X

Koşu sporuyla ilgilenenlerin en çok tercih ettiği koşu malzemeleri

Koşu sporu

Koşu sporu hem her fiziksel koşulda uygulanabilir oluşu, hem vücudun farklı bölgelerini aynı anda çalıştırabilme özelliği ,hem de kardiyovasküler sistemi harekete geçirerek vücudun tüm sistemlerini desteklemesi nedeniyle hem profesyonel anlamda hem de amatör olarak spor yapmayı sevenlerin en çok tercih ettiği egzersiz yöntemi. Koşu süresi, koşulan yerin fiziksel koşulları ve bireysel ihtiyaçlar göz önüne alındığında, koşu yapan bireylerin farklı malzeme tercihleri olduğunu ve kıyafetten aksesuara, tercih edilen her malzemenin belirli özellikler barındırması gerektiğini görüyoruz.

Peki, koşu ile profesyonel olarak ilgilenenler en çok hangi malzemeleri ve markaları tercih ediyorlar? Hangi ekipman koşu sırasında sporcunun performansını nasıl etkiliyor?

Uplifers olarak profesyonel olarak koşu sporuyla ilgilenen bireylerin en çok tercih ettiği koşu malzemelerini ve markalarını sizler için derledik.

Aksesuarlardan ve teknolojik bir takım cihazlardan bahsetmeden önce, koşunun ve her sporun olmazsa olmazı kıyafet ve ayakkabıyla başlamak gerekiyor.

Koşunun, ayakların ve bacakların aktif olarak kullanıldığı bir spor olması nedeniyle bu sporla ilgilenenlerin en dikkat etmesi gereken nokta ayaklar. Doğru bir ayakkabıyla koşmak, ayak ve bacak sağlığı açısından son derece önemli. Ayakkabının yalnızca ortopedik olması ya da koşu ayakkabısı olarak dizayn edilmiş olması, bu ayakkabının sizin için doğru bir seçim olduğunun göstergesi değil. Ayağınız için hangi ayakkabının doğru olduğunu anlamanız için bir profesyonelden yardım alarak bir takım ölçümler yaptırmanız ve ayak ölçülerinize en uygun ayakkabıyı bulmanız gerekiyor. Tabi yalnızca ayak ölçülerinize uygun olan ayakkabıyı bulmak da yeterli değil; giydiğiniz zaman ayağınızın mutlaka ayakkabı içinden rahat ediyor olması gerekiyor.

Asics’in Gel Noosa  serisinde kullandığı yastıklama teknolojisi, darbe emici jel teknolojisi ile daha konforlu ve daha az efor harcayacağınız bir koşu deneyimi sunuyor.

Ayrıca INTERSPORT mağazalarında bulunan ve ayak tabanınızı tarayarak ayağınızın anatomik yapısını, yere basış şeklinizi, ayağınızda ve bacağınızda baskı altında kalan ve yorulan noktaları belirleyen ‘’Ayakkabı Uzmanı’’ isimli cihaz yardımıyla, nasıl bir ayakkabı tercih etmeniz gerektiğine dair detaylı bir analiz yaptırabilirsiniz.

En az ayakkabı kadar dikkat edilmesi gereken ekipmanlardan birisi de, vücutla direk temas halinde olan koşu kıyafetleri. Profesyonel olarak koşanlar ve uzun koşular yapmayı sevenler, genelde vücudu tam olarak saran ve teri hapsetmeyen kıyafetler giymeyi tercih ediyorlar.

         

       

Mümkün olabildiğince kısa bir şort ya da tayt, hem kadınların hem de erkeklerin içinde en rahat edebileceği koşu kıyafetlerinden. İçinde rahat edebileceğiniz, teri vücudunuzdan dışarı atabilecek bir şort ve taytla kombinlemeniz gereken t-shirt’ün de aynı şekilde vücudunuzun nefes almasını engellemeyecek malzemelerden yapılması önemli. Açık hava koşularını ve gece koşmayı sevenlerin, güvenlikleri açısından mutlaka fosforlu ve reflektörlü ürünleri tercih etmeleri gerekiyor.

Kıyafetinizin önemli tamamlayıcılarından olan çorap da koşu sırasında en çok baskıyı yaşayan ayakla direk temasta olduğu için ayrı bir öneme sahip. Ayakları terletecek malzemelerden yapılmış bir çorap seçimi, hem ayakkabınızın ömrü hem de ayak sağlığınız açısından bir takım problemler yaratabilir. Ayrıca çorabın büyük olması ve ayağınızı tam anlamıyla sarmaması da, ayağınızda sürtünmeyi arttırarak su toplanmasına ve çeşitli yaraların oluşmasına sebebiyet verebilir.

Yalnızca kıyafet ve ayakkabıya gereken özeni göstermek, yaptığınız koşudan tam performans alabilmeniz için yeterli değil. Eğer koşuyu bir yaşam biçimi haline getirmeye ve düzenli olarak koşmaya kararlıysanız, kendinize hedefler belirlemeli ve gelişiminizi kayda almalısınız.

Son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler, akıllı bir telefona sahip olan herkesin ücretsiz uygulamalarla koşu sürecini takip edebilmesine olanak veriyor. Ancak koşarken yanınızda telefonunuzun bulunması demek, sürekli cebinizde sallanan ya da elinizde tutmak zorunda olduğunuz, ekstra bir ağırlık demek.

Koşan bireylerin bu ihtiyacına verilmiş en güzel cevaplardan biri, kolunuza takarak hem telefonunuzun güvenliğini kontrol altına almanıza, hem de koşunuzu daha rahat hale getirebilmenize olanak sağlayan arm band’lar. Telefonunuzu terden korumak için teri emen özel malzemelerden yapılmış arm band’larin telefonunuzla uyumlu bir çok çeşidini INTERSPORT mağazalarında, uygun fiyatlara bulabilmeniz mümkün.

Teknolojik yeniliklerin koşu deneyimimize kazandırdığı bir diğer keyifli aktivite de koşu sırasında müzik dinleyebilme olanağı. Müzik, koşu sırasında bireylere motivasyon sağlamasının yanı sıra, tempolu koşulmasına da yardımcı oluyor.

Gelişen teknolojiyle birlikte müzik cihazlarının küçülmesi, hatta her şey gibi müziğin de telefonunuza girmesi, koşu sırasında mümkün olabilen en az ekstra ağırlıkla koşabilmenize olanak veriyor. Ancak koşu sırasında müzik dinlemek isteyenlerin karşılaştığı en büyük problem, kulaklığın koşu süresinde hareket ya da ter nedeniyle sürekli düşmesi. Bunu engelleyebilmek adına tere ve suya dayanıklı olan, özel silikon malzemeden yapılmış kulaklıkları tercih edebilirsiniz.

Koşucuların koşu sırasında faydalandıkları bir başka akıllı cihaz da koşu sırasında çok önemli olan nabzınızı takip edebilmek, bunun yanında kaç saatte kaç km koştuğunuzu görebileceğiniz bir polar saat. Suya dayanıklı, hafif malzemeden yapılmış ve fonksiyonel bir polar saat, koşu sırasında mutlaka yanınızda bulundurmanız gereken malzemelerden bir diğeri.

 

 

 

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale