X

Kozmosun gizemi: Her şey ne sebeple varlığa gelmiştir?

Martin Rees’in Kozmostaki Evimiz isimli eserinden;

” (…) En büyük gizem şu sorunun yanıtında saklıdır: Bütün her şey ne sebeple varlığa gelmiştir? Fiziğin denklemlerine hayat üfleyen, onları gerçek bir kozmosta hayata geçiren şey nedir? Ancak bu tür sorular bilimin ötesinde yatar: Onlar filozoflar ile teologların ilgili alanına girer. Bilim için en kapsayıcı sorun, kısacık bir tarifle betimlenebilecek denli basit bir yaratılış olayının 13 milyar yıl sonra bizim de bir parçası olduğumuz kompleks kozmosa nasıl yol açtığını anlamaktır. Bu netice “doğal” mıdır, yoksa olanlar karşısında şaşırmalı mıyız? Başka evrenler olabilir mi? Bilimciler şimdi, eskiden spekülasyonun dünyasına ait olan böylesi soruları ele alıyor.

(…) Uzay ve zamanın doğasını daha derinden kavramak, kozmos algımızın evrenimizin ötesindeki diğer evrenleri kapsayacak şekilde genişlemesini sağlayabilir. Bu evrenler, sezgimize öyle uzak ekstra uzamsal boyutlar ve kavramlar ortaya koyabilir ki onları güçlükle algılayabiliriz; tabii algılayabilirsek. Hayret verici olan, bu teşebbüsün mesafe kat edebilmiş olmasıdır.”

Bu yazımda, bu hafta okuma fırsatı bulabildiğim bir kaynağın giriş bölümünde yer alan ve beni bütün hafta düşündüren bir konuya yer vermek isterim: Bütün her şey ne sebeple varlığa gelmiştir? Bu kadar kompleks bir yapı hangi sebeple yaratılmıştır? Hangi neden uzayın, gökyüzünün ve hatta diğer evrenlerin ve bizlerin bu sınırsız ve bir o kadar da muhteşem tasarımın bir parçası olmamıza yol açmıştır? Hangi istek, hangi düşünce, hangi gerçeklik tüm bu olağanüstü yaratımın kaynağını oluşturmuştur?

Burada birlikte sorabileceğimiz çokça soru var fakat cevaplarını verebilmek ne yazık ki bu kadar kolay değil. Bu yazımda aslında hedeflediğim şey, bu soruları okuduğumuz anda çok önemli bazı noktaların farkına varmamız (siz okurken ve ben şu anda bu kelimeleri yazarken tekrar tekrar düşünüyorum!)…

Her sabah nasıl olsa “aynı” uyanıyorum diye sıradan kabul ettiğimiz hayatımız gerçekten bu kadar sıradan mı? O hayatın gerçeğe dönüşebilmesi için kaç bin yıl geçmesi gerekti? Ve bugün, burada, bu dünya üzerinde soluyabilmemiz için kocaman bir evren kurulduysa, uyandığımız her sabahı “Nasıl olsa yarın tekrar uyanacağım! Nasıl olsa yine aynı şekilde yaşayacağım!” diye geçiştirmek ne kadar doğru? Eğer her şey, evren ve bizler bu kadar sıradan ve bu kadar olağansak, gece gökyüzünü süsleyen onlarca ışık, onlarca denge, onlarca etki, onlarca yörünge, onlarca fizik kuvveti ve tüm bunların birleşmesiyle oluşan bu gök kubbe biraz olsun “farkındalığı” hak etmiyor mu?

Eğer bizler gördüğümüz her ayrıntıya hayran kalmıyorsak, öğrendiğimiz her bilgide bu evrene bir kat daha hayret duymuyorsak ve bize sunulmuş bu hayat akışını “nasıl olsa”larla devam ettirebiliyorsak, gerçekten burada olmayı ve tüm bu milyar yılların sonucuna şahitlik etmeyi hak ediyor muyuz?

Eğer bizler ayağımızın altında öylesine eziverdiğimiz bir taşın bile bu evrende olmak üzere milyarlarca yıl geçirdiğinin ve sırf bu yüzden korunmayı hak ettiğinin farkında değilsek, gerçekten bu anda, bu canım kainat üzerinde olmayı hak ediyor muyuz?

Eğer bir zeytin ağacının rüzgarda savruluşuna şahitlik ettiğimizde veya gece başımızı kaldırıp yukarıya baktığımızda gerçekten büyülenmiyorsak, bugün bu milyarlarca yıllık akışın sonucunda adeta bir şaheser olarak önümüze sunulmuş olan dünya üzerinde yaşamanın hakkını verebiliyor muyuz, yani burada olmaya gerçekten layık mıyız?

Bu yazımda çokça soru sordum, sizlerle birlikte biraz olsun hafta boyunca düşündüklerimi paylaşmak istedim… Şimdi gelin serüvenimizi yine en önemli sorumuzla bitirelim: Her şey ne sebeple varlığa gelmiştir?

İlginizi çekebilir: Anda olmanın mucizesi: Geçmiş geride, gelecek ötede, her şey şimdide

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale