X

Kötülüğü iyileştirmek: Büyüdüğünde de iyi yürekli olan çocuklar

Sahi neydi normalleşmekten kastımız? Irkçılığa, vurdumduymazlığa, doğayı katletmeye, insanları eleştirmeye devam etmek miydi? Buysa eğer normalleşme dediğimiz, ben normal hayata dönmek istemiyorum. Alın normaliniz sizin olsun…

Küçükken oyunlar oynardık tanımadığımız çocuklarla; birbirimizden korkmadan, sınıf ayrımı yapmadan. Zengini fakiri, uzunu kısası, zayıfı şişmanı fark etmeksizin sokaktaki bütün çocuklar toplanırdı, hep birlikte kahkahalar atılırdı. Kavgalar da olurdu pek tabii. Ama dışlanan çocuklar her zaman birileri tarafından yeniden gruba alınırdı. İnsanlık kavramını bilirdik hepimiz. Kardeş gibi oynayabilmenin dayanılmaz hafifliği vardı o ufacık bedenlerimizde.

Belki de bunun için çocuklar tüm dünyadaki insanlar arasında en saf, en sevgi dolu olanlardır. Kimse bize din, dil, ırk, güzellik, çirkinlik kavramlarını öğretmediği için. Öğretse bile o dırdırlara kulak asmayışımızdı bizi bu denli insancıl kılan…

Ama bizler de büyüdük. Hayata atıldık ve hayatın zorlukları ile burun buruna geldik. Bazılarımız başarılı tamamladı bu süreci, bazılarımız zarar verdi kendisine ne yazık ki. Bir kısmı ise zararı başkalarına vermeyi, hırçın ve kötü kalpli olmayı, ayrımcılık yapmayı, kendi dışında tüm canlılara zarar vermeyi tercih etti.

Suçlu muydu peki? Birçok cevap verilebilir bu soruya. Ama sizin cevabınız ne olurdu? Bugünün kötü ve gaddar insanları da bir zamanların çocukları değil miydi sonuçta? Nasıl oldu da bu hale gelebildiler? Nasıl bu derece bencil ve acımasız olabildiler? Ne yapmış olabilirdi ki hayat onlara? Çocukken çok mu ezildiler acaba? Yoksa sırf kendilerini ispatlamak için miydi bu davranışları? Belki de isimlerini tarihe yazdırmak istediler kolay yoldan da olsa. Kötülükleri ile ama…

Aklım almıyor insanların birbirine yaptığı onca eziyetin her geçen gün daha da artıyor olmasını. Şu koskoca gezegende hep birlikte yaşayabileceğimiz tek bir dünya var, en azından yenisini bulana kadar. Ve biz bu dünyada birlik olup, yaşadığımız yeri daha da güzelleştirmek için uğraşmaktansa, birbirimize sataşmaktan bir an olsun vazgeçemiyoruz. Ne acı…

Birbirimize verdiğimiz zararlar yetmiyor, “O halde” diyoruz “biraz da doğayla uğraşalım.” Başlıyoruz yakıp yıkmaya, katletmeye, öldürmeye ve daha nicelerine. Dünyada yaşayan en şanslı canlılar olduğumuzu fark etmeden dar ediyoruz hayatı bizim dışımızda herkese.

Belki de ilk andan beri içimizde kötülük var, ancak çocukken bunun farkına varamıyoruz. Kendimizi işin gırgırına vermeyi tercih ediyoruz. Büyüdükçe ise iki yol çıkıyor önümüze. Kimileri kötü olan yolu haritadan silerken, kimileri o yoldan devam etmeyi seçiyor hayatlarına umarsızca. Elbette her iki yolda da birçok hatalar yapıyoruz. Ancak; birinde hatalarımız kendimize, ya da biz istemeden başkalarına zarar verirken, diğer yolu seçtiğimizde bile isteye veriyoruz zararları. Bilmiyoruz ki başkalarına yaptığımızı zannederken, aslında en büyük kötülüğü kendimize yaptığımızı.

Keşke sihirli bir değnek dokunsa ve sevgi dolu, barış dolu bir dünya yaratsa bizlere. Benimki yalnızca bir hayal elbette, ama güzel olmaz mıydı John Lennon’ın Imagine adlı şarkısında dediği gibi bir dünyada yaşamak?

Eğer cevabınız evet ise bilin ki sizler dünyayı kurtaracak olan taraftasınız. Her birimiz bir kötülüğü bile iyileştirebilirsek, dünyayı güzelleştirmek adına bir adım atmış oluruz inanın. O halde yapalım elimizden ne geliyorsa vakit kaybetmeden. İyileştirelim kötüleri, koruyalım doğamızı ve dünyamızı. Dileğim bizler göremesek bile çocuklarımız, torunlarımız yaşasın masal gibi bir dünyayı…

Son bir söz, 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Hadi yarın küçük de olsa bir şey yapın doğa için. Tabii sizin için doğamızdan daha mühim bir şey yoksa.

İlginizi çekebilir: Ve insan doğaya döner: Doğayı korumaya nereden başlayabiliriz?

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale