüketilen besinlerin fazla enerjilerini dengelemek için yine en güzel yol hareket etmek olacaktır. Özelle bu güzel tatili açık havada yürüyüş ile geçirmek en doğrusudur.
Fazlaca alınan proteinin sağlıkla atılabilmesi için bol su tüketimi çok önemlidir. Zaten sıcak giden havalarda da ekstra su ihtiyacımız artmakta ve egzersiz ile bu miktar arttırılmalıdır. En az 2 litre su içmeyi bu bayram unutmamalısınız.
İlginizi çekebilir: Sağlıklı beslenme söz konusuysa mazeret yoktur: Bahanelerinizi fark edip harekete geçme zamanı