X

Kurban Bayramı tatilini uzun tutacak olanlar için en iyi 8 seyahat rotası

Kurban Bayramı tatili bu sene birazcık kısa olsa da, tatilini yıllık izinlerini kullanarak uzatanların sayısı da bir hayli fazla. Yaz döneminde uçak bileti ve konaklama ücretlerinin artıyor olması, bir çok seyahat severi sezon öncesi ve sonrasında tatil yapmaya teşvik ediyor.

Hazır Kurban Bayramı da varken, bu zamanı en etkili ve verimli şekilde değerlendirmek, farklı yerler gezip görmek, farklı lezzetler ve kültürler tanımak, dinlenmek ve eğlenmek isteyenler için Kurban Bayramı tatilinde ziyaret edilebilecek 8 farklı seyahat rotasını sizler için derledik;

Benelux ve Fransa

Benelux olarak adlandırılan Brüksel, Hollanda ve Lüksemburg üçlüsü, tatilini Avrupa’da değerlendirmek isteyen seyahat severlerin en çok tercih ettiği rotalar arasında.

Hollanda’nın olduğu gibi eğlencenin de başkenti olan Amsterdam’da Museum Square, Dam Meydanı, Kraliyet Sarayı, Hard Rock Cafe ve Kırmızı Fener Sokağı mutlaka görmeniz gereken yerler. Müzeler Meydanı’na giderek Van Gogh, Rembrandt ve Stedelik gibi sadece Amsterdam ya da Hollanda’nın değil, tüm Avrupa’nın en önemli müzelerinden olan bu müzeleri ziyaret edebilirsiniz.

Benalux’ta mutlaka görmeniz gereken yerlerden bir diğeri de Marken Adası. Bu şirin adanın sahilinde yürüyüş yapabilir, ardından geçeceğiniz Volendam kasabasında kuzey denizinin leziz deniz ürünlerini tadabilir, ucuz hediyelik eşyalar satan dükkanları gezebilirsiniz.

Brüksel dendiğinde akla ilk gelen şey, ünlü çiş yapan çocuk heykelidir. Brüksel’in simgesi haline gelen bu heykelin sanatsal ya da mimari açıdan herhangi bir değeri olmasa da, gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği nokta. Kraliyet Sarayı, Adalet Sarayı, Brüksel Katedrali, Grand Place Meydanı görmeniz gereken yerler arasında. Brüksel‘in meşhur ve lezzetli çikolatalarını ve waffle’ını tatmadan dönmeyin.
Sanatın, aşkın ve romantizmin başkentlerinden Paris kartpostalı andıran sokaklarıyla da sizi büyüleyecek.

Her ne kadar kulağa klişe gelse de Eiffel Kulesi’ne çıkmadan Paris‘i gördüm denemez. Bir tabloyu andıran bu manzarayla şehre aşık olacaksınız.

Champ-Elysées’deki lüks ve ihtişamlı mağazalar başınızı döndürürken Louvre Müzesi’nde sanat ve tarih dolu bir gün geçirebilirsiniz. Tabii bir günün bu devasa müzeyi gezmek için yeterli olmadığının da altını çizmeliyiz. Notre Dame Kilisesi’nin mimari yapısını keşfederken kendinizi romanın bir parçası hissedebilirsiniz.

Şehrin sokaklarında kaybolmak, mutfağının tadını çıkarmak, enfes kahvelerinden yudumlamak tatilinizi şenlendirecek.

Moulin Rouge’un bulunduğu Pigalle semtinden geçerek, günümüze halen bohem yaşamın devam ettiği “Ressamlar Tepesi” adıyla da bilinen Montmartre Tepesi’ne ulaşabilirsiniz. Burada Tanrı’nın resmedildiği Sacré-Coeur’ü (Adaklar Kilisesi) gezebilirsiniz.

Hindistan ve Nepal

Avrupa’yı daha önce görmüş ya da tatilini daha mistik ve egzotik bir lokasyonda geçirmek isteyenlerin aklına ilk gelen rota Hindistan.

Birbirinden farklı yüzlerce etnik köken, din, dil ve kültürün bir arada bulunduğu büyüleyici bölgede Pembe Şehir olarak bilinen ve Rajastan’ın başkenti olan Jaipur şehrinde Şehir Sarayı Müzesi, Jantar Mantar Gözlemevi ile Rüzgarlı Saray’ı mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. Rajput mimarisinin en ihtişamlı örneklerinden biri olan, Amber Kalesi’nde fillerle macera dolu bir gezintiye çıkabilirsiniz.
Agra kentinde Moğol İmparatoru Şah Cihan tarafından, Kraliçe Mümtaz Mahal için 1630 yılında yaptırılan Taj Mahal’i de mutlaka ziyaret etmelisiniz. Burada ayrıca Agra Kalesini ve sarayını gezebilirsiniz.

Hindistan’ın en büyük şehri olan başkent Yeni Delhi, dünyanın en eski şehirlerinden biri olarak kalabalık bir nüfusu barındırıyor. 5 bin yıllık tarihiyle bugüne kadar 11 kez yıkılıp yeniden inşa edildiği söylenen bu efsane kentte egzotik bir gezintiye çıkabilirsiniz.
Eski Delhi’de geçmişe doğru tarihi ve kültürel bir yolculuk yapabilir, Kızıl Kale, Raj Ghat, Jama Masjid ve Chandni Chowk’u görebilirsiniz.

Varanasi’de yeniden hayata döneceğine inanılan ölülerin yakılışını ve kutsal Ganj nehri kıyısında mantralar ve davullar eşliğinde yapılan seremonileri izlemenizi de tavsiye ediyoruz.

Güney Afrika

Tatilini biraz daha yeni şeyler deneyimleyerek ve maceraya atılarak değerlendirmek isteyenler için önerimiz ise Güney Afrika turları.

Güney Afrika’nın en kalabalık şehri olan Johannesburg’ta şehir merkezi Houghton, Mandela Evi, Rosebank Sandton görülecek yerler arasında.

Güney Afrika’nın en büyük ulusal parklarından biri olan Pilanesberg Milli Parkı içinde ise Güney Afrika’nın meşhur vahşi doğal yaşamını yakından keşfedebilirsiniz.

Atlas ve Hint Okyanusları’nın kesişme noktası Ümit Burnu’na da ev sahipliği yapan, dünyanın en güzel şehirlerinden Capetown’da dağlarla denizin kucaklaşması, sayısız plajlar, yemyeşil doğada huzurlu bir tatil geçirebilirsiniz.

Bangkok ve Pattaya

Tatilini Uzakdoğu’da geçirmek isteyenler için de son yıllarda seçenekler oldukça artmış durumda. Özellikle spritüel öğretileri merak edenler ve büyük Batı şehirlerinden ziyade Doğu’nun egzotik şehirlerine ilgi duyanlar için en uygun seçeneklerden biri, Tayland’ın başkenti olan Bangkok. Asya’nın kozmopolit yüzü Bangkok ve Tayland’ın 7/24 yaşayan eğlenceli adası Pattaya, doğal güzellikleri ve hareketli gece hayatıyla istediğiniz her şeyi bir arada bulabileceğiniz bir lokasyon.

Meleklerin Şehri olarak anılan Bangkok, Tayland’ın başkenti ve en büyük şehri. Kent, şehri ikiye bölen Chao Praya Nehri’nin etrafında konumlanmış. Pattaya ise bizim Bodrum’umuz gibi, bundan yaklaşık 50 yıl önce küçük bir denizci kasabasıyken, bugün gece hayatının yoğun olarak yaşandığı, eğlenceli bir adaya dönüşmüş.
Tayland, tatilde ailenizle, arkadaşlarınızla ya da tek başınıza keşfedebileceğiniz hem ucuz hem de kültürel olarak çok farklı öğeler barındıran, spritüel atmosferi olan bir ülke.

Orta Avrupa: Viyana, Prag, Budapeşte

Tatilinizi hazır dışarı çıkmışken bir kaç yeri görerek değerlendirmek istiyorsanız hiç şüphe etmeden Orta Avrupa’yı tatil planlarınıza dahil etmenizi öneriyoruz. 3 şehir boyunca uzayıp giden Tuna Nehri’nin kıyısına konumlanmış görkemli yapıları, kaleleri, doğal güzellikleri ve Batı Avrupa’ya göre daha hesaplı oluşuyla, son yıllarda popüler bir turistik destinasyon haline geldi.
Ortaçağ’ın fantastik atmosferini hissedebileceğiniz ve Türk damak tadına uygun mutfağını keşfedebileceğiniz Orta Avrupa, havalar hala soğumamışken mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.

İskandinavya

Viking topraklarına hoş geldiniz! Dünya’nın en temiz, düzenli ve refah seviyesi en yüksek kentleri olan İşveç, Norveç ve Danimarka da, havalar -30’ları görmeden mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerler arasında. Özellikle muhteşem doğasıyla fotoğraf albümlerine ve dergilere kapak olmuş İskandinav Yarımadası, yeşilin ve mavinin birbirine en çok yakıştığı yerlerden biri. Sonbaharda gidiyor olmanızın en güzel avantajı da, doğal güzellikleriyle ünlü bu bölgeyi doğada renk cümbüşü yaşanırken keşfedecek olmanız. Bu nedenle bayram tatilini hem Avrupa’yı keşfederek, hem de doğayla baş başa kalarak geçirmek istiyorsanız, İskandinavya’yı seçenekleriniz arasına eklemelisiniz.

Barselona

İspanya’nın başkenti olmasa da kalbinin attığı yer olan Barselona, Avrupa’nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri. Her Akdeniz milleti gibi, İspanyollar da oldukça sıcak kanlı ve eğlenmeyi seven insanlar. Gün açılışını siestayla (öğle uykusu) , kapanışını fiestayla (parti) yapan, geceleri asla uyumayan ve ne zaman uyudukları da belli olmayan, yemeyi, içmeyi, hayattan zevk almayı bilen insanlar. Bu nedenle Barcelona, gece hayatını ve bohemliği seven herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir şehir.
Akdeniz kıyısında plajı da bulunan Barcelona’yı ziyaret etmek için en uygun zamanlar sonbahar ve ilkbahar ayları. Zira yaz mevsiminde dayanılamayacak kadar sıcak ve nemli olabiliyor.
Ünlü mimar Gaudi’nin sürreel ev tasarımları, Park Güel ve yıllardır inşaat halinde olan Sagrada Familia kilisesi Barselona’da mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerler arasında.
Ayrıca futbola biraz merakınız varsa, dünyanın en iyi takımlarından biri olan FC Barcelona’nın stadyumdan çok müzeye benzeyen görkemli stadyumunu ziyaret edebilirsiniz.

İtalya: Venedik, Roma, Floransa

İtalya da İspanya gibi Akdeniz ülkesi olduğu için sıcak insanlarla karşılaşabileceğiniz ve eğlenceli zamanlar geçirebileceğiniz bir ülke. Binlerce yıllık Batı Roma İmparatorluğu’na başkentlik yapmış olan Roma, hala İtalya’nın başkenti. Tarihi kalıntılar oldukça iyi korunmuş; her yıl binlerce turistin akınına uğradığı halde sapasağlam ayakta.
Roma’nın en çok ziyaret edilen bölgesi ise Hristiyanlar için kutsal olan Vatikan. Eski çağlarda Gladyatörlerin dövüştüğü Collesium, Aşk Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri de görülmesi gereken yerler arasında.
Floransa, köklü ve zengin Medici ailesinden kalan, paha biçilemez sanat eserleriyle dolu olan, buram buram sanat ve kültür kokan bir şehir. Şehri ikiye bölen nehrin üstündeki tarihi köprü, renkleri, mimarisi ve büyüklüğüyle ziyaretçilerini büyüleyen Duamo Katedrali mutlaka görmeniz gereken yerler arasında.
İtalya’nın birbirine yakın 3 muhteşem şehrinin sonuncusu ise Venedik. Venedik’le ilgili ilk söylememiz gereken şey, burayı mutlaka bir turla ya da rehberle ziyaret etmeniz. Zira sokakları labirent gibi ve kaybolma olasılığınız çok yüksek.
Venedik, yoldan çok kanalın olduğu, komşu ziyaretlerine tekneyle gidilen, su üstünde yüzen ambulanslara, polislere, taksilere rastlayabileceğiniz bir sular ülkesi. Tatile partnerinizle çıkmayı düşünüyorsanız, Venedik’i mutlaka ziyaret etmenizi ve sevdiğiniz kişiyle gün batımına doğru romantik bir kano gezisi yapmanızı öneriyoruz.

Phuket Adası

Phuket adasıyla ilgili detaylara önceki yazımızda değinmiştik. Phuket, Tayland’ın en büyük yüz ölçümüne sahip adası. Her yıl binlerce turistin farklı amaçlarla ziyaret ettiği Phuket’te herkesin kendi zevkine ve ilgi alanına uygun bir aktivite bulabilmesi mümkün.
Özellikle spritüel amaçlı gelen turistlerin ve Budistlerin bir numaralı uğrak noktası olan Tayland’ta, biraz da turkuaz suların, eğlencenin ve bembeyaz kumsalların tadını çıkarmak isteyenler için Phuket Adası oldukça uygun bir seçenek.

Bu içerik, Bonubon.com’un katkılarıyla hazırlanmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale