X

Kurban Bayramı’nda en sık yapılan beslenme hataları ve dikkat edilmesi gerekenler

Bayram yaklaştıkça kurulacak sofraların planlaması yapılmaya başlıyor. Uzun aradan sonra özellikle bu dönem eskisi kadar sık bir araya gelemeyen büyük aileler bir araya gelmeye başlayacağı için ayrı bir telaş başladı. Bu dönem ise tam aksine her zamankinden daha fazla beslenmenin önemini biliyoruz. Dikkat edilmesi gerekenlere en sık yaptığımız bayram yanlışlarından başlamak istiyorum.

Kurban Bayramı sabahları büyükler kurban kesiminden sonra ellerinde etlerle gelip hemen pişirmek isterler. Bu gelenek diye yapılan beslenme şekli çok yanlıştır, maalesef. En az 24 saat buzdolabında bekletildikten sonra tüketilmeli hatta en ideali 10 gün gibi bir süre bekletilmesidir. Aslında etin lezzetli ve sindirim açısından daha kolay olması için de bu süreler önemlidir.

Kahvaltı yapılır ve eve getirilen etler doğranmaya başlar. İşte bu noktada sadece doğrama şekline odaklanılır. Ancak eti doğradığımız tahta sadece etler için ayrılmış olmalı ve çevresinde başka besinler bulunmamalıdır. Ayrıca doğrarken etin yağlı kısımları çıkarılmalıdır.

Et +4 derecede 2-3 gün, -32 derecede 2-3 ay besleyiciliğini kaybetmeden muhafaza edebilirsiniz. Sıcakta dışarıda uzun süre tutmak oluşabilecek riskleri arttırmak demektir, o sırada buzdolabında bekletmek daha sağlıklı olacaktır.

 

Hani Kurban Bayramı sabahından bahsettim ya o kahvaltıların baş tacı kavurma oluyor biliyorum. Fakat kavurmalar genelde sağlıksız bir şekilde pişiriliyor ve ekstra yağ eklenebiliyor hatta kuyruk yağı da bu zararı iki katına çıkarıyor. Kanserojen etkilerden bahsediyorum, bir bayram sabahı böyle zararlı bir şey tüketmeye değer mi? Halbuki o eti kendi suyuyla haşlama usulü bol baharatlı ve soğanlı maydonozlu gibi bol sebzeli pişirdiğimizde sağlıklı ve lezzetli bir sonuçla karşılaşırsınız.

Ete hangi baharatlar eklersek hem lezzetli hem sindirim açısından kolay olur diyorsanız söylüyorum; kekik, kimyon, taze biberiye (kekik de taze olursa süper olur) ve tabii ki acı biber…

Kurban Bayramında en büyük hata da kırmızı et kotasının çok çok üstüne çıkılıyor olmasıdır. Kırmızı etin fazlasının özellikle kalp ve damar hastalıkları açısından sağlığı tehdit ettiğini biliyoruz. Bu yüzden günde maksimum kadınların 120-150 g, erkeklerin 150-180 g etin üzerine çıkılmaması gerekmektedir. Bu yüzden sofrada bol yeşil salatalar, zeytinyağlı sebzeler de bulunmalı, sebzeli tahıllı pilavlar da bulunmalı ki doymak sadece et tüketimine bağlı olmamalı. Bu sayede etin besleyiciliği yanındakiler ile katlanacak ve doygunluk artacaktır. Ekmek, tahıllı pilavlar grubunda da kontrollü olmak et ile aynı anda miktarı kaçırmamak açısından önemlidir. Özellikle çocuklar et açısından fazla zorlanmamalı çünkü bizim sindirim sistemimiz daha olgun ve alışkın olabilirken çocuklar için bedene fazlaca yük olabilmektedir.

İlk gün kavurma diğer günler mangal pişirmelerine kendini bırakıyor. Mangal mesafesinin etle çok kısa tutulması ve kullanılan etin çok yağlı olması ette yanmayı ve kanserojen maddeleri ortaya çıkarıyor. O yüzden et ile mangal ateşi arasına en az 10 cm mesafe koyulmalı ve yağ açısından yine dikkat edilmelidir.

Kızartma, kavurma ve mangal tarzı pişirme yöntemlerini bu bayram daha dikkatli ve sağlıklı şekilde yapılmaya çalışılmalıdır.

Bayram olur da tatlısız olur mu? Bence de olmaz; lakin tatlının sağlıklısı olur, ölçülüsü olur. Bu bayramın yemekleri de ağır olduğundan tatlılarını ağırlardan seçmek yerine sütlü tatlıları küçük porsiyonlarda hazırlayıp soğuk soğuk ikram edebilirsiniz. Meyvelerden tatlılar dondurmalar yapmak için harika bir bayram. Hatta bu mevsim soğuk soğuk hakiki az şekerli dondurmalar, sorbeler en güzel ikramlar olacaktır. Ayrıca bu mevsimin vitamin deposu meyveler ile de servis edebilirsiniz.

Evet havalar sıcak biliyorum ve evet özellikle böyle yağlı yemeklerden sonra daha serin ve rahatlatıcı içecekler aranabiliyor. İşte bu durumda bu mevsim en güzel içecekler az şekerli hatta belki şekersiz limonatalar, hatta mevsim meyvelerinden şekersiz şerbetler bayramı ferahlatmaya yetecektir.

Bayramda sindirim problemi yaşayan aile üyelerine ayrıca soğuk çaylar da yapabilirsiniz. Serinletirken rahatlatan harika bir içecek tarifi de vereyim; büyük bir sürahide 2 yemek kaşığı yeşil ya da beyaz çay ve 2 yemek kaşığı rezeneyi 2 su bardağı su ile 3 dakika demliyoruz. Sonra çayları çıkarıp içine 4-6 adet karanfil, 1 şeftali ya da 1 dilim karpuzu küçük küçük dilimleyip buz ile birlikte ilave ediyoruz. Sevdiğiniz başka mevsim meyveleri ile de olur. Sonra üzerini 1 litre soğuk su ile tamamlıyoruz.

Sindirim ve tüketilen besinlerin fazla enerjilerini dengelemek için yine en güzel yol hareket etmek olacaktır. Özelle bu güzel tatili açık havada yürüyüş ile geçirmek en doğrusudur.

Fazlaca alınan proteinin sağlıkla atılabilmesi için bol su tüketimi çok önemlidir. Zaten sıcak giden havalarda da ekstra su ihtiyacımız artmakta ve egzersiz ile bu miktar arttırılmalıdır. En az 2 litre su içmeyi bu bayram unutmamalısınız.

 

İlginizi çekebilir: Sağlıklı beslenme söz konusuysa mazeret yoktur: Bahanelerinizi fark edip harekete geçme zamanı

Dyt. Buket Koçoğlu: Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden şeref öğrencisi olarak mezun oldum. O günden bu güne sofralara olabildiğince dokunmaya çalışıyorum. Beslenmede herkes için aynı doğruların olmadığına inananlardanım. Beslenme bir derya ve parmak iziniz gibi size özel... Hayatlarınıza bu denli özel bir alandan dokunup değiştirebilmek benim için çok değerli... Her yeni hayat yeni bir macera; yeter ki siz de bu işin sağlığınız için ne kadar önemli olduğu bilincine ve en önemlisi bu vücuttan başka gidecek yeriniz olmadığının farkına varın... Benimle bu muhteşem keşif sürecine var mısınız?

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale