dummy

Kozmosun gizemi: Her şey ne sebeple varlığa gelmiştir?

Martin Rees’in Kozmostaki Evimiz isimli eserinden;

dummydummy

” (…) En büyük gizem şu sorunun yanıtında saklıdır: Bütün her şey ne sebeple varlığa gelmiştir? Fiziğin denklemlerine hayat üfleyen, onları gerçek bir kozmosta hayata geçiren şey nedir? Ancak bu tür sorular bilimin ötesinde yatar: Onlar filozoflar ile teologların ilgili alanına girer. Bilim için en kapsayıcı sorun, kısacık bir tarifle betimlenebilecek denli basit bir yaratılış olayının 13 milyar yıl sonra bizim de bir parçası olduğumuz kompleks kozmosa nasıl yol açtığını anlamaktır. Bu netice “doğal” mıdır, yoksa olanlar karşısında şaşırmalı mıyız? Başka evrenler olabilir mi? Bilimciler şimdi, eskiden spekülasyonun dünyasına ait olan böylesi soruları ele alıyor.

(…) Uzay ve zamanın doğasını daha derinden kavramak, kozmos algımızın evrenimizin ötesindeki diğer evrenleri kapsayacak şekilde genişlemesini sağlayabilir. Bu evrenler, sezgimize öyle uzak ekstra uzamsal boyutlar ve kavramlar ortaya koyabilir ki onları güçlükle algılayabiliriz; tabii algılayabilirsek. Hayret verici olan, bu teşebbüsün mesafe kat edebilmiş olmasıdır.”

Bu yazımda, bu hafta okuma fırsatı bulabildiğim bir kaynağın giriş bölümünde yer alan ve beni bütün hafta düşündüren bir konuya yer vermek isterim: Bütün her şey ne sebeple varlığa gelmiştir? Bu kadar kompleks bir yapı hangi sebeple yaratılmıştır? Hangi neden uzayın, gökyüzünün ve hatta diğer evrenlerin ve bizlerin bu sınırsız ve bir o kadar da muhteşem tasarımın bir parçası olmamıza yol açmıştır? Hangi istek, hangi düşünce, hangi gerçeklik tüm bu olağanüstü yaratımın kaynağını oluşturmuştur?

Burada birlikte sorabileceğimiz çokça soru var fakat cevaplarını verebilmek ne yazık ki bu kadar kolay değil. Bu yazımda aslında hedeflediğim şey, bu soruları okuduğumuz anda çok önemli bazı noktaların farkına varmamız (siz okurken ve ben şu anda bu kelimeleri yazarken tekrar tekrar düşünüyorum!)…

Her sabah nasıl olsa “aynı” uyanıyorum diye sıradan kabul ettiğimiz hayatımız gerçekten bu kadar sıradan mı? O hayatın gerçeğe dönüşebilmesi için kaç bin yıl geçmesi gerekti? Ve bugün, burada, bu dünya üzerinde soluyabilmemiz için kocaman bir evren kurulduysa, uyandığımız her sabahı “Nasıl olsa yarın tekrar uyanacağım! Nasıl olsa yine aynı şekilde yaşayacağım!” diye geçiştirmek ne kadar doğru? Eğer her şey, evren ve bizler bu kadar sıradan ve bu kadar olağansak, gece gökyüzünü süsleyen onlarca ışık, onlarca denge, onlarca etki, onlarca yörünge, onlarca fizik kuvveti ve tüm bunların birleşmesiyle oluşan bu gök kubbe biraz olsun “farkındalığı” hak etmiyor mu?

Eğer bizler gördüğümüz her ayrıntıya hayran kalmıyorsak, öğrendiğimiz her bilgide bu evrene bir kat daha hayret duymuyorsak ve bize sunulmuş bu hayat akışını “nasıl olsa”larla devam ettirebiliyorsak, gerçekten burada olmayı ve tüm bu milyar yılların sonucuna şahitlik etmeyi hak ediyor muyuz?

Eğer bizler ayağımızın altında öylesine eziverdiğimiz bir taşın bile bu evrende olmak üzere milyarlarca yıl geçirdiğinin ve sırf bu yüzden korunmayı hak ettiğinin farkında değilsek, gerçekten bu anda, bu canım kainat üzerinde olmayı hak ediyor muyuz?

Eğer bir zeytin ağacının rüzgarda savruluşuna şahitlik ettiğimizde veya gece başımızı kaldırıp yukarıya baktığımızda gerçekten büyülenmiyorsak, bugün bu milyarlarca yıllık akışın sonucunda adeta bir şaheser olarak önümüze sunulmuş olan dünya üzerinde yaşamanın hakkını verebiliyor muyuz, yani burada olmaya gerçekten layık mıyız?

Bu yazımda çokça soru sordum, sizlerle birlikte biraz olsun hafta boyunca düşündüklerimi paylaşmak istedim… Şimdi gelin serüvenimizi yine en önemli sorumuzla bitirelim: Her şey ne sebeple varlığa gelmiştir?

İlginizi çekebilir: Anda olmanın mucizesi: Geçmiş geride, gelecek ötede, her şey şimdide

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp