Kova Çağı’na girdik: 2021 yılında dünyayı neler bekliyor?
2020 yılından sonra, en merak ettiğimiz sorulardan bir tanesi de 2021 yılının nasıl geçeceği ve bizleri yeni yılda nelerin beklediği konusu… Sonda söyleyeceğimi en baştan söyleyeceğim ki, şöyle derin bir nefes alıp arkanıza rahatça yaslanabilin. 2021 yılı, 2020 yılı kadar yorucu geçmeyecek. Ancak değişim ve yeni bir düzene adaptasyon yıllarının içerisinde olduğumuzu unutmamalıyız.
2020’nin önemli bir dönemeç yılı olduğunu ve krizlerle dolu olduğunu astrolojik göstergelerden tahmin etmiştik. Standartta bir yıl içerisinde 4 tutulma olurken, 2020 yılı anomalistik yıl kategorisinde 6 tutulmaya sahipti. Venüs ve Mars her yıl retro yapmazlarken, 2020 yılında retroları vardı. Jüpiter, Satürn, Plüto gibi ağır hareket eden gezegenler Oğlak burcunda Satürn & Plüto, Jüpiter & Plüto ve Jüpiter & Satürn şeklinde kavuşum yaparak bir döngüyü tamamladılar. (Oğlak burcunda benzer gezegen dizilimi MÖ 1894 tarihlerindeydi.) Özetle, birçok önemli gezegen hareketinin kesişişim yılı olması sebebiyle muazzam dönüştürücü, yıkıcı ve tekrar yeni bir form başlatıcı bir yıl yaşadık.
2021 yılına baktığımızda ise bu kadar keskin ve yorucu bir yılın bizi beklemediğini net bir şekilde söyleyebiliriz. Kendi içerisinde hem güzel, hem zorlayıcı bazı zamanları barındırsa da, 2020 yılına göre daha rahat bir yıla giriş yapıyoruz. Ancak şunu özellikle belirtmeliyim ki, önümüzdeki yıllara da baktığımızda şu an içinde bulunduğumuz birkaç yıl, yeni bir döneme geçiş niteliğinde olduğundan, sular pek sakin akmayabilir.
Astrolojide ağır hareket eden gezegenlerin burç geçişlerine çok önem veririz. Hem bireysel hem de kolektif alanda, yaşadığımız dönemin kalitesi ve konu başlıkları hakkında bize net bilgiler verirler. Yeni yıla girmeden çok kısa bir süre önce, iki ağır hareket eden gezegenimiz Jüpiter ve Satürn Kova burcuna geçiş yaptıktan sonra 21 Aralık 2020’de Kova burcunun 0°’sinde kavuşarak hava elementinde yaklaşık 200 yıllık yepyeni bir döngüyü başlatacaklar. Dolasıyla böylesine tarihi bir başlangıç olurken, 2021 yılını yorumlamadan önce, 2020 yılının son ve en önemli gezegen kavuşumunu detaylı incelememiz gerekir.
Jüpiter ve Satürn kavuşumu neden bu kadar önemli?
20 yılda bir, bir burçta kavuşan bu iki önemli gezegen insanlık tarihinin ilk aşamalarından beri gözle görülen son gezegenler olduğundan kavuşumlarına çok önem verilmiş.
Jüpiter ve Satürn’ün kavuşumlarının toplumsal, sosyolojik, ekonomik, felsefi ve dini akımları belirlediğine inanılıyor. Tarihsel göstergelere baktığımızda önemli liderlerin doğduğunu veya ortaya çıktığını, önemli imparatorlukların çöktüğünü ve yenilerinin kurulduğunu, bazı devlet liderlerine suikast girişimlerinin olduğunu görüyoruz.
Geçtiğimiz ortalama 200 yıl içerisinde, toprak elementinde olan kavuşumlar, kapital sistem, para, ev, arazi, inşaat gibi toprak konularını bizler için önemli kılarken, önümüzdeki dönem artık yepyeni bir bilinç ve farkındalık düzeyine geçiş yapıyoruz. Bu yeni döngüyle birlikte öncelik ve önem verdiğimiz konular tamamen değişecek. Merkezinde insan ve teknolojinin olduğu yeni bir dönemden bahsedebiliriz.
Jüpiter, inanç sistemlerini, hukuk sistemlerini ve düşünce akımlarını temsil ederken, Satürn ise toplumsal kuralları, ülkelerin hiyerarşik yapılarını, sistem ve düzenlerini anlatır.
0° ve Kova burcunda olan bu kavuşum, adı üstünde adeta bir başlangıç çizgisi gibi bizi yeni bir eşikten atlatacak ve dünyada yeni bir düzenin oluşacağının habercisi olacaklar (ekonomik, sosyolojik, politik açıdan).
Kova burcu yeni icatlar, sosyal yardım, sivil toplum kuruluşları, gruplar, dernekler, marjinallik, teknoloji, gelecek, uzay ve bilim ile ilgili konuları sembolize eder.
Hümanist olan Kova burcu, insan hakları, toplumsal haklar, hak, adalet, özgürlük konuları ile alakalıdır. Satürn ve Jüpiter’in Kova burcuna geçişi ile birlikte, özellikle Mart 2023’e kadar kalıplaşmış her türlü toplumsal düzeni ve alışkanlığı sorgulayacağımız bir döneme giriş yapıyoruz. Kova enerjisi özgürlükçüdür, devrim sever ve bu yüzden de isyanlarla bağdaştırılır. Satürn’ün bu alandan geçişi, hak, adalet, eşitlik ve özgürlük konularını bize sorgulatacak ve kuşkusuz hayatlarımıza yeni bir düzen getirecek.
Önümüzdeki dönem, dünyada insan ve insan haklarını, devrimleri, rejim değişikliklerini, bağımsızlıkları, hak, adalet, eşitlik ve özgürlük temalarını çokça konuşacağımız bir dönem olacak.
Kısaca hatırlatmak gerekirse, 22 Mart-1 Temmuz arasında, Satürn kısa süreliğine Kova burcuna geçiş yaparak bizlere önümüzdeki 3 yılın fragmanını aslında göstermişti. ABD’de siyahi George Floyd’un bir polis tarafından öldürülmesi sonucu, ABD’de yıllardır göz ardı edilen, ırkçılık konusu tekrar gündeme taşındı ve birçok eyalette insanlar sokaklara döküldü. Daha sonra Satürn retro yaparak, Oğlak burcunda düzeltmesi gereken konulara dönüş yaptı. Şimdi ise 17 Aralık 2020 itibarıyla Satürn Kova burcuna geçiş yaparak, 8 Mart 2023’e kadar bu burçtaki yolculuğuna başladı.
Geçtiğimiz yıllardaki Satürn Kova transitlerine bakarsak, Sovyetler Birliği’nin dağıldığını, Gürcistan, Hırvatistan, Slovenya, Estonya, Kırgızistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Bosna-Hersek’in bağımsızlıklarını ilan ettiğini, Sırbistan ve Karadağ, Yeni Yugoslavya Federal Cumhuriyeti’ni ilan ettiğini, Varşova Paktı resmen dağıldığını (1 Temmuz 1991), Nelson Mandela’nın Güney Afrika’da başkan seçildiğini (5 Eylül 1991), Sovyet Gizli Servisi KGB resmen kaldırıldığını (6 Kasım 1991), Schengen Antlaşması’nın yürürlüğe girdiğini (1 Ocak 1992), Bosna Savaşı’nın başladığını (1 Nisan 1992), ABD’nin Irak’a hava akınları ve füze saldırısı başlattığını, ABD-Küba arasında ilişkilerin kesildiğini, İspanya, Katalonya Bölgesi’nin özerkliğini tanıdığını (9 Eylül 1992), Avrupa Birliği’nin kurulduğunu (28 Eylül 1992) görüyoruz.
Dolasıyla, önümüzdeki dönemde, Avrupa Birliği gibi büyük paktların dağılım seslerini duyabilir, yeni oluşumları görebiliriz.
Önce insan hakları!
Dünya genelinde, sosyal eşitliğin, ifade özgürlüğünün, hak, adalet arayışlarının fazlalaşacağı bu dönemde bol bol işçi haklarını, gelir düzeylerindeki adaletsiz dağılımları, dışlanan, kabul görmeyen grupların veya bastırılmış insanların hak arayışlarını göreceğiz. Türkiye ve dünyada devlet sınırları, bağımsızlık konuları, sınıfsal mücadeleler, işçi hakları, isyanlar, ayaklanmalar, bölünmeler, özgürlük savaşları, bireylerin düşünce, konuşma, yazma gibi ifade özgürlüğünü kapsayan konulardaki hak arayışlarında artışlar meydana gelebilir.
Yeni dünyada teknoloji!
Bilgi, eğitim, teknoloji konuları yepyeni bir boyuta geçiyor. İnsan ve teknolojinin birleştiği bir döneme giriş yapıyoruz. Aslında hepimiz tarihe tanıklık ediyoruz. Belki de yıllar sonra bu döneme yeni bir çağ ismini verebilirler. Teknolojinin gelişim ve değişim hızı eskisinden çok daha hızlı olacak. Her şeyin dijitalleştiği, kripto paraların arttığı ve önem kazandığı, uzayda yeni keşiflerin yapıldığı, yapay zekaları konuştuğumuz, datanın çok önem kazandığı, fiziksel ve duygusal temasın azaldığı, her şeyin dijitalleştiği bir döneme giriş yaparken, duygusal olarak da yalnızlaşacağımızı söyleyebiliriz. Her şey dijitalleşirken bir grup insan eski alışkanlıklarını devam ettirmek isterken ve yeni düzene adapte olmakta zorlanırken, bir grup ise teknolojiye çok hızlı adapte olacak. Teknoloji bu kadar hızlı ilerlerken eğitim alanında da değişiklikler söz konusu olabilir. Önümüzdeki yıllara hazırlık niteliğinde, online platformdaki eğitim seçeneklerinin artacağını söyleyebiliriz.
Sosyal medya ve internet!
Önümüzdeki dönem dijitalleşmenin artmasıyla birlikte, internet ve sosyal medya kullanımlarında, online ticarette yepyeni kurallar, kısıtlamalar ve kanunlar gelebilir. Siber saldırıların artabileceği bu dönemde kişisel hesaplarımızı ve gizliliğimizi korumak için yeni arayışlara girebilir, datalarımızın güvenliğine yönelik satın alımlarımız ve danışmanlık ihtiyaçlarımız artabilir.
Doğal afet riskleri!
2021’in en önemli göksel olaylarından bir tanesi de Satürn ve Uranüs arasında oluşan gergin açılar olacak. Özellikle, 17 Şubat, 15 Haziran ve 24 Aralık günlerinde Satürn’ün, Boğa burcunda bulunan Uranüs ile yaptığı zorlayıcı açılar, deprem, sel, tsunami, kasırga gibi doğal afet risklerini tetikleyebilir. Hava elementinde başlayan yeni döngünün, özellikle hava şartlarında ani, beklenmedik değişiklikleri ve toprakta afet risklerini barındırdığını söyleyebiliriz. Gelecek yılların en önemli konularından biri de kuraklık konusu olacak. Doğanın dengelerinin bozulmasıyla bağlantılı olarak, tarımın, toprağın, doğanın, doğal yaşamın öneminin artacağı bir döneme giriş yapıyoruz.
Modern tarım dediğimiz, doğal tarım ve teknolojinin birleşmesiyle oluşan yeni formatla, doğanın dengesini bozmadan, bilinçli bir şekilde yeni üretim sistemleri kurmalıyız. Türkiye tarım konusunda çok şanslı bir ülke. Eğer doğru yatırımları ve projeleri hayata geçirirsek, refah seviyemizin tarım kaynaklı yükseleceğini söyleyebiliriz. Su, gelecek yılların en önemli konularından olacak. Doğa ondan aldıklarımızı her zaman geri alır, doğaya iyi davranmamız gerektiğini ve kaynaklarını gelecek nesiller için bilinçli kullanmamız gerektiğini, ağacı ve yeşili her şeyin önünde tutmamız gerektiğini unutmamalıyız.
Kendini değil, toplumu düşünen kazanır!
Kolektif temaların, toplumun, doğanın, toprağın, insanın ve insan haklarının önem kazandığı bir döneme giriş yapıyoruz. Artık sadece kendimizi değil, toplumu ve gelecek nesilleri düşünmemiz gereken, oldukça kritik bir dönemden ve sınavdan geçeceğiz. Alışkanlıklarımız ve önceliklerimiz değişiyor.
21 Aralık 2020 itibarıyla yepyeni, tarihi bir yolculuğa çıkış yapıyoruz. Çıktığımız bu yolculukta hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Uzun ve geri dönüşü olmayan, macera ve keşif dolu bu yolculuğa çıkarken, bavulunuza almayı unutmamanız gereken şeyler:
- Doğa dostu ol, doğaya iyi davran,
- Dünyayı koru, gelecek nesilleri düşün,
- Daha az tüket, daha çok üret,
- Topluma faydalı olacak şeyler için çaba göster,
- Gerçek bilginin peşinden koş,
- Gösterişten uzaklaş, minimalist yaşa,
- Vizyoner ol, teknolojiyi yakından takip et,
- Ve anda kal.
Gelecek yılların hayatlarınıza güzellikler getirmesini dilerim. Sevgiler…
İlginizi çekebilir: 30 Kasım İkizler burcunda Ay tutulması: 2020’nin son Ay tutulmasında bizleri neler bekliyor?