X

Kronik ağrı çeken çocukların ailelerine yardımcı olacak önerileri

Pediatristler ailelere her 4 çocuktan birinin kronik ağrı çektiğini söylediğinde, aileler bunu anlamakta zorlanabiliyorlar. Amerika’da şu anda 1.7 milyonun üzerinde çocuk kronik ağrı problemi yaşıyor ve ortalama yıllık olarak tedaviye harcanan para 20 milyar dolar civarında. Buna rağmen kronik ağrı çocuklar ve ergenler için hala hakkında az şey bilinen bir sağlık problemi olarak görülüyor.

Kronik ağrı çocukların hayatlarına psikolojik ve sosyal sınırlar getiriyor.

Her ne kadar kronik ağrının altında yatan birçok sebep bulunsa da, farklı koşullardaki ağrılara yönelik uygulanan tedavi yöntemleri genellikle birbirine benziyor. Ağrı hakkında nörobiyolojik bilgimizin artmasıyla beraber, artık çocukların ağrı deneyiminin altında genetik yatkınlık, enflamasyon, anksiyete, ruh hali ve stres gibi birçok farklı sebebin olabileceğini anlayabiliyoruz.

Kronik ağrı genellikle çocukların hayatlarına psikolojik ve sosyal sınırlar getiriyor. Devam eden ağrıları yüzünden çocuklar okullarını kaçırıyor, aktivitelere katılamıyor, sosyal ilişkileri düşüyor ve ağrı duymayan çocuklara göre anksiyete ve depresyona 3 kat daha fazla meyilli oluyorlar. Kronik ağrı problemi yaşayan çocukların aileleri de çocukları sebebiyle işlerini aksatmakta ve çocukları nedeniyle önemli derecede duygusal stres yaşamaktadırlar. Birçok aile aynı zamanda hüsran ve umutsuzlukla baş etmek zorundadırlar; çünkü çocuklarının ağrı ve ağrı nedeniyle yaşadığı problemlere hiçbir şeyin yardım edemeyeceğini düşünmektedirler.

Bu kompleks faktörlerin tedavisinde multidisipliner yaklaşım ve psikolojik tedavi en iyi bakım standartları arasında gösterilmektedir. Aileyi bilgilendirme ve çocuğa kronik ağrıyla baş etmeyi öğretme stratejileri, kronik ağrıyı yönetme ve anksiyete ve depresyon riskini azaltma açısından oldukça önemlidir.

Psikolojik olarak çocuğa müdahale edilmesi, çocuğun rahatının artması, stresinin azalması ve günlük hayatının gelişme göstermesi gibi olumlu etkileri açısından tedavinin seyrini değiştirebilir. Hatta kronik ağrıya erken dönemde müdahale edilmesi ağrıdan korunmaya yardımcı bile olabilmektedir.

Psikologlar, direkt olarak ailelerle ve çocuklarla çalışarak ağrıyı tetikleyen ve semptomların gelişmesini sağlayan nedenleri tanımlamaya çalışırlar, ağrıyı ve ağrı kaynaklı stresi azaltmak konusunda stratejilerin uygulanmasına yardımcı olurlar ve belirli beceriler ve davranışsal planlama yoluyla çocuğun istenen optimal işleyişini geliştirmek için aileye ve çocuğa destek olurlar.

İşte ailelerin ağrı problemi yaşayan çocuklarına yardım etmeleri için birkaç öneri:

Birçok aile kronik ağrı çeken çocuklarını okula veya aktivitelere gönderme konusunda kararsızlık yaşıyorlar. Çocuğunuzun oldukça uzun süre dinlenmesi, yeni ağrı durumlarının ortaya çıkmasına neden olmasının yanı sıra bilinç bulanıklığı, fiziksel bitkinlikte artış, asabiyet ve ruh hali değişimine de neden olabiliyor. Tam tersi olarak da, rutine ve aktivitelerine geri dönme, vücudun sinir sisteminin işlevinin yeniden düzenlenmesine yardımcı oluyor, ayrıca bu durum ağrıyı azaltıp ruh haline de olumlu etki ediyor. Eğer çocuk uzun bir süre okuldan veya aktivitelerden uzak kalırsa, aktivitelere yavaş yavaş geri dönmesini sağlayacak bir plan yapmanız gerekir.

Çocuğa ağrı hakkında sorular sormak durumu olumsuz etkiliyor

Medikal uzmanlar, çocuklara her seansta ağrılarını 0 ile 10 arasında puanlamalarını istiyor, fakat ailelerden bunu evde yapmamaları isteniyor. Bunun nedeni olarak, gün içerisinde çocuklara nasıl olduğunu sormanın ağrının şiddetinin dikkat çekilmesine yol açtığını ve bu dikkat çekmenin ağrıyı bilimsel olarak artırdığını söylüyorlar. Bunun yerine çocuğunuza ağrısı önemli ölçüde değiştiği zaman size söylemesini isteyin. Eğer bir şey söylemiyorsa, sormayın.

Çok fazla yardım etmeye çalışmak iyileşme sürecini uzatıyor

Aileler genellikle ağrı problemi yaşayan çocuklarına olabilecek her şekilde yardımcı olmaya çalışırlar; fakat bazen bir adım geride durmak tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır. Ne zaman ki aileler bir adım geride durarak çocuklarının günlük aktivitelerine ve görevlerine daha az yardım ediyorlar, bu noktada çocukların daha çok çabalamaları gerekiyor. Böylelikle çocuklar kendilerini daha yetkin olarak görüyorlar ve bu durum da daha iyi uzun dönemli adaptasyonu sağlıyor.

İlgili yazı: Kronik bel ağrısı çekenlerin hayatını kolaylaştıracak 5 tavsiye

Psikologlarla çalışmak, çocuğun ağrı duymasının sebebi psikolojik faktörlerden kaynaklanmasa da, aile ve çocuk için oldukça faydalıdır.

Psikologla çalışmak ağrının psikolojik bir problem olduğunu ifade etmez. Psikologlarla çalışmak, çocuğun ağrı duymasının sebebi psikolojik faktörlerden kaynaklanmasa da, aile ve çocuk için oldukça faydalıdır. Bazı durumlarda, anksiyete ve depresyon ağrıdan önce gelmektedir ve bazı durumlarda da, ağrı ve medikal stres anksiyete ve depresyon başlangıcına sebep olabilir. Her halükarda, kronik ağrı ve psikolojik bozukluklar daha kötü bozukluklara sebebiyet vermesiyle bilinmektedir. Neyse ki, psikolojik müdahaleler eş zamanlı olarak her ikisini de hedef alır ve çocuğun anksiyetesinin ve depresyonunun gelişmesini veya şiddetlenmesini azaltması açısından önemlidir.

Ailelerin tutumu önemli

Aileler endişelendiği, sıkıntı yaşadıkları zaman, bunun kronik ağrı yaşayan çocukları üzerinde daha kötü sonuçları oluyor. Neyse ki bu durumun tam tersi de söz konusu, yani pozitif ebeveyn davranışlarının çocuklar üzerinde olumlu sonuçları oluyor. Aileler her zaman ön saflarda yer alıyorlar. Yönlendirmeler sayesinde aileler çocuklarının ağrı deneyimlerini yatıştırma, pozitif adaptasyon ve onlara uzun dönemli konfor sağlama konusunda inanılmaz derecede güçlü oluyorlar.

Kaynak:

psychologytoday.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale