X

Kötü bir alışkanlığı yenmek ne kadar sürer ve sağlıksız bir döngü nasıl kırılır?

Günümüz dünyasında bitmek bilmeyen iş ve sorumlulukların arasında ve hızla değişen dinamiklere ayak uydurma çabasının içerisinde sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olmak ve onu sürdürmek pek kolay bir süreç değil. Sürekli artan beklentiler, yoğun hayat temposu, kısıtlı zaman ve benzeri nice sebep, pek çoğumuzu günün sonunda genellikle bir rahatlama arayışı içinde zararlı alışkanlıklara itebiliyor.

Kimimiz için aşırı şeker tüketimi, kimimiz için egzersizden kaçınan hareketsiz bir yaşam tarzı, kimimiz içinse sosyal medya bağımlılığı, sürekli erteleme alışkanlığı veya intikam amaçlı uyku ertelemeciliği, bu tür alışkanlıklara örnek olabilir. Ve ne yazık ki bu alışkanlıklar, yalnızca fiziksel sağlığımızı değil, zihinsel ve duygusal refahımızı da tehlikeye atıyor. Ancak, bu döngüden kurtulmak ve kötü alışkanlıkların pençesinden sıyrılmak mümkün. Peki, ne kadar bir sürede?

21 gün efsanesi geride mi kaldı?

Pek çoğumuz kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmak isterken, bunu kaç günde, kaç haftada ya da ayda yapabileceğimize dair merak içinde olabiliyoruz. İyi bir alışkanlık edinmek ve veya mevcut bir alışkanlığı değiştirmek için genellikle 21 gün gerektiğine inanılsa da güncel araştırmalar bu 21 gün efsanesini geride bırakıyor. Biz de bu konuda daha önce Instagram hesabımızda ilham verici bir gönderi paylaşmıştık ve 21 günün her şey demek olmadığının altını çizmiştik.

Bilimsel çalışmalar ise bu konuyu bir adım daha öteye taşıyarak iyi bir alışkanlık edinmenin veya kötü bir alışkanlığı kırmanın 21 günden daha fazla sürdüğüne dikkat çekiyor. UVA Health klinik psikoloğu ve Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde psikiyatri ve nörodavranış bilimleri profesörü olan Dr. Karen Ingersoll, kötü bir alışkanlıktan tamamen kurtulmanın kişiden kişiye değişebileceğini belirtiyor ancak bilimsel kanıtlara göre sağlıksız kalıpların otomatik olarak tekrarlanmaması için 18 ile 254 gün gerektiğini gösterdiğini söylüyor. Dahası, kötü bir alışkanlığı kırmak için ortalama 66 gün gerektiğinin altını çiziyor. Elbette ki kötü alışkanlıkların kırılma süresi, bireyden bireye, bireyin çevresine, içsel faktörlere ve alışkanlığın doğasına göre değişiklik gösterebilir.

Zaman, sabır ve strateji: Doğru adımlarla kötü alışkanlıkları yenmek

Kaç gün süreceğinden bağımsız olarak, Dr. Ingersoll’a göre önemli olan sabırla ve kararlılıkla süreci yönetebilmek. İşte bu süreçte faydalı olabilecek adımlar…

1. adım: Gelecekteki kendinizi hayal edin

Hayalinizdeki kendinizi düşünmeye başlayarak işe koyulun. Bu, kötü alışkanlıklarınız yerine sahip olmayı arzuladığınız sağlıklı alışkanlıkların ve bu alışkanlıkları benimsedikten sonra hissetmek istediğiniz duyguların, olası dış görünüşünüzün bir ön izlemesi gibi olabilir. Örneğin, daha az televizyon izleyip daha erken yatmanın verdiği enerjiyi hayal edin veya gerçek hayatta arkadaşlarınızla vakit geçirmenin sosyal medya platformlarında yazışmanın ötesinde ne kadar tatmin dolu olacağını düşünün.

Kendinizi bu yeni benlikle özdeşleştirmek, sizi mevcut alışkanlıklarınızın ötesine taşıyacak motivasyonu sağlayabilir. Geride bırakmak istediğiniz kötü alışkanlık her ne ise, onu yendiğinizde nasıl olacağınızı, nasıl hissedeceğinizi düşünün, gerekiyorsa yazın ya da yalnızca gözlerinizi kapatıp hayalinizde canlandırın. Birden fazla kötü alışkanlığı kırmak için de bu adımı farklı senaryolarda uygulayabilirsiniz.

2. adım: Gelecekteki halinize ulaşmak için bir eylem planı yapın

Gelecekteki benliğinize ulaşmak için atmanız gereken adımları belirleyin. Örneğin; sosyal medya bağımlılığı veya sürekli ekran kaydırma alışkanlığını bırakmak istiyorsanız, buralarda harcadığınız zamanı değerlendirebileceğiniz daha anlamlı arayışlara girebilirsiniz. Telefonunuzu evde bırakıp yürüyüşe çıkmak veya sessize alıp kitap okumak, evcil hayvanınızla oyunlar oynamak, haftalık öğünlerinizi hazırlamak gibi aktiviteler bulabilirsiniz. Böylece, neyin yerine ne koyacağınızı bilecek ve onu yapmak için harekete geçebileceksiniz.

Bu süreç aynı zamanda sizi değiştirmek istediğiniz kötü alışkanlıklara iten dürtüleri fark etmenize de yardımcı olabilir. Hangi zamanlarda telefonu elinize alıyor ve çok uzun bir süre bırakmıyorsunuz; canınız sıkıldığında mı, birine kızdığınızda mı, işten eve yorgun argın gelip yatağa uzandığınız ilk anda mı… Bu dürtüleri fark etmek sizi ana getirerek farkındalığınızı artıracak ve o alışkanlığın yerine yenisini koyabilmek için kendinizi daha kolay hazırlayabileceksiniz.

3. adım: İlerleme sürecinizi gözlemleyin

Kötü bir alışkanlığı yıkmak ve yerine iyi bir alışkanlık koymak için çabaladığınız süreçte kendinizi sürekli olarak değerlendirin. Günlük başarılarınızı veya karşılaştığınız zorlukları kaydetmek, hem sürece ve kendinize dair farkındalığınızı artırabilir hem de sizi hedefinize sadık kalma konusunda motive edebilir. İlerlemenizi takip etmek için çeşitli uygulamalar, ajanda, günlük veya basit bir not defteri kullanabilirsiniz, hangisi sizin için daha kolay ve pratikse onu tercih edin.

Kendinizi süreç içerisinde eski alışkanlığınıza dönmüş veya iyi ve yeni alışkanlığı sürdürmeyi bırakmış olarak bulsanız bile tüm bunların da sürecin bir parçası olduğunuzu kendinize hatırlatın. Bilimsel araştırmalar, yeni bir alışkanlık inşa etmeye çalışırken bırakmanın veya başa dönmenin normal olduğunu ve sürecin aslında devam ettiği gösterdiğini vurguluyor. Vazgeçebilir, yorulabilir, başa dönebilir, sil baştan tekrar tekrar başlayabilirsiniz, önemli olan kararlılık, sabır ve azimle yola devam etmek. Mükemmeli değil, devamlı ilerlemeyi kendinize hedef koyun.

18 gün, 21 gün, 66 gün veya 254 gün gibi sayılara takılmayın, bilimsel araştırmalar yol gösterici olsalar da bu tür süreçler tamamen kişisel yolculuklardır, dolayısıyla herkese hitap edecek, her alışkanlık değiştirme sürecini kapsayacak genel geçer bir rakam yoktur. Bu yolculukta önemli olan hedeflerinize yani iyi alışkanlıklara ulaşmak için ne kadar süre geçirdiğiniz değil, o geçen süre boyunca göstermiş olduğunuz –takdire şayançaba ve kendinize olan inancınız, daha sağlıklı, daha kaliteli bir yaşama karşı duyduğunuz bağlılığınızdır.

Kendinizi daha iyi bir geleceğe ve en iyi versiyonunuza ulaştırmak için duyduğunuz istek, kötü alışkanlıklarınızı bırakabilmek için ihtiyacınız olan en güçlü kaynaklardan biridir. 21 gün deneyip bıraksanız da 66 günde henüz tamamen değiştirmek istediğiniz o kötü alışkanlıktan kurtulamasanız da önemli olan attığınız her adımın sizi biraz daha hedefinize yaklaştırması.

Alışkanlıklara dahil farklı bakış açılarını da okumak isterseniz ilham ve bilgi dolu ilgili yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Kaynak: self.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale