Küçük bir ana ışık tutmak: Bedenimizle kurduğumuz ilişkiye güvenerek iyileşebiliriz
Dün akşamki içsel çalışmamda izlediğim yola dair bir notumu paylaşmak istedim.
Kendi üzerimizde yaptığımız çalışmalar sırasında kapıyı açma, travmalarımızla yüzleşerek dönüştürme veya onları iyileştirme gayretiyle çabalıyoruz. Fark ettim ki en büyük dönüşüm, en büyük adım bu. Bırakın kapıyı açmayı, aralamaya çalıştığımız o kapının kolunu tutabilmek bile büyük bir iş. Eğer o kapı kolunu tuttuğumuzda içimizdeki cesareti ve gücü bedenimizin tümünde hissedebilirsek, zaman içerisinde o kapının arkasındakilerin titreşimi o kadar düşüyor ki oraya bakmak çok daha kolaylaşıyor. Diğer bir deyişle oranın alanı genişliyor ve biz de o alan içerisinde daha rahat hareket edebiliyoruz.
Önemli olan kendimizle yaptığımız çalışmaları bir süreç olarak görerek yola koyulmak ve bu yolda bedenimizle kurduğumuz ilişkiye güvenmek, onu sıkı sıkı kucaklamak. Bu hissettiğimiz temel güvenin yaydığı ışık ile davranışlarımıza çizdiğimiz sınırları daha net görebilir hale geliyoruz.
Güvenli alanımızda olduğumuz sürece, hayat kendimizle, kendi içimizdeki parçalarımızla oyun oynayarak, oyunumuzun içinde kendimize temas ederek ve gelişerek iyileşmemiz için bizi kucaklıyor. Tıpkı yetişkin ebeveynlerimiz ile oynadığımız ilk oyunlarımız gibi.
Peki sen kendi güvenli alanın hakkında ne düşünüyorsun? Bireysel seanslar için [email protected] mail atabilirsin, ya da sağlık ile ilgili daha fazla bilgi için Instagram profilime de göz atabilirsin.
İlginizi çekebilir: Her duygu iyileşebilir: İlk iş, kör noktalarımızı görmek ve göstermek