Kundalini Yoga ve Meditasyon, 5000 bin yıl öncesinden günümüze kadar ulaşmış bir öğreti. 60’lı yılların sonunda Yogi Bhajan Hindistan’dan Amerika’ya giderek öğretiyi anlatmaya başlıyor. Sayısız dersler veriyor, eğitmen yetiştiriyor. Bugün paylaşımları, konuşmaları hala bize ilham oluyor.
Farkındalık yogası olarak bahsettiğimiz Kundalini Yoga, bireysel bir farkındalığı, bireysel dönüşümü hedefliyor. Burada öğretiyi diğerlerinden ayıran bir nokta var ki bu dönüşüm sürecini pratiğin içinde hızlı bir şekilde sağlıyor olması. Bunu gerçekleştirmek için epey farklı destekler alıyor.
En büyük desteklerden biri meditasyon. Derslerin çoğu süreli ve mantralı meditasyonları içeriyor. Mantranın şifalı gücü, zihni ehlileştirirken bir yandan da, keşfetmek için meditasyonda bize epey yardımcı oluyor. Kundalini Yoga’nın önemli destekçilerinden bir diğeri de kadim nefes teknikleri. Nefesin sayısız iyileştiren gücü ile birleşince dersler bir başka oluyor. Meditasyon, mantra ve nefes çoğunlukla kullandığımız yardımcılar olurken, asanalarda yani beden hareketlerinde de süre faktörü devreye giriyor.
Beden hareketleri, alışık olduğumuz akışlardan geçtiğimiz şekliyle değil de, daha çok, farkındalığımızı uyaracak şekillerde karşımıza çıkıyor. Çünkü her hareket bir şeye hizmet ediyor. Hareketlerin ardı ardına sıralanması da sürelerinin farklı olmasının da bir sebebi var. Niyet sinir sistemini, endokrin sistemini, salgı bezlerini ve beden ile ilgili beden-zihin dengesiyle ilgili bir sürü noktaya temas ederek, uyararak dönüşümü başlatmak. Hareketlerin içinde uzun süreler kalmamızın sebeplerinden birini de böylelikle açıklamış oluyorum.
Öte yandan öğretiyi olduğu haliyle aktarıyoruz. Derslerdeki kriyaların yani hareketleri, nefesleri ve mantraları içeren derslerin hepsi denenmiş, aktarıldığı haliyle paylaşıyoruz. Yani diğer yoga ekollerinde akışı eğitmenin verdiği gibi bir karar söz konusu değil. Akış belli, binlerce set arasından gruba yaptırılmak istenen dersi eğitmen sezgisel ve dönemin enerjisine bağlı olarak seçebiliyor. Bu da öğretinin şifasını içinde barındıran ve koruyan en önemli noktalardan, bir eğitmen olarak benim için.
Kundalini Yoga, tüm bu destekçileriyle birlikte sadece bedensel değil, ruhsal bir farkındalığı da hedefliyor. Daha doğrusu pratiğin içinde bu farkındalık doğal haliyle gelişiyor. Ruhsal bir varlık olduğumuzu hatırlatan pratikler sezgisel gücümüzü de hatırlamamıza yardımcı oluyor.
Yogi Bhajan’ın çok sevdiğim bir sözü var, diyor ki; ‘‘Bizler bu Dünya’ya ruhani olmak için gelen insanlar değiliz, bizler insan olmayı deneyimlemeye gelen ruhsal varlıklarız.’’
İşte deneyimi buraya taşıyor Kundalini Yoga. Her seviyeden katılımcıya uygun dersleriyle yeni bir pratik alanı sunuyor. Yogada alışık olduğumuz bir iyilik hali vadetmiyor, bunu söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü farkındalık hali, durumu zorlayıcıdır, farkına varılanları kabul etme süreci de hayatına katma süreci de sancılıdır. O yüzden kendiyle inatla çalışmaya, zorlanmaya, değişmeye ve dönüşmeye niyetli olanlar için muhteşem bir deneyim sunacağından eminim.
Kundalini Yoga ve Meditasyon öğretisi ile ilgili giriş yaptığım bu yazımın devamındaki yazılarda detaylara ve derinlere ineceğiz.
İlginizi çekebilir: Meditasyon pratiğinin devamlılığını sağlamak