X

Kronik sindirim problemlerimi ve tükenmişlik sendromumu nasıl iyileştirebilirim? 

Uzun zamandır cevabını aradığım bir soru vardı: Kronik sindirim problemlerimi ve tükenmişlik sendromumu nasıl iyileştirebilirim?

Bunların stresle olan bağlantılarının farkındaydım. Aslında son 1.5 yıldır da bilinçli olarak, bu kronik stres halini ve ona sebep olan faktörleri hafifletmeye çalışıyordum. İş yerimde daha net sınırlar koyup, daha fazla hayır diyebilmeye başlamıştım. Zaten o kadar tükenmiş hissediyordum ki daha fazlasını yapabilecek bir durumda değildim. İkili ilişkilerimde de memnun edicilik tepkimi azaltmaya ve daha sağlıklı bir alma verme dengesi kurmaya çalışıyordum. Bu adımlar daha kötüye gitmemi engellese de beden semptomlarım devam ediyordu.

Sonra iş hayatına bir süre ara vermeye karar verdim. Benim için kolay bir karar olmasa da (bir süre para kazanamamaya ve belirli kimliklerimi geçici de olsa kaybetmeye yönelik korkularım vardı), gerçekten iyi değildim ve kendime bunu vermekten başka çarem yoktu. Şubat sonunda işten ayrıldım. Yavaş yavaş kendimi daha iyi hissetsem de yine de tam anlamıyla düzelmiş değildim. Sindirim sorunlarım da devam ediyordu. Artık ne yiyeceğimi şaşırmış, eliminasyon yapmaktan çok sıkılmıştım.

Aradığım cevabı, en sonunda sinir sisteminde buldum. Bedenim kendini hala tehlikede zannediyordu. İyileşmek için sinir sistemimi regüle edip, bedenimi hayatta kalma tepkisinden çıkarmam gerektiğini anladım. Ve bu kısa süreli bir tatil ile ya da rahatlama etkisi sağlayan diğer hafif uygulamalarla geçecek kadar basit değildi.

Bu bakış açısı ile ilk defa Joe Dispenza’nın ‘Kendiniz Olma Alışkanlığını Değiştirmek’ kitabında karşılaşmıştım. Kısa süreli bir stres ya da bir tehlike durumunda, sempatik sinir sisteminin (savaş/kaç/don) aktive olmasını bekleriz. Bu gerekli durumlarda işe yarayan bir şey. Örneğin, ormanda yırtıcı bir hayvan tarafından kovalandığımızda, yani gerçek bir hayatta kalma tehdidi karşısında, bedenimiz kortizol salgılıyor ve bizi korumak için gerekli tüm içsel kaynaklarını kullanmaya başlıyor. O tehditten sağ salim kurtulduğumuzda ise parasempatik sinir sistemi (dinlen ve sindir modu) aktive olmaya başlıyor ve yavaş yavaş eski stabil halimize dönüyoruz. Sorun, bedenimizin gerçek bir tehditle bize kaygı veren bir mail ya da toplantı arasındaki farkı ayırt edememesi. Ve benim ve kronik stres altında yaşayan birçoğumuzun, hayatta kalma modundan (ya da sempatik sinir sistemi tepkisinden) hiçbir zaman gerçek anlamda çıkamıyor olması.

Joe Dispenza, beni çok etkileyen bir konuşmasında, bu durumun bize olan etkisini şöyle özetliyordu: “En iyi diyete sahip olabilirsin; glutensiz, vegan, ketojenik, organik beslenebilirsin; en iyi vitamin ve probiyotikleri alıyor olabilirsin, egzersiz yapabilirsin, koşabilirsin, pilates yapabilirsin, yoga yapabilirsin. Ama hayattaki herkese ve her şeye karşı olan tepkilerini kontrol altına almadıysan; korku içinde, mükemmeliyetçi ve katı bir tavırla yaşıyorsan bunların hiçbir önemi yok. Çünkü tüm bunlar hücrelerine devamlı tehlike ve acil durum sinyali veriyor. Böylelikle uyku kaliten bozuluyor, vücudun kendini yenileyemiyor ve yediklerini sindiremiyorsun. Dışarıda bir acil durum varken ve bedenin bir sonraki tehlikeye kendini hazırlarken, nasıl sindirebilirsin ki? Bağışıklığın zayıflamaya başlıyor ve hayat enerjin gün geçtikçe azalıyor. Bu tepkide ve tutumda kalmaya devam ettikçe, bir tükenişe, hasara veya hastalığa doğru gidilmesi kaçınılmaz oluyor.”

Eğer siz de;

  • Kendinizi devamlı yorgun ve tükenmiş hissediyorsanız,
  • Uyku problemleri yaşıyorsanız,
  • Yüksek işlevli anksiyete (savaş/kaç) ve depresyon (donma) döngüleri arasında gidip geliyorsanız,
  • Kronik ağrı veya mide/sindirim problemleri deneyimliyorsanız,
  • Odaklanmakta, zihninizi toparlamakta ve basit işleri bile yapmakta zorlanıyorsanız,
  • Hayatı devamlı mükemmeliyetçi bir tavırda, mücadele içinde ve her şeyi kontrol etme çabasında yaşıyorsanız,

Hayatta kalma tepkisinde olabilirsiniz. Ve birçok sorununuzun çözümü, sinir sisteminizi regüle etmekte olabilir.

Kendi iyileşme yolculuğumda, verdiğim ara ve bu süre zarfında yaptığım içsel çalışmalar (özellikle meditasyon) yaşadığım olaylara verdiğim duygusal tepkileri uzaktan gözlemleyebilme fırsatı verdi. Sadece içinde bulunduğum ortamları ya da etrafımdaki kişileri suçlayamam, yaşadığım sorunların önemli bir kısmı aslında benim hayatta var olma biçimimle ilgiliydi. Toksik ortamlar ve durumlar içinde kalmış olsam da aynı zamanda olayları algılama biçimim ve savunma mekanizmalarım da bana zarar veriyordu. Sinir sistemimi regüle etmek ve iyileşebilmek için, Joe Dispenza’nın belirttiği gibi öncelikle kendim olma alışkanlığını değiştirmem gerektiğini anladım. Yoksa, farklı ortamlarda benzer durumları yaşamaya devam edebilirdim. Hayatı yaşama biçimimi kökten değiştirmem gerekiyordu.

Bu süreçte; somatik çalışmalar, nefes uygulamaları, yoga ve meditasyon bana çok iyi geliyor. Özellikle de meditasyonu yoğun ve düzenli bir şekilde yapmak hizada kalmamı ve daha dengeli hissetmemi sağlıyor. Şu an aktif olarak içerik üretsem de kendime yeterli dinlenme zamanı ayırmaya ve gerçekçi beklentiler koymaya özen gösteriyorum. Tabii bir önceki yazımda belirttiğim gibi, neşe faktörünü da unutmamak lazım! Devamlı görev modunda yaşayan biri olarak (çalışmadığım dönemde bile), neşeye ve eğlenmeye yeterince zaman ayırabilmek de benim için önemli.

Sinir sisteminin yıpranması yıllar içinde, adım adım gerçekleştiği gibi iyileşmesi de zaman alıyor. Birçoğumuz için basit ve tek bir çözümü olmayan, farklı boyutlarda ele alınması gereken bir süreç. Bu dönemde kendimize karşı şefkatli, sabırlı ve anlayışlı olabilmenin (her zamanki katı ve eleştirel tutumun aksine) bizi iyileştirecek başlıca unsurlardan biri olduğuna inanıyorum.

Bu konu, tek bir yazıya sığdıramayacağım kadar kapsamlı, paylaşımlarıma devam edeceğim. Beni hem buradan hem de Instagram hesabım üzerinden takip edebilirsiniz.

Şifa olsun.

İlginizi çekebilir: Bastırılmış iç dünyamız: ‘Görülmeyen duygular, durgunlaşır ve sertleşir’Bastırılmış iç dünyamız: ‘

Siri Kavita: 2018 yılında “kendi gerçeğimi” yaşamak üzere bir yolculuğa çıktım. Gerçi hayat boyu bu yolculuktaymışım da, bunu fark etmem 27 yılımı almış ve artık hızlanmanın zamanı gelmiş. En büyük destekçilerim Kundalini Yoga ve Gestalt öğretileriyle, kendimi değiştirmek için değil, tam tersi daha fazla “ben” olabilmek için yürümeye devam ediyorum. Hem kendimin hem de bu yoldaki diğer kahramanların yoluna ışık tutabilmek, yaralarımızı birlikte dönüştürebilmek için yazıyorum.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale