X

Kriptomnezi ve farkında olmadan çaldığımız fikirler

Cryptomnesia (kriptomnezi) terimine aşina mısınız? Bilinçaltımızın bize oynadığı oyunlardan biri olan kriptomnezi, önceden bildiğimiz bir düşünceyi, bir melodiyi ya da herhangi bir yaratıcı imgeyi kendine ait orijinal bir fikir zannederek tekrarlamak anlamına geliyor. Yaratıcı işlerle uğraşan insanlarda sıkça görülen bu durum çalıntı olduğu iddia edilen pek çok sanat eserinin kötü niyetli olmayan doğuşunu açıklıyor; “Bu fikri gerçekten de ben buldum!” diyen eser sahibinin samimiyetini vurguluyor.

Akademi ve sanat çevrelerinde kopyala-yapıştır tekniği eskiye göre çok daha kolay saptanırken, çalıntı eserin sahibini kolayca rezil edebiliyor. Günümüzde hem milyonlarca metni, görseli ya da sesi hızla karşılaştırabilecek teknolojiye, hem de bulgularımızı çarşaf çarşaf yayınlayabileceğimiz sosyal medya araçlarına sahibiz. Peki ya sahte ya da çalıntı olarak damgaladıklarımız öyle değilse? Daha doğrusu, eser çalıntıysa fakat sahibi onu gerçekten de kendi fikri sanıyorsa, o zaman bu kişiyi ve durumu nasıl yargılamalı?

İlham perilerinin gizemli işleri

Nabokov’un Lolita adlı eseri, edebiyat tarihinin çalıntı olup olmadığı en çok merak edilen eserlerinden biri ve kriptomnezi konusuna iyi bir örnek. Nabokov kitap fikrinin ortaya çıkışıyla ilgili oldukça detaylı bir hikaye anlatsa da, Michael Maar “The Two Lolitas” adlı kitabında tamamen aynı hikayenin 1926’da Alman yazar Heinz von Lichberg tarafından yazılmış olduğunu ileri sürdü. Fikri çaldığı için Nabokov’u suçlamayan Maar, ünlü yazara saygıyla onun “Bu öyküyü yıllar önce okuyup sonra kendi fikriymiş gibi yeniden keşfederek yazmış olabileceğini” söyledi. Doğrusu, bunu bilmenin hiçbir yolu yok.

Kriptomnezinin varlığı tartışılmaz olsa da, gerçek olup olmadığını anlamak neredeyse imkansız. Yukarıdaki örnekten hareketle, Nabokov’u yalan testine tabi tutmadığımız sürece onun Lolita fikrini gerçekten çalıp çalmadığını bilemeyiz. Kaldı ki, yalan testi bize sadece yazarın gerçek düşüncesini doğrulayabilir. Nabokov bu Almanca öyküyü daha önce okuyup ondan esinlendi mi, yoksa evin ergen kızına tutkuyla aşık olan adamın hikayesi gerçekten aklına geliverdi mi, bunu bilmek mümkün değil.

Uzmanlar, kriptomnezinin ortaya çıkışını hafızamızın anlık sekteye uğrayışı şeklinde açıklıyor. Bir konu ya da anı aklımızda kalırken, onu nerede ve ne şekilde öğrendiğimizi unutuyoruz. Tıpkı bize geçenlerde başına gelen bir olayı anlatan arkadaşımıza birkaç gün sonra “Benim de bir arkadaşımın başına şu gelmiş…” diye aynı olayı anlatmak gibi. Olay doğru, fakat öznenin aynı olduğunun farkında değiliz. Bilinçaltımız konunun kaynağını derinlere gömmüş durumda.

Geçmiş hayatların hayaletleri

Reankarnasyona inananlar arasında kriptomneziyi önceki yaşamların anılarına bağlayanlar olduğunu da eklemeden geçmeyelim. Kriptomnezi terimini 1800lü yıllarda dünyaya kazandıran Théodore Flournoy, bu sözcüğü medyumların girdiği transa benzer ve eski yaşamlarla bağlantıda oldukları hali betimlemek için kullanmış. Bu anlayışa göre insanlar önceki yaşamlarından bilgi ve anıları günümüze aktarıyor. Yani bilgiyi kendi zamanlarından değil, geçmişlerinden çalıyorlar (eh, bu daha hafif bir suç olsa gerek).

Bilim insanları kriptomnezinin gerçekliğini ve samimiyetini tartışadursun, telif hakkı ve patent konuları giderek daha çok önem kazanıyor. Bir fikriniz mi var? Hemen resmi kurumlara onaylatın ki, günün birinde biri çıkıp “Aslında bunu ben söylemiştim” dediğinde gösterecek resmi evrakınız olsun.

Amerikalı yazar William Faulkner 1958 yılında üniversite öğrencilerine verdiği bir konferansta şunu söyledi: “Yazarın yaşadığı herhangi bir deneyim onun hareketlerini etkileyecektir ve bu deneyimler sadece okudukları değil, aynı zamanda duyduğu notalar, gördüğü resimlerdir.” Günümüz yazarlarından Murat Gülsoy da bir köşe yazısında, vaktiyle bulduğu harika bir roman fikrinden ve çok geçmeden bu fikrin daha önce okuduğu bir Paul Auster romanının gölgesinden ibaret olduğunu anlayışından bahsediyor. Bu, yazarın daha önce yazdığı her şeyin orijinalliğini sorgulamasına, kendine olan güveninin kırılmasına neden olmuş. Kriptomnezi diye bir olgunun varlığını keşfetmek ve bu istemsiz hırsızlıklarda yalnız olmadığını bilmek, Gülsoy’un içine su serpmiş olmalı.

Neslimiz kriptomnezinin gerçek olup olmadığını belirleyecek araçları geliştirebilir mi bilinmez. Ama en azından bu olgunun farkında olmak, özellikle sanat camiasında sıkça dalga geçilen benzer işlere sahip kişileri kolayca hırsız diye yaftalamamızın önüne geçebilir.

İlginizi çekebilir: Fotoğrafçılıkta telif hakkı: Fotoğraf çekerken maymun olmayın

Kaynaklar:
Brain Pickings
SabitFikir
iNews
Plagiarism Today

Şule Kulein: Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine sözelci kaçmış bir sayısalcı olduğunu fark etti. Yazım kuralları konusunda etrafındakileri itinayla delirten Şule, 2 yıl boyunca StepS’in editörlüğünü yaptı, üniversitede ve sonrasında okul ve şirket dergileri ile çeşitli bloglara yazılar yazdı. Seyahat etmeyi, okumayı, öğrenmeyi seviyor. Basılı materyalin hastası, fakat çevrimiçi de fena durmuyor. Şule kendini bildi bileli yazıyordu; artık bir de Uplifers’ta yazıyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale