X

Kötü alışkanlıklarınızdan kurtulmanın basit bir yolu var!

‘Meditasyon yapmayı öğrendiğinizde, size ilk olarak nefese ve zihninize odaklanmanız gerektiği söyleniyor. Talimat çok basitti ama ben çok önemli bir şeyi kaçırıyordum. Dikkat etmek neden bu kadar zordu?’

Bu sözler Psikiyatrist ve Bağımlılık Uzmanı Judson Brewer’in TED konuşmasından kısa bir alıntı. Brewer, bilimde evrimsel olarak korunmuş öğrenme modelini açıklayarak bağımlılıklarımızdan kurtulmamız konusunda yol gösteriyor. Beynimizin uyguladığı ödül bazlı öğrenme sisteminin adı negatif ve pozitif güçlendirme olarak tanımlanıyor. Buna örnek vermek gerekirse; güzel görünen bir yemek gördüğümüzde beynimiz ‘Yemelisin’ diye sinyal yollamaya başlıyor. Yemeği yedikten sonra beynimiz bu noktada bize ne yemek yediğimizi ve yemeği nerede bulduğumuzu unutmamamız gerektiğini söylüyor. Bu içeriğe bağlı bellek gelecek sefer aynı süreci tekrarlamamızı sağlıyor: Yemeği göre, yeme, tadını beğenme, mutlu olma, tekrarlama. Yani uyarılma, davranış ve ödül.

Yaratıcı beyinlerimiz bu süreci mutsuz olduğumuz zaman kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacak bir alışkanlığa dönüştürmeyi başarıyor ve bir sonraki seferde mutsuz hissettiğimizde kendimizi çikolata veya dondurma yerken buluyoruz.

Alışkanlıklar uyarılma-davranış-ödül ekseninde hareket ediyor

Sigara içmek konusunda da aynı örneği verebiliriz. Okuldayken popüler ve sigara içen kişileri görüp onlar gibi olabilmek için sigara içmeye başlıyoruz. Yine uyarılma, davranış ve ödül! Ve her seferinde tekrarladığımızda bu durum bir alışkanlığa dönüşüyor. Bir sonraki sefer kendimizi stresli hissettiğimizde sigara içmek için uyarılıyoruz aynı çikolotadaki gibi. Obezite ve sigara oldukça ölümcül, ama önlenebilir iki alışkanlık.

Judson Brewer, kötü alışkanlıkları yapma hissi geldiğinde meraklı bir şekilde neler olduğunun farkında olmamız gerektiğini söylüyor.

Nefese geri dönersek, Brewer bize bu noktada neler olduğu konusunda merak etmemiz gerektiğini söylüyor. Yani beynimizi sigara içmemek konusunda zorlamak yerine o anda meraklı bir şekilde neler hissettiğimize odaklanmamız gerektiğini belirtiyor. Araştırmalarını yürüttüğü labarotuvarında insanların sigarayı bırakmaları üzerine farkındalık egzersizleri yapan Brewer, kendisini nefese odaklanmak konusunda zorladığı gibi, insanların da kendilerini sigarayı bırakma konusunda zorladıklarını belirtiyor ve bu yüzden başarısız olduklarının altını çiziyor.

Ancak farkındalık eğitiminde sigara kullanan kişilere sigara içme hissi geldiğinde içmelerini, ancak bu hisse meraklı bir şekilde odaklanmaları ve neler olduğunu anlatmaları isteniyor. Sigara tiryakisi bir kişi bu eğitimin sonunda ‘Farkındalık sağlayarak sigara içmem, sigaranın ne kadar kötü koktuğunu ve tadının da kimyasal gibi olduğunu fark etmemi sağladı’  Bu noktada kadının meraklı bir biçimde farkındalık sağladığını belirtebiliriz, yani bu alışkanlığa olan inancını yitirmiş oluyor.

Aşırı stres zararlı alışkanlıklarımızın kaynağı!

Beynimizdeki prefrontal korteks (ön beyin) bölümü evrimsel perspektiften bakılınca beynimizin en genç bölümü olup, esasında sigara içmememiz veya aşırı yemememiz konusunda bilinç sahibidir ve sizi korumaya çalışmaktadır. Buna bilişsel kontrol denmektedir. Buradaki problemli nokta stresli olduğumuz dönemlerde beynimizin bu bölümünün çalışmamasıdır ve bize yardımcı olmamasıdır. Kendimizden örnek verirsek; aşırı stresli olduğumuzda karımıza veya çocuğumuza bağırıyoruz. Aslında bunun yararlı olmadığını bilsek de kendimize yardımcı olamıyoruz. Prefrontal korteks devre dışı kaldığında eski alışkanlıklarımıza esir düşüyoruz.

Alışkanlıklarımızı daha derin bir seviyede anlamamız, onu daha az önemsememiz konusunda bize yardım ediyor. Yani farkındalık kısaca her şeyi daha net görmemizi ve o alışkanlığa olan inancımızı yitirip bırakmamıza yardımcı oluyor. Elbette bu bir anda olabilecek bir şey değil; ama zaman içerisinde eski alışkanlıklarımızın olumsuz sonuçlarını gördükçe yerini yenilerini koyuyoruz.

Farkındalık kendimize daha çok yakınlaşmamızı sağlayıp bedenimizde ve zihnimizde anbean neler olduğuyla ilgilenmemizi sağlıyor. Bizi mutsuz eden isteklerin olabildiğince çabuk bizden uzaklaşmasına sağlıyor ve tüm bunlar bir şeyin yardımıyla gerçekleşiyor: Merak

Merak bizim için oldukça güçlü bir duygu. Bize kendimizi iyi hissettiriyor. Meraklandığımız zaman neler oluyor? Arzuların hislerden kaynakladığını fark ediyoruz: Gerginlik, rahatsızlık…vs. Tüm bu hisler gelip gidiyor. Meraklanmak, bizim içinde bulunduğumuz alışkanlığın bir adım dışında bulunmamızı sağlıyor.

Deneme aşamasında olan farkındalık aplikasyonu ve sanal farkındalık testi bizi sigara, stres nedeniyle yeme bozukluğu gibi sağlıksız alışkanlıkların dışına çıkmamıza yardımcı oluyor. Araştırmacılar geliştirdikleri bu uygulamayla, sigara veya stres odaklı yeme hissi belirdiğinde kişilerin içinde var olan meraklı bir şekilde farkında olma kapasitelerini ortaya çıkarmaya yardımcı olarak bu alışkanlıkların önüne geçmeye çalışıyorlar.

Bir sonraki sefer bu durum sigara içmeseniz veya strese bağlı yemek yemeseniz bile, belki de arabada mesaj yazmaya çalıştığınızda ya da sıkıldığınız için işte kafanızı dağıtacak şeylerle ilgilendiğinizde, doğal kapasitenizden faydalanarak, meraklı bir şekilde o an bedeninizde ve zihninizde neler olduğunun farkına varın. Bu belki de sonu olmayan yorucu alışkanlığın önüne geçmenize yardımcı olacaktır.

Judson Brewer’ın yukarıda bahsettiğimiz konuşmasının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale