X

Koşma, dur, sor: Ben kimim, neredeyim, ne istiyorum?

Herkese selam yeniden!
Sağlık sebeplerinden ötürü biraz ayrı kaldık ama şimdi kaldığımız yerden yeniden başlayabiliriz.
Son 2 aydır hayatımda hiç beklenmeyen durumlar oldu ve sürekli bir koşturma içerisine girmiş bulundum. Hayatımda en son ne zaman sabah uyanıp gece uyuyana kadar hiç durmadan hareket halinde olmuştum; inanın hiç hatırlamıyorum.
Bu sürecin sonlarına doğru yaklaşırken annem dedi ki: “Sen yazmıyor musun bir süredir?
Cevabım şöyle oldu: “Yok bu halde yazmıyorum. Şu an ara verdim ama zaten istesem de yazamam. Yazacak hiçbir şeyim yok.
Aslında sürekli sokaktaydım, sürekli insanlarla iletişim halindeydim fakat evet, yazacak hiçbir şeyim yoktu. Annem söyleyene kadar da fark etmemiştim bile. Nasıl olabilirdi ki? Tek başıma kalıp 1-2 hafta keyifsizliğimden ötürü evden hiç çıkmadığım süreçler yaşamıştım, fakat o süreçlerde bile farkındalık anlarım ve o anlarda gelen yazılarım hep akmıştı. Sürekli insanlarla aktif olarak iletişimde olduğum bu günlerde nasıl oluyor da hiçbir şey akmıyordu?

Sonra anladım.
Ben hiç durmuyordum.
Durmuyor ve aslında da bakmıyordum.
O sırada sadece hayatın akıntısında yaşıyordum. Hayat akıyordu ve ben kendime bakmadan, etrafımı görmeden sadece hayatın getirdikleri içinde oradan oraya sürükleniyordum.
Kafam darmadağınıktı. Hatta bir gün bir anneme: “Uçuyor gibi hissediyorum. Ayaklarım yere basmıyor sanki. Kafamın içi havada gibi” demiştim. Aslında demek istediğim tam olarak “Köklerim kuvvetsiz ve merkezimde değilim” idi. O zaman anladım hayatı koşuşturma ile geçen insanların yavaşlamaktan ve durmaktan neden çekindiklerini. İlk olarak her şeyden önce koştururken o kadar da düşünmüyorsun, hayatın verdiklerini yaşıyorsun. Bu bir yandan ne anlama geliyor? Sorumluluk almıyorsun, hayatının gücünü kendi eline almıyorsun demek. Elini taşın altına koymak yerine, sana verileni yaşamak muhtemelen daha kolayına geliyor. Fakat böyle olunca ne oluyor? Kurban rollerinde yaşam başlıyor. Yaşanılan herhangi bir durumda hayatı suçlamalar, başkalarını suçlamalar devreye giriyor. Çünkü kişi hiçbir şey yapmadı, hayat ona sundu ve o kabul edip devam ettiği için suç hep hayatta kaldı.

Bunların yanı sıra durduğun zaman karşılaşacakların, yüzleşeceklerin var tabii kendinde. Bu hayatta bir sürü kişi acıyı, hayal kırıklıklarını, hüznü hissetmemek adına duygularını o kadar çok bastırıyor ki; bu sebeple de durmak istemiyorlar. Çünkü eğer dururlarsa kaçtıkları ne varsa koşturma içinde, hepsi tek tek yüzeye çıkacak. Bu da çoğu insana yine korkutucu geliyor. Acıdan o kadar çok korkuyoruz ki hissetmemek için hiç nefes almadan koşmaya razıyız.

İşin gerçeği ben, Gamze olarak, yavaşlamak ve durmak için kendisine izin vermeyen insanları pek anlayamazdım. Şimdi yaşamış olduğum bu dönem sayesinde insanların korkularına, kaçışlarına empati yapabiliyorum. İyi ki yaşamışım aslında çünkü artık nasıl bir his olduğunu biraz daha biliyorum ve bu bilgi doğrultusunda belki ihtiyacı olana biraz daha ışık (umarım) iletebilirim. Her zaman inandığım gibi, yaşadığımız hiçbir şey boşuna değil.

Peki ben bu süreç ardından nasıl toparladım?
Aldım elime defterimi, kalemimi; oturdum ve kendime sorular sordum.
Sorularım şöyleydi:
Ben kimim, neredeyim, ne istiyorum, hayalim ne, hayalimin önündeki engeller ne, önceliklerim şu an için neler, istediklerimi gerçekleştirmek için atmam gereken adımlar neler?

Tüm bu soruların cevaplarını hayata geçirebilmem ve disipline olmam adına bir zaman çizelgesi ve aksiyon! Fakat bu aksiyonun farkı var. Nereye gittiğini, ne yapmak istediğini, neye dikkatini vereceğini bilerek kendi gücünle ve daha önemlisi bilinçle ilerliyorsun!

Diyeceğim odur ki; koşturmak aslında bir kaçışmış. Bakmamak, görmemek, hissetmemek için bir yolmuş. Sürüklüyormuş ve sürüklerken aslında kaybediyormuş. Ne kim olduğunu, ne de ne istediğini, hayat amacını hatırlıyormuşsun. Peki sence bu noktada gerçekten yaşamış oluyor musun?

Eğer ki sen de çok koşturmalı dönemlerden geçiyorsan ve artık yorgun hissediyorsan, koşturmaktan nereye gittiğini bile unuttuysan; dur. Dur ve soluklan. Korkma o soluklarda sadece sen varsın. Özün var, gücün var.
Kendini anlamak istiyorsan eğer; içini ve etrafını görmek; sor soruları kendine.
Hep söylediğim gibi sorular; doğru sorular çok kıymetli! Bizi bir yerden bir yere taşıyan en önemli araçlardan bir tanesi sorular.
Bu yüzden soru sormaktan çekinmeyin. Bol bol sorun, sorgulayın. Ve bunu illa başınıza bir şey geldikten sonra yapmayın. Ortada hiçbir şey yokken bile ara ara oturun kendinizle ve aynı soruları tekrar tekrar sorun. Zaten göreceksiniz ki cevaplar hiçbir zaman aynı kalmayacaktır.
Kendimize ulaşacağımız yegâne araç da budur.

Çok sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Hayatı iyi ve kaliteli yaşamanın yolu: Zihin, beden, ruh bütünlüğü

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale