dummy

Küllerinden yeniden doğmak isteyenlere: Hata yapabilme sanatı

hata

“Hayatı boyunca hata yapmamış bir insan, asla yeni bir şey denememiş olandır.” -Albert Einstein

dummydummy

Hata yapmak, yanlış yapmak, doğru olanı “yapamamak”, o çok istediğimiz olmasını dilediğimiz şeyi bir türlü becerememiş olmak, yani herkesin beklentilerini karşılayamamış olmak… “Üzülme” diye karşılık almak, veya “olsun, o da iyi, ne olacak” gibi o muhteşem “hatamızın”, “kaybımızın”, “olduramadıklarımızın” yani “hayatta tezahürü olmayanların” veya “sahip olamadıklarımızın” karşılığı olarak diğerlerinin bizlere verdikleri “teselliler”…

Ben bu yazımda sizlerle soralım istiyorum, bizler o “hata yapma” durumundan neden bu derece korkarız? Neden yanılmış olmaktan kaçınırız? Neden “denedim olmadı” diyebilme cesareti bu kadar zordur? Neden başkasının ne diyeceği, “Pınar bu konuda yanıldı, başarısız oldu, işte bak denedi de ne oldu hata yaptı” demesi bu derece önemlidir bizler için?

Şimdi gelin biraz o muhteşem korkularımızdan bahsedelim. Bir kere hata yapmak gerçeğini hayatımızın bir olasılığı olduğu kadar, sıfır olasılığının da olduğunu yani hata ve doğru, hata ve yanılgı ikilisinin olasılık olarak %50 kadar yüksek bir oranda olduğunu kabul etmemek ile başlarız işe. Bunu belki “biliriz” ama kabul edemeyiz. Örneğin çokça karşılaştığım bir durum, genel olarak “evli misin” sorusu bana yöneltildiğinde “evlendim ayrıldım” diyorum kısaca. Bunun üzerine o kadar farklı yorumlar alıyorum ki bugüne kadar evlenmenin sonucu olarak devam etmek ve ayrılmak olasılığının (ölümü çıkartıyoruz) %50 kadar yüksek ve aynı oranda olası olduğunu paylaşabilen bir kişi ile bile karşılaşmadım. Genel görüş “olsun”… Şimdi bu “olsun” cevabı aslında işte bizim hata yapmak sanatına ne kadar uzak olduğumuzu da gösteriyor, sanki ayrılmak %10 olasılık ve %90 devam edilen bu müessesede ben hata yapmış oluyorum. “Olsun” tepkisinin genel açıklaması ise şöyle; “hata” yapmanın bu kadar zor olduğu bir alanda hata yapmışsın, ayrılmayı başarabilmişsin veya neyi paylaşamadınız gibi “olasılık dışı” olanı oldurtabilmiş olmanın verdiği hayret ve tabi ki “hata yapan” kişiye içten bir garipseme…

Peki hata yapabilmek olasılığımızı kabul ettiğimizde ikinci adım nereye geliyor? Özellikle yeniyi denemek cesaretimiz yani aslında “cesaret” edebilmeye, bir şeyi değiştirmek için, bir şeyi düzeltmek için, yeni bir şeye ulaşabilmek için… Örneğin kimsenin bizi tanımadığı bir ülkeye tek başımıza gidebilmek… Evet tehlikelerle doludur, evet hata yapmış olmak olasılığımız büyüktür, güvenecek kimsemiz yoktur, farklı bir dil konuşuyoruzdur, eğer başımıza bir şey gelirse ne olur diye korkarız… Peki bu durumda çok istediğimiz Norveç’i nasıl görebiliriz, yani bir bu “hata yapmak” korkumuzdan bir adım atamazsak, bir uçak bileti alamazsak ve o çok istediğimiz güzelliğe kavuşmayı “gerçeğe” dökemezsek evet hata yapmayız ama aslında hayatımızın en büyük hatası olan “hayallerimizden vazgeçmek” hatasını yapmaktayızdır. Hata yapmaktan kaçınmak bizi aslında hayat boyu belki “ya yapsaydım” diye yakınacağımız başka bir kocaman “hatanın” sarmalına dolayıverir…

Bu yüzden cesaret, hata yapmak sanatının en önemli unsurudur. Cesaretin diğer bir boyutu ise özellikle “bir kez” hata yapmış olarak tanımlayabileceğimiz alanlardır. Örneğin büyük miktar bir paramızı bir yatırımda kaybetmişsek, bir kez daha yatırım yaparken daha detaylı düşünürüz; fakat hata yapmak yönünde olan “korkumuz” katlanmıştır. Çünkü bir kez “kayıp” psikolojisi tecrübe etmişizdir. Fakat bu hayatın bir parçasıdır, bizler işte hata yapmak korkumuzun büyüdüğü bu alanda her şeyin “kaynağının” kendimizde olduğunu unutuveririz. Kaybedilen parayı kazanan biz olduğumuz, o paranın hayatımızda var olması sebebinin “kendimiz” olduğumuz veya biten bir ilişki ertesinde bu kişi ile paylaşacak zamanımızın dolduğu ve yeniye yer açmak üzere bir gidişi yani döngüyü yani hayatın sadece akıyor olmasına izin verebilmeyi unuturuz…

Örneğin biten evliliğim (ki bu hayatımda çoğu kişi tarafından büyük bir hata olarak yorumlanır) öğrendiklerim, tecrübelerim, keşiflerim, kendimi tanımam ve hayatta sorumluluk aldığım tüm alanlar için kocaman bir hata olarak görmekten çok muhteşem bir “fırsat” benim için. Bugün yeni bir ilişki konusunda evet cesaretim var belki korkularım çok daha büyük fakat yine de “denemiş” olmak, hata yaparak bu sanatı “yaşayarak” öğrenebilmiş olmak benim en büyük kazanımım… Nasıl ki araba kullanmayı pratik yapmadan öğrenemeyiz, hayatı da yaşamadan, hata yapmaktan korkarak yaşayamayız. Bu “hayat” olmaz, bu ancak “hayat gibi” diyebileceğimiz, o can-ım hata yapmak sanatını dışladığımız, cesareti bir yana koyduğumuz ve “ya düşersem” diye yürümekten korktuğumuz hayat olmayan bir hayat olabilir…

Yaşamak bir sanattır ve evet hata yapmak da bir sanattır. Yıllar geçtiğinde ve bizler dönüp bu yolu nasıl “yürüdüğümüze” baktığımızda, bir türlü atamadığımız adımlar, “ya yapsaydım, ya cesaret etseydim” diye yakınacaklarımız yerine “binlerce hata yaptım” ama hepsinde yeniden ve yeniden doğdum, yeniden öğrendim, yeniden yaşadım, yeniden öldüm, yeniden dirildim, yeniden aşık oldum, yeniden sevdim ve en önemlisi en sonunda muhteşem bir “ben” oldum diyebiliriz… Yani hayatı hak ettiğince ancak “hata yapmak sanatını” öğrendiğimizde ve kalbimizce sevdiğimizde gerçekleştirebiliriz…

“Hata yapmak” güzeldir. Peki siz bugün yeniyi denemeye ve yine, yeniden yeni bir hata yapmaya gönüllü müsünüz?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp