X

Koşu dünyasında neler oluyor?

Hep kendimi anlatacak halim yok ya, şöyle bir bakındım kimler, neler yapıyor diye. Nerelere koşuyor, ne için koşuyor, koşturuyorlar. Koşanlardan kiminin ilk yarışı, kimi ezberlemiş parkuru ama ‘bence’ heyecan hep aynı heyecan. “Asfalt mı heyecan verir, arazi mi, yarış nasıl başlayacak, iyi gidecek mi, zamanında bitecek mi, uzunsa yiyecekler yeter mi, kontrol noktasına kadar su idare eder mi?” Sorular bitmez, tükenmez. Başlamak lazım bir yerden, başlayıp, görmek, deneyimlemek, anlatmak, paylaşmak. Şimdi haberler:

Buralar yetmedi Kalahari’ye gitti

Ultra maratonların değişmez şampiyonu Mahmut Yavuz, daha önce de birkaç kez geçtiği Kalahari Çölü’ne yine meydan okuyor. 24 Ekim’de başlayacak ve 7 gün sürecek olan Kalahari Augrabies Extreme Marathon toplam 252 km’lik bir yarış. Bir hafta boyunca çeşitli zorlukların üstesinden gelmeye çalışacak olan koşucu, tüm çocuklar eşit şartlarda eğitim görebilsinler diye çalışan TOÇEV için aşacak mesafeleri. Şimdiden adımlarına kuvvet şampiyon. Mahmut’un koşuyla ilgili anılarına göz atmak isterseniz şöyle buyurun. Destekçi olmak isterseniz de işte hesap bilgileri: Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı, Garanti Bankası, Levent Şubesi, TR82 0001 5001 5800 7303 8199 79 (Açıklama kısmına Mahmut Yavuz yazmayı unutmayın lütfen.)

Mahmut Yavuz Kalahari Çölü’nde

İyilik peşinde koşmak artık daha da kolay

Adım Adım tarafından geliştirilen ve kısa bir süre içerisinde hayata geçecek olan bir yardımseverlik platformu sayesinde artık herkes, istediği her yarışta, istediği STK (Sivil Toplum Kuruluşu) için online kampanya oluşturacak, bağış toplayarak, kaynak yaratacak. Anlayacağınız adımlarımız değer kazanacak, değer yaratacak. Takipte kalınız, gelişmelerden haberdar edeceğim sizleri.

İyilik peşinde koşanlar, 8 yılda, 9 milyon TL’nin üzerinde kaynak yarattılar

Ada bizi çağırıyor, gidelim mi?

Bu hafta sonu Büyükada’da bir yarış var. Faytonlarla yarışa hazır mısınız? Şaka şaka, bizim tek yarışımız kendimizle, öyle değil mi? Atmosfer güzel, oksijen bol, koşu sonrasında balığa doymak, sohbetin sonunu getirmek istememek serbest. Parkur 11.1 km; idealin ötesinde bir mesafe. Ne bıktırıp, yorar ne de az geldi diye moral bozar. Hemen kayıt olmak için tıklayınız.

Değişik bir koşu parkuru arayanlar Büyükada’da buluşuyor

Adayı istemeyene Kapadokya var

Şehirden bıkanlar kendilerini dağa, bayıra salacaklar bu hafta. Kapadokya’daki ultra maratonda çeşitli zorluk derecelerindeki mesafeler mevcut: 36 km, 62 km ve 110 km’lik parkurlar maceraya doyamayanları bekliyor. Bu yarışta şimdiden merak edilen en önemli şey geçen senenin şampiyonu Elena Polyakova’nın tırnaklarını nasıl şekillendireceği olsa gerek. (Magazinsiz yazı mı olurmuş?) Elena bu konuda bir uzman gerçekten de…

Elena katılacağı her yarış için ayrı bir konsepte büründürüyor tırnaklarını
Elena Polyakova, 2014 yılında gerçekleşen Kapodakya’daki aynı yarışta erkekleri de geçerek genel klasmanda 1. oldu

Takım ruhunu yakalamak isteyenler en yakın ormana

7 Kasım Cumartesi günü Belgrad Ormanı’nda AA Takım Koşusu var. 7 kişilik takımlar 6 km’lik Neşet Suyu Parkuru’nu koşacak ve hep birlikte bir maratonu tamamlamış olacaklar, en kısa sürede tamamlayan takım da günün kazananı ilan edilecek. Evet, maratondan 195 m eksik ama onu da görmezden gelelim bu seferlik. Hemen takımınızı oluşturun isterseniz. İstanbul Maratonu öncesinde iyi bir antrenman sayılır.

Hep bireysel yarıştıysanız, takımla birlikte koşma fırsatını kaçırmayın

İstanbul Maratonu’nda yeni bir şey deneyebilirsiniz

Siz de benim gibi asfaltta koşmaktan pek haz etmiyor, daha çok işin eğlencesiyle ilgileniyorsanız bu sefer bir değişiklik yapmaya ne dersiniz? Dilerseniz koşarken bir yandan da tekerlekli sandalye itebilir ve omurilik felçlisi sporseverlerin 15 km’yi tamamlamasına yardımcı olabilirsiniz. Bu arada yardımseverlik koşusu yapıp, bağış toplamak isterseniz de ne ala. Talipseniz benimle iletişime geçiniz: kivergu@gmail.com

Gönüllü koşucular omurilik felçlilerin maratona katılmasına yardımcı oluyorlar

Otizmli çocuklar için koştum, desteğinizi bekliyorum

Daha önceki yazılarımdan da anlaşılacağı gibi geçtiğimiz haftalardan birinde Likya Yolu Ultra Maratonu’nun insen inilmez, çıksan çıkılmaz yokuşlarını 6 gün boyunca arşınladım durdum. İlk günlerde taşa, yüksekliğe, çamura kafayı takmışken, bir yandan da doğduğu günden beri bin türlü bela ile uğraşmak zorunda kalan otizmli çocukları düşündüm. Koşumu onlar için yapıyor olmak ferahlattı biraz içimi. İstiyorum ki hepsi ama hepsi en iyi şekilde eğitim alabilsinler ve kendilerini ifade etme, iletişim kurabilme becerisini kazanabilsinler. “Money talks” denmesin bu sefer, eşitlik olsun, adalet olsun. Desteğinizle daha çok çocuğa ulaşacağımızdan eminim. TROY sponsorluğunda Tohum Otizm Vakfı için yürüttüğümüz kampanya devam ediyor. Detaylar şurada… ( Havale/EFT açıklama kısmına Kıvanç Ergun yazmayı unutmayın lütfen.)

Likya Yolu Ultra Maratonu mutlaka katılmak isteyeceğiniz bambaşka bir deneyim vadediyor.

Kendimden bahsetmeyeceğim dedim ve sözümü tutamadım. Kusura bakmayın, hayırlı bir iş içindi.
Aklınıza takılan her türlü sorunuzu bekliyorum. Mail adresim yukarıda bir yerlerde yazıyor.
Kalın sağlıcakla…

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale